İSTANBUL (AA) - Prof. Dr. Mustafa İsen, "muhacir" kavramının Bulgaristan ve Yunanistan'dan gelen Türkler için kullandığını belirterek, "Muhacirlik her şeyi yeniden var etme çabasıdır." dedi.
Samed Karagöz'ün sunduğu, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen "100 Yüze İmza ve Söyleşi" programına konuk olan İsen, Türkiye'de "muhacirlik" kavramını "Bir Muhacir Köyünün Hikayesi - Nalköyü" kitabı ekseninde anlattı.
İsen, muhacir kavramının hicret eden, göç eden anlamına geldiğini vurgulayarak, "Marmara Bölgesi'nde muhacir kavramı bütün göç edenleri kapsamaz. Özel olarak Bulgaristan ve Yunanistan'dan göç edenler için kullanılır. Mesela Bosna'dan gelenlere Boşnak muhaciri denilir. Arnavut ve Çerkezlere ise özel olarak muhacir denilmez. Muhacir kavramı tam olarak Balkanlar'daki Türkleri karşılamak için kullanılmıştır." ifadelerini kullandı.
Kocaeli, Sakarya ve Düzce'nin bulunduğu coğrafi bölgenin 1880'den sonra Balkanlar'dan göç aldığını aktaran İsen, bu göçlerin bölgede çok kültürlü bir ortam oluşturduğunu söyledi.
Sakarya'nın çok kültürlü yapısına dikkati çeken İsen, "Sakarya bir nevi küçük Osmanlı gibidir. 19. yüzyıla kadar Sakarya Nehri'nin etrafındaki bölge büyük oranda bataklıktı. Bu yüzyılın ikinci yarısına doğru nehir ıstılahları başlayınca burası birdenbire Türkiye'nin en verimli topraklarının yer aldığı bir alana dönüşüyor." şeklinde konuştu.
Muhacir kültüründe ekmeğin temel gıda olduğuna işaret eden Prof. Dr. Mustafa İsen, "yemek yemek" anlamında "ekmek yemek" tabirinin kullanıldığını ve bu kültürde her gün ekmek yapıldığını ifade etti.
- "Muhacirlik her şeyi yeniden var etme çabasıdır"
Anadolu'da erken dönem yerleşik hayata geçen Türklere "manav", göçebe yaşayanlara ise "yörük" adı verildiğini kaydeden İsen, "Muhacirlik her şeyi yeniden var etme çabasıdır. Anadolu'da muhacir köylerinin mimarisi hep birbirine benzer. Balkanlar'dan göç eden muhacirler Anadolu'da yeni köyler kurdular. Köylerin sıfırdan kurulması izole bir hayatı beraberinde getirdi. Kız alıp kız vermek bile 1970'li yıllara kadar muhacirlerin kendi arasında yaşandı." dedi.
İsen, Osmanlı Devleti'nin 30 yıl gibi bir sürede Balkanlar'ın büyük bölümününde fetihler yaptığını belirterek, "Bu fetihlerle birlikte Balkanlar'a çok ciddi bir Türk göçü yaşandı. Osmanlı Devleti bilinçli bir iskan politikasıyla Anadolu beyliklerinin beylerini statülerini koruyarak Balkanlar'a yerleştirirdi. Anadolu'daki göçmen taifeleri de aynı şekilde Balkanlar'a götürülerek yerleşik hayata geçirildi." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Mustafa İsen, etkinliğin ardından "Bir Muhacir Köyünün Hikayesi - Nalköyü" adlı kitabını okurları için imzaladı.