HABER

100 kişiden biri şizofren

Eskişehir Sağlık Müdürü Seraceddin Çom, toplumda 100 kişiden birinin şizofren olduğunu söyledi.

100 kişiden biri şizofren

Eskişehir Sağlık Müdürü Seraceddin Çom, yaptığı açıklamada, şizofreni hastalığının korkulacak bir hastalık olmadığını ve tedavisinin mümkün olduğunu belirterek, "Şizofreni, sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte kişinin duygu, düşünce ve davranışlarında değişiklere sebep olan bir rahatsızlıktır. Kişinin kendisinin ve çevresinin hayat standartlarında bozucu etkilere yol açabilir. Şizofreni genel olarak, 15-35 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak, diğer yaş grupları içinde de teşhis konmuş hastalar mevcuttur. Şizofreninin toplumda görülme sıklığı 100 kişide birdir. Şizofrenlerde atak dönemleri yaklaştığında, donuk yüz ifadesi, mimik ve jestlerde azalma, özensiz giyim, şahsi bakımda azalma, dini konularla aşırı ilgilenme, cinsellikle ilgili düşüncelerde artış, ilgisizlik, alınganlık, çökkünlük, yeme alışkanlıklarında, uyku düzeninde değişiklikler görülebilir. Ancak bu belirtiler, tüm hastalarda aynı şekilde görülmez. Bazı hastalarda bu belirtilerin hiçbiri de olmayabilir" dedi.

Şizofreni hastalığının tedavi yollarının olduğunu kaydeden İl Sağlık Müdürü Seraceddin Çom, "Hastalar düzenli ilaç kullanırlar, kontrollerini düzenli yaptırırlar ve düzenli bir yaşarlarla ataklar seyrelir. Şizofreni hastasını hipertansiyon ya da diyabet hastasına benzetebiliriz. Hasta düzenli ilaç kullanma, bakım ve kontrolle rutin yaşantısını sürdürebilir. Şizofrenlerin ilaçlarını uzun zaman kullanmaları gerekmektedir. İlaçlar, kullanmaya başladıktan 2-3 hafta sonra etki etmeye başlar. İlaçla tedavi hastalığın belirtilerini yatıştırmakta, kontrol altına almaktadır. Eğer hasta ağızdan ilaç alıyorsa, her gün aynı saatlerde almaya özen göstermelidir. Ayrıca, 2-4 hafta aralığında uygulanan kalçadan yapılan iğneler de tedavide kullanılmaktadır. Şizofreni de kullanılan ilaçlar bağımlılık yapmazlar, sadece yan etki olarak hastada uyuşukluğa sebep olabilirler" diye konuştu.

"DÜZENLİ İLAÇ KULLANIYORLARSA ÇEVREYE ZARAR VERMEZLER"

Doktor Çom, şizofreni hastalarının aslında çevreye zarar veren kişiler olmadığına dikkat çekerek, "Eğer düzenli ilaç kullanmıyor ve kontrollerine gitmiyorlarsa, o zaman ataklar gelişebilir ve bu dönemde saldırgan davranışlar gösterebilirler. Ancak, hasta yakınları ya da yaşadığı mahallenin muhtarı, hastaların düzenli olarak kontrole gitmelerini sağlarlarsa, bu hastaların tehlikeli olması önlenir. Hasta tedaviyi reddediyorsa ve çevreye zarar verici davranışlarda bulunuyorsa ya da hasta yakınları kendi imkanları ile hastayı hastaneye götüremiyorlarsa, zabıta ekiplerine dilekçe ile başvurarak, hastalarının hastaneye götürülmesini sağlayabilirler. Sosyal güvenceleri olmayan hastalar müdürlüğümüze başvurarak, konu hakkında bilgi alabilirler" şeklinde konuştu.

Şizofreni tedavisinde sosyal desteğin önemli bir yer tuttuğunu hatırlatan Seraceddin Çom, "Genelde bu kişiler, toplumdan tecrit edilmeye çalışılır. Etraflarında pek fazla kişi bulunmaz. Hasta, atak döneminde değilse, saldırgan davranışlarda da bulunmaz. Hasta ile çok bağırmadan, dostane bir ses tonu ile konuşulursa, bir süre sonra konuşmaya başladığı görülür. Hastaların bazen olayları idrak etme kapasiteleri düşük olabilir. Hasta ile kısa, öz ve yalın cümleler kurarak konuşmak yararlıdır. Bu hastaları dinlemek, onlar açısından çok önemlidir. Şizofrenlerle en iyi geçinenlerin onlara normal davrananlar olduğu bilinmektedir. Hastanın ihtiyaçlarına uygun davranan kişiler, hastalığın seyri açısından da olumlu gelişmeler olmasına yardımcı olmaktadır" açıklamasını yaptı.

En Çok Aranan Haberler