Köpeğe tecavüz ettiği esnada çevrede oturanlar tarafından fark edilen ve suç üstü yapılan yaşlı adam, "Yaptım bir cahillik, polise ihbar etmeyin" diyerek kendisini savundu.
Görüntüleri çeken genç adam sinirlerine hakim olamadı, adama yumruk attı.
(Söz konusu videoyu sapkınlık ve hayvana şiddet içerdiği için yayımlamıyoruz)
ZOOFİLİ (ZOOSEKSÜELİTE) NEDİR?
Zoofili ya da zooseksüelite, hayvanlarla cinsel ilişki bağımlılığı olarak adlandırabileceğimiz durum vicdani ve ahlaki boyutunun yanında ciddi bir seksüel psikopatidir. Zoosadizm denen bir başka psikopati hali de havyanlarla cinsel münasebet bağımlılığına ek olarak, hayvan vücuduna uygulanan acı verici faaliyetlerden zevk duyma durumudur.
KORKUNÇ RAKAMLAR
Dünya çapında ele alındığında hayatında en az bir kez hayvan ile cinsel münasebette bulunanların topluma oranı, erkeklerde %8 kadınlarda ise %3.6’dır. Dahası, bu oran kırsal bölgede yaşayanlarda % 40-50 oranına kadar yükselebilmektedir. (ref. Kinsey raporları).
Hayvanla cinsel ilişkiye girmek, edilgen durumda cinsel ilişkiye zorlanan hayvan için vahşice ve insanlık dışı sonuçlar doğururken, zoonoz’un (yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar) insanlar arasına geçişini de kolaylaştırır.
Zoofili, eylemi yapan kişi açısından psikolojik anlamda incelenirken; tecavüzün mağduru konumundaki hayvan açısından davranışbilimsel, psikolojik ve–maalesef- cerrahi alanlarda olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Ve acı olan da kişileri bu eyleme sevk eden ruh durumu bir yana bırakıldığında, hayvanlarla cinsel ilişki, tür gözetmeksizin yayılmaya devam etmektedir.
TECAVÜZ VE KURBANLARI
Tecavüz kurbanı hayvanların akıbetleri, insanlarınkilerle paralellik göstermektedir.Tecavüz küçük bir kız çocuğu ile bir sokak köpeği için benzer şeyleri ifade eder. Bunlar fiziksel ve zihinsel acı, utanç ve izolasyondur.Tecavüze uğrayan bir köpek cerrahi anlamda hasara uğrayacak, zorla cinsel ilişkinin getirdiği acıyı hem nesnel olarak hem de psikolojik olarak bünyesinde taşıyacaktır.
Ciddi tecavüz olaylarında organ deformiteleri ve masif kanamalar hayvanın yaşamını tehdit edebilmektedir.Veteriner hekimler organik hasarı giderebilseler de, zihinsel travmanın izlerini silmek pek de kolay olmayacaktır.Tecavüz mağduru hayvanlar – tıpkı insanlarda olduğu gibi- post-travmatik sendromlara adaydırlar.Bunlar depresyon geliştirme, kaygı, yaygın anksiyete hali ve izolasyonu içerir.
Hayvan, travma sonrası stress bozukluğunu, içine kapanma ve kendini soyutlama olarak gösterebilirken,tam tersi, artmış agresyon ve nedensiz saldırgan davranışlar hayvanın ve çevresindekilerin yaşamlarını tehdit eden boyutlara varabilir.
Anlaşılabileceği gibi, hayvanlarla kurulan cinsel ilişki psikolojik, sosyolojik, hukuki ve tıbbi boyutlarda ele alınabilmektedir ve hangi perspektiftenbakılırsa bakılsın yadsınamaz bir bozukluğun dışavurumu.
Peki ama, insanoğlunu bu hastalığa iten nedenler nedir?Neden, bir insan gidip bir hayvana cinsel tacizde bulunur?
Bunun cevabını UZMANLAR ŞU ŞEKİLDE AÇIKLAMAKTA: “Heteroseksüel ilişki kurmak yerine, kişi zoofiliyi tercih ediyorsa, kişinin özgüven duygusunun yetersizliğinden söz edilebilir. Heteroseksüel ilişkiye ve karşı cinse karşı duyulan korku, kişinin kendine olan güvensizliğiyle ilişkilendirilebilmektedir. Bu güvensizlik duygusuyla kişidiğer bir bireyle bulunacağı her türlü paylaşımdan uzak durma eğiliminde olacaktır. Cinsel paylaşımda bunlardan biridir. Bu nedenle çocuğa olumlu bir cinsel eğitim verirken, özgüven duygusunun da aşılanması gereklidir. Özgüveni belirleyen en önemli etkenlerden biri anne ve babanın çocuğuna gösterdiği sevgidir. Sevildiğine inanan ve güvenen bir çocuğun özgüven duygusu beslenir. Bu nedenle özellikle anne babalar tarafından çocuğa, sevgi açık ve belirgin bir şekilde gösterilmelidir.”
Yani, çocuklarımızın ilgisiz büyüdüğü, düzgün iletişim kurulmadığı evlerde dışlandığı her durum, potansiyel bir zoofili vakasını tetikliyor. Ve şunu da vurgulamakta yarar var ki: “Sevgisiz büyüyen her birey, birgün bir suçlu olarak karşımıza çıkabilir. Çünkü hayvana tecavüz ederek hayata başlayan, insana da tecavüz edecek ruh haline sahiptir”
İstanbul Barosu, Türkiye’de ilk kez Adli Tıp Profesörü Sevil Atasoy’un başkanı olduğu Suç Önleme ve Denetleme Stratejileri Merkezi işbirliğiyle, cezaevlerinde cinayet, tecavüz gibi şiddet suçlarından hüküm giyenlerin suç profilini ortaya çıkaracak bir anket çalışmasında dünya çağında seri katillerin “sözde kariyerlerine” kedi ve köpeklere zarar vererek başladıkları tespit edilmiş.
Mesela, Albert De Salvo (Boston Canavarı) 1 yılda 13 kadın öldürdü. Portakal sandıklarında kedileri ve köpekleri kapana kıstırıp sonra oklar attığı biliniyor;
20 yaşındaki Jason Massey, 13 yaşında 1 kızı ve 14 yaşındaki üvey erkek kardeşini öldürdü. Cinayetlerine kedi ve köpek öldürerek başladı;
Kip Kinkel (15), ailesini ve 24 öğrenciyi öldürdü.Kedi başı kesmek, canlı sincapları küçük küçük parçalara bölmek gibi eylemleri vardı.
“Batılı kaynaklar, şiddet suçu işlemiş olanların çocukluklarında, hayvana yönelik şiddetin faili ya da tanığı olduğunu göstermektedir” diyen Atasoy ve ekliyor, “Bu durum fark edilip önlendiğinde ve çocuğa hayvan sevgisi öğretildiğinde, ileri yaşta suç işlemediği kanıtlanmıştır.”