Ben Affleck 15 Ağustos 1972 tarihinde, Kaliforniya'nın Berkeley şehrinde doğdu. Annesi öğretmen, babası ise sahne yöneticisiydi. Elbette "sanat karın doyurmadığı" için, Affleck'in babası Timothy aynı zamanda tamircilik, marangozluk, bahis toplayıcılık, elektrik işçiliği ve barmenlik de yaptı.
Affleck sanat anlamında çok yoğun bir evde büyüdü. Babasının işi ve annesinin elit yetiştirilme tarzı sebebiyle Affleck ailesi sıklıkla tiyatroya giderdi, çocuklar da anneleri tarafından kendi ev filmlerini çekmeleri için itilirlerdi. Buna rağmen Affleck'in annesi oyunculuğu bir meslek olarak düşünmelerini istemiyordu, hatta Affleck çocuk yaşta çalışmaya başlayınca kazandığı paraları "bir gün okul için lazım olacak nasılsa, okusun öğretmen olsun" diyerek kenara koymaya başladı. 
Affleck ilk olarak kamera karşısına yedi yaşında, bir aile dostlarının filmi olan Dark Side of the Street için geçti. Fakat ona bir çocuk yıldız olarak şöhret kazandıran şey, okullar için özel olarak üretilen The Voyage of the Mimi dizisinde edindiği roldü. Affleck Mimi dizisi için sekiz yaşından on beşine kadar aralıklarla çalıştı ve ciddi bir tecrübe edindi. 
Affleck'in lise yıllarına en büyük damga vuran şey, ara ara edindiği rollerden çok, Matt Damon ile olan arkadaşlığıydı. İkili yaşça birbirlerinden ayrı olmalarına rağmen, oyunculuğa dair öyle bir tutku duyuyorlardı ki, bütün vakitlerini birlikte geçiriyorlardı. Fakat o yaşlarda Ben, Damon'dan dahaç ok tercih ediliyor gibi gözüküyordu. Affleck kısa bir süreliğine New York'a, sonra da Los Angeles'a taşındı ve Matt Damon Harvard'da okurken, bazı dizilerde ufak roller almaya başladı. 
Affleck'in ilk büyük rolü 1993 senesinde Dazed and Confused ile geldi. Richard Linklater'ın filminde oynayan Affleck, bunu 1995 tarihli Glory Daze'de ilk başrolünü oynayarak pekiştirdi. Aynı sene Mallrats'de, Dazed and Confused'daki rolüne benzer bir şekilde kıl ve milleti ezikleyen bir karakter oynayınca, hayatının böyle geçeceğine dair paniğe kapıldı. 
Bu panik, 1997'de yerle bir oldu. Mallrats'in setinde tanıştığı ve iyi anlaştığı Kevin Smith'in onun için yazdığı Chasing Amy ile, can dostu Matt Damon ile beraber kaleme aldıkları Good Will Hunting bu sene çıktı ve Affleck'i bir anda meşhur etti. Affleck artık Oscar'lıydı ve aşağı yukarı herkes tarafından tanınmaktaydı. Bunun üzerine başrol üzerine başrol geldi kendisine. Armageddon, Shakespeare in Love, Dogma, Pearl Harbor, The Sum of All Fears... Bir de tabii ki, Daredevil ve Gigli...
Daredevil ve Gigli ile birlikte, Affleck'in kariyeri türbülansa girdi. Aktör filmlerinden çok, Gwyneth Paltrow, Jennifer Lopez ve Jennifer Garner gibi ünlü kadınlarla olan ilişkileriyle anılıyordu. Üstüne Daredevil ve Gigli gibi filmler de binince, bir anda Affleck kamuoyunun nezdinde "yakışıklı kötü oyuncu" oluverdi, bu imajı sarsması da çok uzun bir süre aldı. Hatta şöyle diyelim, oyuncu olarak hâlâ sarsabildi mi emin değiliz. Ama o kamera arkasına geçti, ve hikaye değişti. 
Affleck Smokin' Aces ve Hollywoodland gibi projelerle biraz olsun fiyakayı düzelttikten sonra, kendisini tanıyan herkesin "bir noktada yapacak" dediği şeyi yaptı, ve kamera arkasına geçti. 2007 senesinde ilk uzun metraj filmini, Gone Baby Gone'ı çekti. İnanılmaz iyi eleştiriler alan filmi, 2010 senesinde The Town ile pekiştirdi. İki film de bol övgü almış, pek çok ödüle de aday gösterilmişti. Fakat Affleck, asıl bombayı sonradan patlatacaktı. 
Affleck 2012 yılında Argo'yu çekip vizyona sürdü. O sene Oscar'a En İyi Yönetmen dalında aday olmaması "büyük skandal" olarak nitelendirilen Affleck, film En İyi Film ödülünü kazanınca yapımcı olduğundan ikinci Oscar'ı müzesine götürmüş oldu. Bu eleştirel övgü durumunu, To the Wonder ve Gone Girl gibi filmlerle de pekiştirdi. Artık Affleck tekrar zirvedeydi. 
Peki Affleck şimdilerde ne yapıyor? 2016 senesi aktör için baya meşgul geçecek. Batman v. Superman filminde Kara Şövalye'yi oynayacak olan oyuncu, aynı sene dördüncü filmi Live by Night'ı çekecek, ardından Gavin O'Connor'ın filmi The Accountant ile boy gösterecek. İki sene sonra da Kendi Batman filmini çekeceği söyleniyor. Anlayacağınız, Affleck zirveden ineceğe benzemiyor. Ki inmesin de zaten!
