Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

10 Adımda Galler'in Dünyaya En Büyük Hediyesi: Catherine Zeta-Jones

Kendisini uzun zamandır bir sinema filmi ya da bir dizide görmüyoruz, ama bu kablimizdeki yerinin kaybolduğu anlamına gelmiyor. Bu muhteşem asaleti analım, şapkamızı çıkartalım!

10 Adımda Galler'in Dünyaya En Büyük Hediyesi: Catherine Zeta-Jones

Catherine Zeta-Jones, 25 Eylül 1969 tarihinde, Galler'in Swansea şehrinde dünyaya geldi. Babası David Jones şeker üretimiyle uğraşıyor, annesi Patricia ise terzilik yapıyordu. Zeta-Jones'un adı, anneanne ve babaannelerinden geliyor. Zeta Jones ve Catherine Fair.

Zeta-Jones eğlence sektörüne bir anlamda beş yaşında adım attı. Ailesinin "şu enerjiyi bir atsın" diyerek Hazel Johnson Dans Okulu'na yazdırdığı küçük Zeta-Jones, 11 yaşında Britanya tap dansı şampiyonu oldu. Sonradan Londra'daki Ars Educational Schools'da Müzikal Tiyatro bölümünde okudu.

Zeta-Jones'n ilk rolü, Swansea Tiyatrosunda sahnelenen Annie'de başroldü. Sonradan Galli aktris Bugsy Malone, The Pajama Game, 42nd Street gibi oyunlarla 80'lerin sonunda tiyatroda yer almaya başladı. Ekseriyetle müzikal rolleri tercih ediyordu, ama hayatı The Darling Buds of May dizisinde bir rolle değişti. Zeta-Jones o rolden sonra bir anda şöhretle tanıştı.

Galli aktris, bir dönem müzik kariyerine de el attı. 1992'de, For All Time isimli bir şarkıyla Birleşik Krallık listelerinde 36. sıraya yükselen Zeta-Jones, sonraki senelerde In the Arms of Love, I Can't Help Myself, True Love Ways gibi şarkılarla da ara ara listelerde görünmeye devam etti. Fakat bu macera, çok uzun sürmedi, zira oyunculuk iyice ön plana çıkmaya başlıyordu.

Zeta-Jones 1996 senesinde Peter Gallagher, Tim Curry ve George C. Scott ile birlikte Titanic isimli bir mini-dizide oynadı. O dizinin izleyicileri arasında Steven Spielberg de vardı. Spielberg, o sırada Mask of Zorro filmi için başrol arayan yönetmen arkadaşı Martin Campbell'a Zeta-Jones'u önerdi, Zeta-Jones rolü kaptı ve uluslararası şöhretin kapılarını ardına kadar açtı.

1998'de Mask of Zorro çıktıktan sonra, Zeta-Jones 1999'u biraz dengesiz geçirdi. Sean Connery ile oynadığı Entrapment filmindeki lazer sahnesi çok konuşulan aktris, roldeki performansı için bir Altın Ahududu ödülüne aday gösterildi. Aynı sene The Haunting filmindeki performansı da çok eleştirilen Galli güzel, bir sene sonra ise Soderbergh'in Traffic filminde oynadı ve Altın Küre'ye aday gösterildi.

Zeta-Jones 2002 senesinde Chicago filmindeki rolüyle, Oscar'ı evine götürdükten sonra artık önünde hiçbir engel kalmamıştı. Sinbad, Intolerable Cruelty, Terminal ve Ocean's Twelve gibi filmlerde üstlendiği rollerle iyiden iyiye popülaritesini arttıran Zeta-Jones, 2005'te onu meşhur eden Zorro'ya gönül borcunu ödedi ve The Legend of Zorro adındaki devam filminde oynadı.

2005 senesinden itibaren yavaş yavaş sinemadan elini ayağını çekmeye başladı Galli aktris. Bunun sebebi, eşi Michael Douglas'dan olan çocuklarına daha fazla vakit ayırabilmekti. Buna rağmen, No Reservations ve Death Defying Acts gibi performanslar da sundu, ama eleştirmenlerin onayını alamadı. Sonraki filmi The Rebound, vizyona giremeden DVD'den dağıtıldı.

2009 senesinde Zeta-Jones özüne döndü ve A Little Night Music adlı bir oyunla ilk defa Broadway'de sahne aldı. Bu performansı ona Amerikan tiyatrosunun en prestijli ödülü Tony'yi kazandırdı. Ama 2009 senesi, aynı zamanda kötü bir habere de gebe oldu. Galli aktris, eşi Michael Douglas'ın gırtlak kanseriyle ilgilenmek için, sinemaya koşulsuz bir ara verdiğini açıkladı.

Zeta-Jones Michael Douglas ile hem sağlıksal, hem de ilişkisel sorunları düzeltti, tekrar ufaktan sinema dünyasına geri döndü. 2013'te Red 2'de oynayan Galli aktris, gelecek sene The Godmother ve Dad's Army filmleriyle karşımıza çıkacak. İnşallah devamı da gelir, hiç de durmaz!

En Çok Aranan Haberler