ANKARA (İHA) - Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan bir raporda, dünya genelinde 1 milyon kişinin insan kaçakçılığına konu olurken, usulsüz göçmen sayısının ise 15 ile 30 milyon arasında değiştiği belirtildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 'Göçmen kaçakçılığı ve insan ticaretinin küresel boyutu' konulu raporda, sömürü amaçlı çeşitli nedenlerle gerçekleştirilen insan ticaretinin, bu suça maruz kalan kurbanların güvenliği, refahı ve insan haklarına ilişkin olarak ağır sonuçlar doğuran uluslararası bir suç olgusu olduğu belirtilerek gerek ekonomik alanda gerekse insan hak ve özgürlükleri kapsamında gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerden yüksek ülkelere yönelik genel bir göç akımı kimi zaman yasal kimi zaman ise yasadışı yollardan yapıldığı kaydedildi.
Bu alanda açıklanması en güç durumun suça kaç kişinin katıldığının olduğu vurgulanarak, mağdurlarının tespitinin ve ulaşılmasının, içerisinde bulundukları durum nedeniyle zor olması, mağdurların baskı ve sindirmeyle ilgili kurum ve kuruluşlara başvuruda bulunmamaları, eğitimsizlik, bulundukları ülkelerdeki illegal durumları ve bir gün içerisinde bulundukları durumdan kurtulabilecekleri ümidiyle, özellikle cinsel amaçlı kullanılan kadınların yapmak ta oldukları işten utanarak gizlemeleri olduğu ifade edildi.
Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, yılda 1 milyon kişinin, ABD'nin 2003 yılında yayınladığı İnsan Ticareti Raporu'na göre ise her yıl 800-900 bin kişinin insan ticaretine konu olduğu kaydediliyor.
Yapılan bir araştırmaya göre ise usulsüz göçmen sayısının 15 milyon ile 30 milyon arasında değiştiğinin belirtildiği raporda, göçmen kaçakçılığından suç örgütlerinin kazancının ise her yıl 3.2 milyar dolar olduğunun tahmin edildiği bildiriliyor.
İnsan ticaretinin en yaygın biçimi ve tespitinin ve takibinin daha kolay alanının kadınların cinsel amaçlı kullanımının olduğu vurgulanan raporda, bunun sebebinin suçun toplumunun içerisinde gerçekleşmekte olması, uğradıkları sömürünün katlanılmaz boyutlarda ulaşmamış, her ne kadar çekinceleri olsa da ilgili mercilere başvuru yapabilmeleri, suçun delilerine daha kolay ulaşılması ve en önemlisi diğer alanlara nazaran dünyada çok daha fazla yoğunluğa sahip olması olarak açıklanıyor.
1991 yılında insan vücudunun ticari amaçla kullanımının tamamen yasaklanmış bulunmasına ve hükümetlerinin bunu yasaklamalarına rağmen , organ için beklemekte olan çok sayıda insanın varlığının söz konusunu olduğuna dikkat çekilen raporda, yoksulluk çeken ve maddi kazanç sağlamak için organının satmak isteyen kişilerin her yerde bulunmasının yanında, bu sektörden para kazan ve aracılık yapan organ simsarlarının varlığının organ ticaretinin neden önlemediğinin açıkladığı kaydedilmekte.böbrek yetmezliği bulunan bir hastanın bir böbrek için 20-30 yıl gibi bir süre beklemek zorunda kalınabilmesinin işin ahlaki değerlerini hem de oluşabilecek risklerinin gözardı edilmesine neden olduğu vurgulanan raporda, günümüzde İngiltere'de 5 bin, ABD'de ise 50 bin civarında kayıtlara geçmiş böbrek bekleyen kişi bulunduğu ancak İngiltere yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre önümüzdeki yılda ancak bin 500 nakil yapılabileceğinin belirtildiği ifade ediliyor. Bunun nakil bekleyen hastaları umutsuzluğa düşürdüğüne dikkat çekilen raporda ölmüş kişilerden alınan organların zaman zaman fayda sağlamadığı dikkate alınarak sağlıklı kişilerden alınacak bağışların daha kesin sonuçlara ulaşması ve bağış yapan kişilerin genelde bulunmaması sebeplerinden dolayı organ ticaretinin organize suç örgütleri açısından öneminin arttığı belirtiliyor.
Sağlık örgütleri tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Hindistan'da bir böbreğin ortalama fiyatının bin 500 dolar, savaş öncesi Irak'ta ise tüm masraflar dahil bir böbrek transferinin maliyetinin 7 bin dolar civarında olduğu açıklanan raporda, Hindistan'da yapılan bir araştırmada, böbreklerini satanların büyük kısmının büyük borç batağındaki kadınlar olduğu belirtilmekte. Organ satan kişilerin belirli bir dönem maddi açıdan bir rahatlamaya kavuştukları fakat ortalama 6 ay sonra tekrar eski durumlarına döndüklerine işaret edilerek, bu kişilerin yüzde 79'unun da organlarını satmaktan pişman oldukları ve tavsiye etmedikleri açıklanıyor.
İnsan ticaretinin diğer bir boyutunun ise çocuk ticareti olduğu belirtilene raporda, bu uluslararası evlat edinmeye aracılık, çocukların cinsel amaçlı ya da pornografide kullanımının veya zorla çalıştırılmaları şeklinde gerçekleştiği bildiriliyor.
Raporda, bir ailenin çocukları karşılığında insan tacirlerinden bin dolar alabildiği, insan tacirlerinin ise bu çocukları 50 bin dolar ile 100 bin dolar arasında fiyatlara sattığı, çocukları meta gibi görmekle büyük miktarlarda maddi kazanç elde ettikleri bildiriliyor.
İnternet üzerinden çocuk ticaretine dikkat çekilen raporda, kişilerin internet üzerinden beğendikleri bir çocuğu hiç bir yere gitmeden tacirler vasıtasıyla ayaklarına kadar getirerek satın aldıkları ifade ediliyor. www.adoption.com , www.adoption.org , www.infertility.adoption.org , www.adopthelp.com , www.americanadoptions.com gibi sitelerin özellikle uluslararası evlet edinme sektöründe kullanıldığına dikkat çekilerek bu sitelerde sadece evlat verilecek çocuklarının tanıtımının yapıldığı kaydediliyor.
Bunun yanısıra doğmuş ya da doğacak çocukları evlatlık vermeyi düşünen anneler için yardım hizmetleriyle evlatlık alacak ailelerin tanıtımının da bulunduğu belirtilen raporda, özellikle www.americanadoptions.com sitesinde evlat edinme masrafları olarak belirlenen fiyatların Çin için 22 bin dolar, Rusya için 35 bin dolar, Amerika içinde olması durumunda ise 22 bin 500 dolar olduğu belirtiliyor.
Bu sayılara ek olarak yasadışı yollardan gerçekleşen uygulamalar ve ucuz işgücc bu sektörden para kazan ve aracü olarak kullanılmak istenen çocuklarının kaçırılmaları ya da ailelerinden para karşılığı satın alınması veya kiralanması dikkate alındığında bu sayının çok önemli boyutlara ulaşacağının tahmin edildiği belirtilen raporda, insan ticaretinin bu çocuk pazarlarında internet üzerinden dolandırıcılık da yaptığı kaydedilmekte.
Bununla birlikte insan tacirlerinin, çeşitli ülkelerden çeşitli işlerde çalışmak vaadiyle getirdikleri kadınları dağ evlerinde hapis tutarak burada hem para karşılığı fuhuş yaptırdıkları hem de müşterilerden hamile kalmaları sonucunda olan çocukları da bu sektörde sattıkları belirtilerek her ne kadar uluslararası evlat edinmede çocukların çok büyük zararlara maruz kaldıkları genel itibariyle söylenmesede bu sektörde çocukları evlat edinen ya da gizlice satın alan kimi kişilerin çocuk pornografisi, cinsel ilişkiler ve ağır şartlarda çalıştırmak için kullandıklarının bilinen bir gerçek olduğu açıklanıyor.
Raporda, günümüzde yeterince sağlık koşulları içermeyen ve ahlaki gelişmeleri engelleyen dilencilik ve seyyar satıcılık gibi işlerde çocuklarının çalıştırılmasının da insan ticareti olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Çocukların saf olmasının ve muhakeme yeteneklerinin zayıf olması sebebiyle kolayca kandırılmalarının onlara sağlanacağı düşünülen imkanların hayaliyle kolayca insan ticareti mağduru konumuna düşmelerine neden olduğu belirtilen raporda, içerisinde bulundukları olumsuz durumdan kurtulabilmeleri ve yardım talebinde bulunmalarında daha güç olduğu vurgulanıyor.