CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, TBMM Başkanlığı’na, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Halen tutuklu ya da hükümlü olarak cezaevlerinde bulunan Yasemin Karadağ, Fatma Tokmak, Hediye Aksoy, Lokman Akbaba, Halil Güneş ve CHP Zonguldak Milletvekili Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın da aralarında bulunduğu birçok kişinin ağır hastalıklarla mücadele ettiğini ifade eden Acar, “Bu kişilerin tedavilerinin zamanında ve gerektiği şekilde yaptırılması, bakanlığınızın sorumluluğundadır” dedi.
Halen cezaevlerinde bulunan ve kronik hastalıkları tespit edilen tutuklu ve hükümlülerin sayısını merak eden Acar, şu soruları yöneltti:
“Son 10 yılda cezaevinde kaç kişi yaşamını yitirmiştir? Bu kişilerin kaçı tutuklu, kaçı hükümlüdür ve ölüm nedenleri nedir?
Bakırköy Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yasemin Karadağ’ın, bir böbreğinin çalışmadığı, diğer böbreğinin de yüzde 18 oranında çalıştığı, yüksek tansiyon hastası olduğu yönünde kamuoyuna yansıyan bilgilerle Adalet Bakanlığı’nın elindeki bilgiler örtüşmekte midir? Bu rahatsızlıklar, ağır hastalık sayılmamakta mıdır? Bu kişinin, tutuksuz yargılanması için durumunun daha ne kadar kötüleşmesi gerekmektedir?
CHP Zonguldak Milletvekili Prof.Dr. Mehmet Haberal ve yukarıda sayılan diğer kişilerin avukatları ve yakınlarınca gündeme getirilen sağlık sorunları ile bakanlığınızın elindeki bu kişilerle sağlık raporları arasındaki farklar nedir? Gündeme getirilen sağlık sorunları, hangi gerekçelerle tahliye için yeterli görülmemektedir? Bu raporların bağımsız uzmanlarca denetlenmesi mümkün olacak mıdır?
Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin, gerekli ve yeterli sağlık hizmetlerini alamaması, en temel hak olan yaşam hakkının korunmasını güçleştirmeyecek midir? Özgürlüğünden mahrum bırakılmanın yanında ikinci bir cezalandırma değil midir?
Tutuklu ve hükümlülerin gerekli ve yeterli sağlık hizmeti alıp almadığının kontrolü yapılabilmekte midir? Bunun kontrolü için bir tarafsız bir organizasyon oluşturulacak mıdır? Tabip odaları gibi konuyla ilgili meslek örgütlerinin bu sürece katılımı sağlanarak, kamuoyundaki şüphelerin ve sanıklar ile sanık yakınlarının kaygıları giderilecek midir?”
ANKA