HABER

10 Türk'ten 9'u Amerika'ya düşman

LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, gerilen Ankara Washington ilişkileri, İngiltere ve Afganistan'ın Taliban planı ve Çin Komünist Partisi'nin bugün başlayan kongresi başlıkları öne çıktı.

BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish/" sitesinde yer alan basın özetlerine göre, Kuzey Irak'taki PKK varlığı ve ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nun 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen kararı nedeniyle gerilen Ankara Washington ilişkileri, birçok İngiliz gazetesinde olduğu gibi Guardian'da da yankı bulmaya devam ediyor. Gazete, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, söz konusu kararın Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'ndan da geçmesi durumunda, askeri ilişkilerde telafi edilemeyecek hasara yol açacağı mesajını aktarıyor ve şu yorumu yapıyor:

"Orgeneral'in sert sözlerine ve Ankara'nın Washington büyükelçisini geri çağırmış olmasına rağmen, Türk tarafının kaygılarını Washington'a aktarmada ne kadar ileriye gidebileceği belirsiz. Türkiye geçen yıl, Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa Fransa Parlamentosu'ndan geçtiğinde, bu ülke ile askeri ilişkilerini askıya almıştı. Ancak konu Türkiye ABD ilişkileri olunca, NATO'nun bu tek Müslüman üyesinin kaybedeceği daha çok şey var. Uzmanlara göre Türk ordusu, Amerikan savunma sanayisine fazlasıyla bağımlı. Ancak ülkenin NATO'daki eski temsilcisi Onur Öymen, Türkiye'deki Amerikan askerlerinin faaliyetlerinin daha önce de sınırlandığını hatırlattı. Öymen Washington, Kıbrıs anlaşmazlığı nedeniyle 1975'te Türkiye'ye silah ambargosu uygulamaya başladığında, Türkiye'nin de Amerikan askerlerine tüm lojistik desteği kestiğini söyledi."

Financial Times da konuya başyazısında şu satırlarla değiniyor:
"Ermeniler'le ilgili oylamadan sonra, Ankara muhtemelen ABD'nin telkinlerini dinlemeyecek ve askerlerini Kuzey Irak'a gönderecektir. Bu da, Irak'taki çok taraflı iç savaşta yeni bir cephe açacak ve bölgedeki istikrarsızlığı körükleyecektir. Türkiye ayrıca Amerikan ordusu ile bağlarını kopararak, Irak'taki Amerikan askerlerine lojistik destek için en önemli kanallarından biri olan İncirlik Üssü'nün kullanımını yasaklayabilir. Ancak bundan daha kötüsü, artık her 10 Türk'ten 9'u Amerika'ya düşmanlık
besliyor. Amerika'nın politikaları, milliyetçiliği ve radikal İslam'ı besliyor. Bu sorunlar, Amerikan Kongresi'nde Ermeniler'e jest politikası ile çözülemez. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeniler'e yönelik zulmünden sorumlu değildir. Ancak Türkiye, tarihinin bu kanlı sayfasından da kaçamaz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünya tarihçilerine çağrı yaparak gerçekleri ortaya çıkarmalarını istedi ve onlara Osmanlı arşivlerini açtı. Ancak hiçbir sonuç alınamadı. Zira başında bulunduğu neo-İslamcı hükümet, kendini Türkiye'nin milli onurunun bekçisi olarak gören ordu ile bir irade savaşına girmişti. Türkiye'nin tarihle olan bu hesabını kapatması gerekiyor. Ancak Osmanlı'nın enkazı üzerine kurduğu ülkesinin, yabancılar tarafından yıkılmak istendiğine inanırsa bunu yapmayacaktır."

"İNGİLTERE'NİN YENİ TALİBAN STRATEJİSİ" Guardian gazetesi İngiltere ve Afganistan hükümetinin, Taliban'ın üst düzey isimlerini ve taraftarlarını kendi taraflarına çekerek örgütü bölmeyi hedefleyen yeni bir strateji uyguladığını duyuruyor.
"Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai öncülüğünde başlatılan strateji, İngiltere'nin politikasında ciddi bir değişikliği ifade ediyor ve ilk işaretler olumlu sonuç alındığını gösteriyor. Guardian'a ulaşan bilgilere göre Taliban liderliğinin bazı üyeleri, karşı tarafa geçmek için aracılar üzerinden müzakereler yürütüyor. Üst düzey bir İngiliz yetkili, Taliban hareketinden isimler ile üst düzey Afgan yetkililer arasında ciddi temaslar sağlandığını söyledi ve ekledi: 'Taliban'dan çok sayıda militanın
kopmasını ve şiddet eylemlerine son vermelerini bekleyebiliriz. Bazıları bunu yapmaya başladı bile'. İngiltere'nin politikasındaki bu değişiklik, ABD'yi rahatsız edebilir. Ancak bir İngiliz yetkili, bazı Amerikalı yetkililerin de konuya kendileri gibi yaklaşmaya ikna olmaya başladığını söyledi."
İngiltere basınında öne çıkan konulardan biri de, Çin Komünist Partisi'nin bugün başlayan kongresi. 5 yılda bir geniş katılımla yapılan kongreden çıkması beklenen önemli kararları Guardian şöyle özetliyor:
"17. parti kongresinde, parti önde gelenlerinden birinin oğlu olan Xi Jinping ve köy kökenli Li Keqiang'ın, parti polit bürosunun en önemli organına seçilmesi bekleniyor. Bu isimlerin öne çıkışı, 2012'den sonra Devlet Başkanı Hu Jintao'nun yerine geçecek ismi belirlemek için açık bir yarışın koşullarını hazırlayabilir. Hu Jintao bu kongrede, parti tüzüğünde reforma gidilmesini sağlamaya çalışacak. Bilimsel kalkınma adını verdiği bu reform, ekonomik büyümeyi, çevre ve sosyal politikalar ile daha barışçı bir hale getirmeyi amaçlıyor. Uzmanlar çok köklü değişiklikler beklemese de, Hu Jintao'nun daha fazla parti içi demokrasi istemesi bekleniyor."
Independent'ın konuyla ilgili haberinde ise, Çin'de bir siyasi reform olacaksa, bunun Batı'nın demokrasi modelinden farklı olacağının altı çizilmiş. Çin'in daha fazla demokrasi için kendi modelini oluşturacağı belirtiliyor. Ancak Times gazetesi bu beklentiye mesafeli yaklaşıyor.

Gazetenin başyazısında dile getirilen görüşler özetle şöyle:
"Komünist Parti lideri ve Devlet Başkanı Hu Jintao, Çin'in sorunlarının açıkça konuşulmasını istediği yolunda hiçbir işaret vermiyor. Tam tersine, son haftalarda yetkililer 18 bin internet sitesini kapattı. Demokrasi yanlısı kampanya yürütenlerin bazıları Pekin dışına çıkarıldı, bazılarına tatile çıkmaları önerildi, bazıları da tutuklandı. Çin halkı hala, kendilerini kimin yöneteceği konusunda tercih yapma şansından yoksun. Günler sürecek bu siyasi tiyatro, steril bir muhalefete küçük bir kota ayrılması
ile sona erecek. Partililer, kendilerini yönetime daha yakın pozisyonlara yerleştirmek için mücadele edecek."

Independent, Başbakan Gordon Brown liderliğindeki İşçi Partisi'nin, anketlerde ana muhalefet Muhafazakar Parti'nin 5 puan gerisine düştüğünü duyuruyor.
"Bundan bir hafta önce, Başbakan Gordon Brown bu yıl içinde erken seçime gidilmeyeceğini açıkladığında, farklı anketlerin ortalaması iki partiyi yüzde 39 oyla başa baş gösteriyordu. Ancak İşçi Partisi'nin, Irak'tan asker çekme planlarını ve yeni vergi politikalarını açıklayarak tekrar ivme kazanmaya çalıştığı bir haftanın ardından, partinin daha da gerilediği anlaşılıyor. Salı gününden bu yana yayınlanan anketlerin ortalaması, Muhafazakar Parti'nin yüzde 42, İşçi Partisi'nin ise yüzde 37'de olduğunu gösteriyor."

En Çok Aranan Haberler