Mektupta Ergenekon Örgütü'nün bayrağı olarak verilmiş bir bayrak resmi bulunuyor. Bayraktaki gönye ve pergele dikkat çeken Adnan Tınarlıoğlu, pergel ve gönyenin masonluğun en temel sembolü olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca mektupta resimleriyle Ümit Sayın, Adil Serdar Saçan, Tuncay Özkan, Emin Şirin, Saadettin Tantan'a ayrıca yer veriliyor. Bu 5 ismin yanı sıra resimsiz olarak "Her devrin adamı" olarak belirtilen ve "yargıdaki derin bağlantıları nedeniyle Ergenekon Örgütü'nün BAV camisına yönelik hukuksuz mücadelesinde etkin görev alan, devlet içindeki diğer kurumlarda da yoğun faaliyet gösteren kişilerden biri"ne de yer veriliyor.
İŞTE O MEKTUP:
Sayın Başbakanım,
Bilim Araştırma Vakfı, savunduğu milliyetçi muhafazakar değerler nedeniyle yıllardan beri halkımızın gözü önünde Ergenekon terör örgütü tarafından çok çeşitli baskılara maruz kalmakta, saldırı ve komplolar ile yıldırılmaya çalışılmaktadır. Nitekim söz konusu yasa dışı örgütün Bilim Araştırma Vakfı'na yönelik aleyhte faaliyetleri, örgütün ele geçirilen ve medya kuruluşlarınca yayınlanan yazılı bildirisinde, Bilim Araştırma Vakfı'nın mücadele edilmesi gereken kuruluşlar arasında en başlarda gösteriliyor olmasından da anlaşılmaktadır. Devletimiz, Ergenekon Terör Örgütü'nün çökertilmesi ve ülkemizin bu büyük beladan kurtulması için gereken süreci başlatmıştır. Bu süreç, Sayın Adnan Oktar ve Bilim Araştırma Vakfı mensuplarının yaklaşık 9 yıldır devam eden yargılanma süreci boyunca yaşanan birçok gayri hukuki gelişmenin aydınlanması ve yapılan hukuk ihlallerinin telafi edilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Sayın Başbakanım,
Masonların Ergenekon Terör Örgütünü etkileri altına aldıkları ve kendi emelleri doğrultusunda kullandıkları birçok delille sabittir. Son olarak ortaya çıkarılan ve medyada da yer alan Ergenekon Terör Örgütünün bayrağı bu delillerden bir tanesidir. Söz konusu bayrağın sol köşesinde yer alan "gönye" ve "pergel" yüzyıllardır masonlarca kullanılan sembollerdir. İşte Bilim Araştırma Vakfı Camiası'na yıllardan beri komplo üstüne komplo düzenleyen Ergenekon Terör Örgütü üyelerini yöneten ve yönlendiren de masonlardır. Çünkü Bilim Araştırma Vakfının çalışmaları ve BAV'ın Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar'ın masonların gerçek yüzünü deşifre ettiği eserleri yıllardır bu karanlık tarikatı rahatsız etmektedir.
Sayın Başbakanım,
Ergenekon'un yargı camiasına sızmak ve yargı içinde etkili konuma gelmek için büyük bir gayret sarfettiği de bilinen bir gerçektir. Örgütün manifestosunda, teme! belgelerinde ve örgüt üyelerinin kendi aralarındaki konuşma ve yazışmalarında özellikle yüksek yargıyı ele geçirme planları açıkça yer almaktadır. Nitekim soruşturmayı yürüten İstanbul C. Başsavcılığının bu örgütün bağlantılı olduğu yargı mensuplarının isimlerini liste halinde makamınıza bildirdiği birçok basın organında haber olarak yayınlanmıştır. Ne var ki bu listede bulunan yargı mensupları halen son derece faaldirler. Örgütün beyni olan ve kilit konumda bulunan bu kanada henüz dokunulmamıştır. Söz konusu karanlık örgütün BAV'a yönelik düzenlenen polis operasyonundan itibaren bu dava sürecini yönlendirmeye çalıştığı da yine herkesin malumudur. Aldığımız duyumlara göre örgütün BAV davasıyla ilgili olarak yargı mercileri üzerindeki baskısı halen sürmekte, yargıyı etki altına almak amacıyla yürüttüğü faaliyetler devam etmektedir. Aşağıda bahsi geçen ve Ergenekon Terör Örgütü kapsamında yargılanan veya soruşturulan kişiler dışında, BAV'na karşı faaliyet sürdüren ve tespit ettiğimiz diğer Ergenekon şüphelileri hakkında edindiğimiz bilgileri de ilgili savcılığa teslim ettik. Bu nedenle, davamızda hiçbir baskı olmadan, hukuka uygun adil yargılamanın yapılması için gerekli önlemlerin alınmasını istirham ediyoruz.
Sayın Başbakanım,
Ergenekon örgütüne toz kondurmadığını ve birçok yerde bu örgütü savunduğunu duyduğumuz bir bayan Yargıtay Hakimi, BAV davasının dosya hacmine bakınca, bu konuda yeni göreve geldiği ve BAV dava dosyasını hiç incelemediği, içeriği hakkında da bilgisi olmadığı halde, "dosya 100 klasör olduğuna göre bunda bir suç unsuru vardır" demiştir. Ardından da "Bu ceza az arttı raiım" diyerek kin, nefret ve öfkesini ortaya koymuştur. Oysa BAV dava dosyası 100 klasördür ancak bunun sadece 1 klasöründe yargılananların aleyhinde iddialar vardır. Onların içinde de işkence yapmak suçundan halen yargılanan polislerce fena muamele sonucu baskı ve zor altında avukat bulunmaksızın yargılananlara imzalatılan ve CMK 148. Maddeye göre kanunen geçersiz olan polis ifadelerinden başka bir belge yoktur. Sayın Cumhuriyet Savcısı da esas hakkındaki mütalaasında tüm yargılananlar için beraat talebinde bulunurken, dosyada bu geçersiz ifadelerden başka yargılananların aleyhinde bir delil olmadığı belirtilmiştir. Bu tek klasör dışında geri kalan 99 klasörün hepsi yargılananların suçsuzluğunu ortaya koyan, bilirkişi raporları, şahit ifadeşeri, resmi devlet raporları, beraat kararları ve ünlü hukuk profesörlerinin mütalaalarından oluşan lehte savunma delillerini içeren klasörlerdir. BAV davasında yargılanan kişileri hiç tanımadığı halde akıl almaz bir kin, nefret ve intikam hissi İçinde olduğu anlaşılan bu bayan üyenin kimler tarafından motive edilerek bu hale getirildiği araştırılmalıdır. Daha önce de davanın zamanaşımı kararını onaylayan Yargıtay savcısı dosya 2. kez temyize geldiğinde 100 klasörlük dava hakkında birkaç saatin içerisinde cezanın onanması yönünde karar vermiştir. Ancak bu kişinin, ilk incelemesinde 45 klasör olan ve şimdi 100 klasöre çıkmış olan dava dosyasını birkaç saat içinde okuyamayacağı açıktır. Bu sebeple, bu garip ve haksız durumun da araştırılması gerekmektedir.
Sayın Başbakanım,
BAV camiası mensuplarının gerek gözaltına alınış şekilleri, gerek Adil Serdar Saçan müdürlüğündeki Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nde gördükleri işkence, gerekse bu esnada emniyetteki evrakların yasa dışı yollarla basına sızdırılması ve Ergenekon soruşturmasını sürdüren savcılığa bildirdiğimiz diğer yaşanan gayri hukuki gelişmeler, bu camiaya karşı Ergenekon Terör Örgütü tarafından özel olarak planlanmış bir oyunun hayata geçirildiğini göstermektedir. Devletin hiçbir kurumu içindeki küçük azınlık bir çete, devleti zaafa düşüremez. Bu çete, elindeki meşru gibi görünen imkanlarla devletin bir kurumunu adeta esir alamaz. Dev bir menfaat şebekesine çeviremez. "Bize müdahale ederseniz biz de size müdahale ederiz" tarzında meydan okuyamaz. Devleti yıldıramaz, korkutamaz ve susturamaz. Türk devleti çok büyük ve çok güçlüdür. Bu nedenle bu oyunun bozulması için Ergenekon Terör Örgütü'nün bu davayla ilgili tahrik, sindirme ve korkutma yöntemlerinin ve yönlendirmelerinin tespit edilmesini ve gereğinin yapılmasını talep ediyoruz. Saygılarımla.
(Adnan Tınarlıoğlu)
MYNET HABER ÖZEL