Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "3-5 yıl öncesinin Diyarbakır'ıyla şu andaki Diyarbakır aynı değil. TOKİ olarak girdik ve oralarda yaptığımız konutlarla, o bölgede yaşayan vatandaşlarımıza insanca yaşamanın imkanını sağladık. Orada Kürtler yaşıyor, filanca yerde Türkler yaşıyor demedik. Buralarda benim vatandaşım yaşıyor dedik." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 100 Bin Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
Çeşitli nedenlerle kırsaldan göç eden vatandaşların denetimsizlik neticesinde şehirlerin etrafına "gecekondu" denilen sağlıksız yerleşim yerleri kurduğunu belirten Erdoğan, popülist siyasetçilerin özellikle seçim dönemlerinde göz yummasıyla bu gecekonduların sayısının zamanla daha da arttığını söyledi.
"Belki bu ilk anda hoş geliyor olabilir ama bu aslında oralara yerleşenlere birer ihanetti. Çünkü ne sokaklar sokak, ne alt yapı var. Hiçbir şey yok." ifadesini kullanan Erdoğan, Konya'da yığma bir gecekonduda 3 çocuğun öldüğünü hatırlattı.
Erdoğan, bunlara eyvallah etmenin mümkün olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"İstanbul gibi bir şehirde ne yazık ki aynı şeyler yaşanıyor. Bunlara on yıllar boyunca yoksulluğu çoğaltan, gelir adaletsizliğini derinleştiren, istikrarsızlık ve güvensizliği artıran politikalar eklenince sorun içinden çıkılmaz hale gelmiştir. 1984'ten itibaren ortaya çıkan bölücü terörle çarpık kentleşme sadece belli şehirlerimizin sorunu olmaktan çıkıp diğer bölgelerimize de yayıldı. Çarpık kentleşme ve gecekondulaşmanın şehirlerimizin sadece yapısını, estetiğini, kültürünü değil, sosyal dokusunu da tahrip ettiğini gördük. Suç oranlarının artmasından uyuşturucu kullanımına, güvenlikten çeşitli sosyal problemlere kadar birçok sıkıntı ile yüzleşmek zorunda kaldık."
Erdoğan, bir dönem İstanbul gibi megapol şehirlerde devletin adeta hiçbir varlık gösteremediği gettoların, varoşların, kurtarılmış bölgelerin türediğini anımsatarak, marjinal terör örgütlerinin bilhassa 1990'larda bu bölgeleri militan devşirme ve millete baskı kurma aracı olarak kullandığını anlattı.
Suyun, elektriğin, okulun, temel alt yapı hizmetlerinin olmadığı son derece sağlıksız şartlarda insanların yaşamaya mahkum edildiğinin altını çizen Erdoğan, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda karşılarında korkunç bir manzara bulduklarını dile getirdi.
- "İsmi çok güzel ama..."
Erdoğan, havası solunmayan, suyu olmayan ya da içilmeyen, yolları yürünmeyen, çöp dağlarının patladığı, trafik çilesinde gün geçirilen bir İstanbul devraldıklarını anlatarak, özellikle çarpık kentleşme ve gecekondulaşma sorununun İstanbul'da had safhada olduğunu vurguladı.
Türkiye'ye ve İstanbul'a yakışmayan bu tablo karşısında başkaları gibi siyasi popülizme tevessül etmediklerine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Aynı durum İzmir'de... Kadifekale... İsmi çok güzel ama gecekondulardan geçilmiyor. Hala öyle. Rezillik üstüne rezillik. Ankara'nın ciddi bir kısmı yine öyle. Bütün buralarda 'kentsel dönüşüm, değişim' diyerek ortaya çıktık. Çünkü bunların değişmesi gerekiyordu. Bizim milletimiz en iyisine, en sağlamına, en güzeline, en konforlusuna layıktır inancıyla tek tek sorunların üzerine gittik. İşte 1 milyona yakın TOKİ vasıtasıyla yaptığımız konutlar bunun adımlarıydı. Günden güne büyüyen ve milyonlarca insanımızı etkileyen, hatta yangınlarda, depremlerde vatandaşlarımızın can güvenliğini riske atan çarpık kentleşme sorununa çözüm bulmak için kolları sıvadık. Yıllardır ihmal edilen, hor görülen bölgelere hizmet götürmek, oralardaki kardeşlerimizin hayat standardını yükseltmek için çok yoğun çaba harcadık. Hepsinden önemlisi gecekonduları şehirle, gecekondu sakinlerini de devletle kucaklaştırmanın mücadelesini verdik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da KİPTAŞ aracılığıyla şehir genelinde başlatılan toplu konut hamlesinin bugün dünyanın birçok ülkesinde yaşanan gecekondu probleminin çözümüne örnek olduğunu söyledi.
- "Şehirler gelişmeye başladı"
İstanbul'daki bu başarılı tecrübeyi son 17 yılda hükümet olarak tüm Türkiye'ye yaygınlaştırma fırsatı bulduklarını belirten Erdoğan, pek çok yerleşim biriminin, çevre düzenlemeleri ve sosyal donatılarıyla, modern yerleşim yerleriyle ilk defa TOKİ projeleri sayesinde tanışmış olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, bu projelerin, belediyeler ve özel sektör için bir örnek model oluşturduğuna işaret ederek, pek çok belediye, şirket ve şahsın bu modele uygun projeler geliştirip hayata geçirdiğini anlattı.
Böylece şehirlerin çehresinin değişip, gelişmeye başladığının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bilhassa İstanbul, Ankara, Diyarbakır gibi büyük kentlerimizin etrafında pıtırak gibi çoğalan gecekondu sorunu büyük oranda çözüme kavuşturuldu. İşte Diyarbakır... Şöyle bir gezip dolaştığınız zaman bakıyorsunuz, daha fazla gerilere gitmeye gerek yok, 3-5 yıl öncesinin Diyarbakır'ıyla şu andaki Diyarbakır aynı değil. Hele hele binalar bitişik nizam, içinden tüneller açılmış, terör örgütlerinin açtığı bu tünellerle bombalar yerleştirilmiş olan o binaların hepsini yıktık ve şimdi oralara TOKİ olarak girdik ve oralarda yaptığımız konutlarla biz, o bölgede yaşayan vatandaşlarımıza insanca yaşamanın imkanını sağladık. Orada Kürtler yaşıyor, filanca yerde Türkler yaşıyor demedik. Buralarda benim vatandaşım yaşıyor dedik."
- "Başarılı olmak isteyen yol açar"
Kentsel dönüşüm projeleriyle bir dönem şehrin varoşları olarak görülen alanların ibadethanesi, okulu, parkı, sağlık ocağı, spor tesisi olan cazibe merkezlerine dönüştüğünü dile getiren Erdoğan, "Bizden önce TOKİ sadece 43 bin konut üretebilmişken, bu rakam bizim dönemimizde 857 bine çıktı. TOKİ, Hindistan'dan Endonezya'ya, Pakistan'dan Srilanka'ya kadar yurt dışında hayata geçirdiği projelerle de ülkemizi gururla temsil etti." diye konuştu.
Erdoğan, "100 Bin Sosyal Konut Projesi"nde olduğu gibi TOKİ vasıtasıyla milyonlarca insanın kiradan bile düşük taksitlerle ev sahibi olduğunu, yıllarca kendisini kimsesiz, sahipsiz hisseden dar gelirli vatandaşların bugün TOKİ sayesinde modern, kaliteli, sağlıklı konutlarda oturduğunu, geleceğe çok daha güvenle baktığını vurguladı.
Türkiye'ye ve millete hizmetin önce gönül sonra da vizyon işi olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Millete ve ülkeye dair bir aşkınız, hedefiniz, idealiniz yoksa, hangi görevde olursanız olun o sizin için yüke dönüşür. Başarılı olmak isteyen önünde bir yol açar, istemeyen de muhakkak arkasına saklanacağı bahane bulur. Bizim için de 17 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz hizmet mücadelesi hiçbir zaman dikensiz bir gül bahçesi olmadı. Her çalışmamızda olduğu gibi kentsel dönüşüm hamlesini de başlattığımızda birileri sürekli önümüze engeller çıkardı. Özellikle CHP ve güdümünde hareket eden kimi meslek odaları, projelerimizi sabote etmek için olağanüstü çaba harcadılar. Kimi zaman medya aracılığıyla, kimi zaman mahkemeler yoluyla bunlar fayda etmeyince de sokaklar kışkırtılarak mega projelerimiz durdurulmaya çalışıldı."
(Sürecek)