ANKARA (İHA) - 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmesine ilişkin kanun tasarısı TBMM İçişleri Komisyonu'nda kabul edildi. Tasarının görüşmeleri sırasında Ergenekon soruşturmasıyla ilgili tartışmalar yaşanırken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Eğer devletin organlarında yapılanmış olumsuz unsurlar varsa, bunların tasfiyesi konusunda da ortak bir irade olmalıdır. Bugün sıcak olarak yaşanan gündem maddeleri konusunda fevri çıkışların çok doğru olmadığı düşüncesindeyim" dedi.
TBMM İçişleri Komisyonu, AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut başkanlığında gerçekleştirdiği toplantıda 1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma Günü adıyla tatil ilan edilmesine ilişkin kanun tasarısını görüştü. Görüşmeler sırasına muhalefet milletvekilleriyle iktidar milletvekilleri arasında Ergenekon operasyonuna yönelik sert tartışmalar yaşandı. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, kimsenin kimseyi darbecilikle suçlayamayacağını belirterek, "Bu ülkenin bağırsaklarını temizleyecekseniz, kirliliği temizleyecekseniz 1 Mayıs 1977'de öldürülen işçilerin, öldürülen aydınların katillerini bulmak zorundasınız. Bunları bulmadan 'geçmişi temizleyeceğiz' anlayışıyla gerçekten temiz insanları kirletmeye kimsenin hakkı yoktur" dedi. Hukuk kurallarına ve yargı bağımsızlığına herkesin saygı duyması gerektiğini ifade eden Öztürk, ama öncelikle buna savcı ve hakimlerin saygı duyması gerektiğini dile getirdi.
CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ise, son günlerde insanların onurunu zedeleyen davranışlarla karşılaştıklarını belirterek, "Sabahın 05.00'inde insanların onurunu, şerefini, haysiyetini yok ederek gözaltına alınmalarını kınıyorum" diye konuştu. Bilgisine başvurulacak insanların çağırılmaları halinde gidip hesap vereceklerini ifade eden Aslanoğlu, emniyet güçlerinin de buna alet olmaması gerektiğini söyledi.
"BURASI MUZ CUMHURİYETİ Mİ?"
AK Parti Çorum Milletvekili Agah Kafkas Türkiye'de Fenerli, Galatasaraylı, şu davadan, bu davadan şeklinde kimsenin istisna sahibi olamayacağını ifade etti. Bir kişinin sabahın 05.00'inde alınması gerekiyorsa alınabileceğini belirten Kafkas, 'Çağırın geleyim kardeşim' diyen Aslanoğlu'na, "Seninle ne işim var" karşılığını verdi. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek'in 'Gözaltına alıyorsunuz sonra serbest bırakıyorsunuz' sözlerine ise Kafkas, "Burası Muz Cumhuriyeti mi" şeklinde tepki gösterdi.
Komisyon Başkanı Akbulut da, Özyürek'in sözlerine müdahale ederek, "Bağımsız yargıyı itham ediyorsunuz" dedi. Özyürek ise, "Ben yasalara uymayan herkesi itham ederim. Türkiye'de ne yazık ki hukuk devleti kalmadı" diye konuştu. AK Parti'li Kafkas, Türkiye Cumhuriyeti'ne hakaret etmeye kimsenin hakkı olmadığını ifade ederek hukukun istediği kişiyi gözaltına alabileceğini söyledi.
Bu arada DTP Muş Milletvekili Nuri Yaman, Nevruz'un da tatil olmasını isteyerek, "Kürt bölgesinde en uzun süreli kutlanan bayramın Nevruz" olduğunu ifade etti. MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ise, 'Kürt bölgesi' diye bir kavramın kullanılamayacağını belirterek, Türkiye Cumhuriyeti sınırların içindeki her yerin Türk bölgesi olduğunu kaydetti. Yaman, bu kavramdan korkulmaması gerektiğini belirterek yüzyıllardır bölgenin 'Kürdistan' şeklinde anıldığını ifade etti. Tartışmalar, Komisyon Başkanı'nın araya girmesi ile son buldu.
Tartışmaların ardından söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, görüşmeler sırasında farklı konuların gündeme geldiğini görmekten 1 Mayıs adına üzüldüğünü söyledi. Demokrasi, özgürlükler ve cumhuriyetin kazanımlarının Türk milletinin özümsediği ve sahiplendiği kazanımlar olduğunu vurgulayan Çelik, milletin de bu kazanımları özgür iradesiyle korumak ve geliştirmek için sandığa gittiğini ve vekaletini verdiğini anlattı. Çelik, "Bir siyasi partiyi tenkit edeceğim diye farkına varmadan milletimize bu tenkitlerin yöneltilmesine üzülüyorum. Bir siyasi partiyi tenkit etmek, siyasi rekabet ayrı bir olaydır ama farkına varmadan bunun vekaleti bize verenlere yönelmesi üzüntü vericidir" dedi.
AK Parti iktidarı döneminde faili meçhullerin bulunması için verilen mücadelenin mutlaka takdir edilmesi gerektiğini belirten Çelik, geçmişte yaşananların üzerine gidilmesi gerektiği inancıyla hareket ettiklerini söyledi. 1977 yılında Taksim olaylarında öldürülen vatandaşların akıbetlerinin sorgulandığına işaret eden Çelik, "Eğer devletin organlarında yapılanmış olumsuz unsurlar varsa, bunların tasfiyesi konusunda da ortak bir irade olmalıdır. Bugün sıcak olarak yaşanan gündem maddeleri konusunda fevri çıkışların çok doğru olmadığı düşüncesindeyim. Siyasi partiler ülkenin bugün muhalefeti olurlar, yarın iktidarı olurlar. Bunun sorumluluğu içinde hareket etmeliyiz. Usul açısından yanlışlar varsa bunlar konuşulmalıdır ama ta 1977'teki karanlık noktaların aydınlatılması noktasında bir talebimiz varsa burada da bir ittifakın, bir birlikteliğin mutlaka sağlanması gerekiyor. O perdelerin ortadan kalkması açısından" şeklinde konuştu.
ÇELİK: "BİRİLERİNİN ÇABALARINA ÇANAK TUTAR"
DTP'li Yaman'ın ifadelerine de tepki gösteren Çelik, "Biz Misak-ı Milli sınırlarımızı Türkiye'de yaşayan bütün unsurlarla birlikte çizmişiz. Burayı vatan edinmişiz. Şimdi siz 300-500 yıl geriye dönüp 'filan evrakta, filan kitapta şu bilgiler var' derseniz bu aslında farkına varmadan birilerinin ülkemizin dağlarını, illerini, ana merkezlerini kendi coğrafyalarında gösterme çabalarına da bir çanak tutma olur. 500 yıl geriye gittiğinizde çıkıp 'Trablus benim coğrafyamdır, Şam benim coğrafyamdır' dersiniz de
bugün bunun meydana getireceği olumsuzlukların veya tepkilerin hangi boyutlara geleceğini de düşünmeniz gerekiyor" diye konuştu. Çelik, herkesin çatışma istemediğini söylediğini, bunun yolunun çok daha sağlıklı bir terminoloji ile bunları değerlendirmek olduğunu belirtti.
İçişleri Komisyonu'nun tarihi bir gün yaşadığını kaydeden Çelik, meydanlarda, televizyon ekranlarında 1 Mayıs'ı sahiplenen işçi ve işveren konfederasyonlarının başkanlarının toplantıya katılmamasını eleştirdi. Bu düzenlemeyi birlikte çıkardıklarını kaydeden Çelik, herkesin bu düzenlemeyi sahiplenmesini istedi. Diyalogla çözülemeyecek bir sorun olmadığını ancak diyalogdan önce başka unsurların devreye sokulmasının sıkıntıları beraberinde getirdiğini anlatan Çelik, öncelikle emeğin ve çalışanın yanında olduklarını söyledi. 1 Mayıs'ta kutlama yapacağını açıklayanlar arasında isçi kesiminin yanı sıra kamı çalışanlarının da olduğuna işaret eden Çelik, o nedenle bunun Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanmasının daha doğru olacağını ifade etti.
Görüşmelerin sonunda tasarı Komisyon'da oylanarak kabul etti. Tasarının önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek yasalaşması bekleniyor.