Gaziantep'te yaşayan iki çocuk annesi Gökçen Ünal, midesini üşüttüğünü zannederek hastaneye başvurdu. Yapılan testler sonucu ince bağırsağının pıhtı atması sonucu kangren olduğu ortaya çıkan Ünal, hayatının şokunu yaşadı. 10 milyonda bir görülen bir hastalığa yakalandığını öğrenince dünyası başına yıkılan Ünal için doktorlar “2-3 saat anca yaşar” dedi. Başarılı bir operasyonla ince bağırsağı alınan ve 5 aydır yaşam savaşı veren Ünal, şimdi ince bağırsak bağışı bekliyor. Çok zor günler yaşadığını belirten Ünal, “2 tane kızım var onlar için hayatta kalmaya çalışıyorum. İnsan gerçekten başına gelmeden bilmiyormuş. Organ bağışında bulunmak gerekiyor” diye konuştu.
İnce bağırsağın bağışı en az, nakli ise zor olan organlardan biri olmasına rağmen 5 aydır mücadele eden anne Ünal, kız çocukları Aden ve Irmak için hastalığa karşı direniyor. İnce bağırsağı olmadığı için damar yolundan serumla beslenen Ünal, vücudunda emilimin olmamasından dolayı 5 ayda 30 kilo kaybetti. Hastane odasında adeta günden güne eriyen Ünal, kendisine uyumlu bir ince bağırsağın bulunmasını umutla bekliyor.
Midesini üşüttüğünü zannederek özel bir hastaneye giden Ünal’ın ince bağırsağının kangren olduğu karnının ameliyatla açılmasıyla tespit edilebildi. Hastalığın tespit edilmesinin ardından Malatya’daki Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’yle iletişime geçildi. Sağlam kalan çok küçük bir ince bağırsak parçasının dikilmesiyle Malatya’ya sevk edilen Ünal, bir süre Malatya’da tedavi gördü. Şimdi Gaziantep’te ince bağırsak bağışı bekleyen Ünal, 5 aydır yaşadığı acı günleri ve yaşadıklarını anlattı.
Vatandaşlardan organ bağışı noktasında duyarlılık beklediğini aktaran anne Ünal, “Yani direnmeye çalışıyorum. 2 tane kızım var, onlar için hayatta kalmaya çalışıyorum. İnsan gerçekten başına gelmeden bilmiyormuş. Organ bağışında bulunmak gerekiyor” dedi.
Hafiften yaşadığı karın ağrısından dolayı midesini üşüttüğünü zannettiğini aktaran Ünal, 29 Kasım 2021 günü feci bir karın ağrısıyla uyandığını söyledi. Kusma ve ishal belirtilerinin başlamasıyla hastaneye gittiğini anlatan Ünal, “Doktorlar dizanteriden şüphelendiklerini söylediler. Ardından dahiliye uzmanı beni servise almaya karar verdi. O zaman sürekli ‘Kötüyüm’ ben diyordum. Bu sırada kan seviyem düşmeye başlıyor. Nabız falan da düşünce beni hemen yoğun bakıma alıyorlar. Doktorlar baya bir araştırıyor ancak beni bu kadar kötü eden rahatsızlığın nedenini bulamıyorlar. Çünkü 10 milyonda bir rastlanan bir rahatsızlık ve benim ne yaşım ne de cinsiyetim bu rahatsızlık için uymuyor. Ardından midemi açıp bakmaya karar veriyorlar. Karnımı ameliyatta açtıklarında ince bağırsağımın komple kangren olduğunu görüyorlar. Artık bir şey yapılamayacağını düşünerek karnımı kapatıyorlar. Pıhtı gelip ince bağırsağımı tıkadığı için bağırsak kangren olmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.
İnce bağırsağının 2 gün önceden kangren olmaya başladığını söyleyen Ünal, hastalığın kendisine net belirti göstermediğini söyledi. Normalde yaşanması gereken çok şiddetli karın ağrısı ve şişmenin kendisinde meydana gelmediğini paylaşan Ünal, “Doktorlar aileme ‘Artık yapılabilecek bir şey yok. 2-3 saate kadar cenazenizi verebiliriz’ diyorlar. Ardından beni başka bir hastaneye kaldırdılar. İnce bağırsakta küçücük sağlam bir parça kalmış. Onu ameliyatla tekrar birleştirip beni nakile hazır hale getiriyorlar. Malatya ile görüşüp benim sevkimi oraya çıkarıyorlar. Orada Genel Cerrah Murat Doğan 5 aydır benimle ilgileniyor. Bütün tetkiklerim yapıldı. Şuanda ince bağırsak nakli bekliyorum. Ancak ince bağırsak naklinin olmadığını bilmediği için karaciğer, böbreği falan bağışlıyorlar ama ince bağırsağı bağışı yapan çok az insan var. Murat hoca en son 3 yıl önce ince bağırsak nakli yapmış. Hem hasta sayısı az hem de çok sık yapılamıyor” diye ekledi.
5 aydır ince bağırsak bağışı beklediğini sözlerine ekleyen Ünal, günlerinin çok zor geçtiğini vurguladı. İnce bağırsağın aslında çok önemli bir organ olduğunu kaybettikten sonra öğrendiğini söyleyen Ünal, “Depolama işlemini ince bağırsak yaptığı için hayatta kalmayı sağlayan en önemli organlardan birisi. O da bende olmadığı için vücudumda kateter açtılar. Günlük gerekli olan bütün vitaminlerimi bana serum yoluyla veriyorlar. Yoksa hayatta kalmam çok zor. Her şeyi yiyip içemiyorum. Zaten midemde kabul etmiyor. Vücut kabul etmiyor. Emilim olmadığı için 5 ayda 30 kilo verdim. Daha hızlı kilo verenlerde varmış. Ben bu konuda şanslıyım. Eğer ince bağırsak bulunmazsa doktorun dediğine göre bir süre Afrikalılara dönecekmişim. Güçten düşeceğim. Yürüyemeye başlayacağım. Yatalak olma ihtimalim çok yüksek. İnce bağırsak olmadığı için karaciğer yorulmaya başlıyor. Zaten karaciğer naklinde de sıradayım. Safra kesemde de sorun çıkmaya başladı. Kalın bağırsağımın yüzde 50’si yok. İnce bağırsağın olmaması vücudumu çok kötü etkiledi” ifadelerine yer verdi.
Bedeninin güçsüz olmasından dolayı bir yaşındaki yeğenini kucağına alıp sevemediğini dile getiren Ünal, “Nasıl olduysa bu süreçte iki defa Covid-19’a yakalandım. O da bayağı bir zorladı. Ancak doktorlar da bu kadar şeyin içerisinde Covid’i atlatmama çok şaşırdı. İnsan gerçekten başına gelmeden bilmiyormuş. Organ bağışında bulunmak gerekiyor. Organ bağışı için sisteme girildiği zaman birçok seçenek çıkıyor. Sadece kalp, böbrek, karaciğeri bağışlamasınlar, tümünü seçip öyle bağışlasınlar. Zaten hepsi alınmıyor. Ben Malatya’da çok karşılaştım. Çok genç insanlarda nakil bekliyor. 3 yaşındaki bir çocuğa bile karaciğer gerekebiliyor. Karaciğer kendi ailenden alabiliyorsun ama ince bağırsağı alamıyorsun. İnsanlara yaşam olabilmek onların ailesinin dağılmamasını sağlamak çok güzel bir şey” diye konuştu.
(İHA)