Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık varlığının neredeyse her günü mücadeleyle geçmiştir. İşte şimdi de yine uluslararası bir mücadelenin içindeyiz değil mi? Yedi düvel adeta saldırıyor, biz de yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz, ayakta durmaya devam edeceğiz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni'nde katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, kursu başarıyla tamamlayan 97 kaymakama görev yerlerinde ve tüm meslek hayatlarında başarılar diledi.
Mevzuat bilgisinden tecrübe paylaşımına, münazaradan etkili iletişime kadar geniş bir alanı kapsayan eğitim sürecinin her bir kaymakamın gelişimine çok ciddi katkı sağladığına inandığını belirten Erdoğan, yurt dışı dil eğitimi dahil toplam 29 ay süren eğitim öğretim döneminin devletin kaymakamlık mesleğine verdiği önemin bir işareti olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "kaim" ile "makam" kelimelerinin birleşmesinden oluşan "kaymakam" ifadesinin yönetim sisteminde temel devlet görevlerinden biri olduğunu belirterek, "Kaymakam anayasamıza göre ilçelerde cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisidir. Ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçenin her biri bizim gözümüzde değerlidir, kıymetlidir, en iyi hizmeti almaya layıktır. İlçelerimizi mahalleleriyle, köyleriyle, buralarda yaşayan vatandaşlarımızla ne kadar ileriye taşıyabilirsek ülkemizi de topyekün o derece geliştirmiş, kalkındırmış oluruz. Bu hedefi inşallah sizlerle birlikte hayata geçireceğiz." diye konuştu.
İlçe sınırları içindeki tüm iş ve işlemler ile hizmetlerden sorumlu olan kaymakamlar çalışmalarında ne kadar başarılı olursa devletin de o derece güç kazanacağına işaret eden Erdoğan, pek çok kurum gibi kaymakamlık müessesesinin de Osmanlı Devleti'nden devralındığını hatırlattı.
- "İsmi unutulan kaymakam kendini sigaya çekmeli"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim gözümüzde başarılı kaymakam görev yaptığı ilçeden ayrıldıktan sonra da uzun yıllar boyunca ismi hayırla yad edilen kişidir. Görev süresi içinde varlığı ile yokluğu belli olmayan, ilçeden ayrılır ayrılmaz da ismi unutulan kaymakam kendini sigaya çekmelidir. Sizlerin her birinin Cumhurbaşkanı olarak şahsımı ilçenizde en iyi şekilde temsil edeceğinizden, hayırla yad edilecek başarılara imza atacağınızdan şüphe duymuyorum." ifadelerini kullandı.
"Ne istiyorum biliyor musunuz?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kaymakamlarımız, bekar veya evli, şoförün yanına oturmalı, kamyonete erzak mı koyacak, kışın kömür mü koyacak, hepsini yüklemeli ve ondan sonra da ev ev dolaşmalı. Yani adeta bir Ömer gibi kapıyı çalmalı veya içeriden gelen sese kulak vermeli. Kim geldi dendiğinde de 'kaymakam' denmeli. 'Kaim' dedik ya ve kaymakam ondan sonra da hemen kolileri veya kış mevsimiyse kömürü, odunu vesaire hemen oraya indirivermeli. Bununla siz Cumhurbaşkanınızın orada gören gözü, duyan kulağı, konuşan dili olmalısınız. Bunu yapacağınıza inanıyorum, önce buna hazır mıyız bu çok önemli."
Kaymakamlar ile görev yaptıkları yerlerdeki kamu görevlileriyle aralarında oluşan özlük hakları ayrışmasının giderilmesi için bakanlık tarafından yürütülen çalışmanın tamamlanmak üzere olduğunu belirten Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak daima yanlarında olacaklarının bilinmesini istediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık varlığının neredeyse her günü mücadeleyle geçmiştir. İşte şimdi de yine uluslararası bir mücadelenin içindeyiz değil mi? Yedi düvel adeta saldırıyor, biz de yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz, ayakta durmaya devam edeceğiz. Kolay değil 911 kilometre sınır, bu bağıranlar, çağıranlar, konuşanlar bunların hiçbirinin burada sınırı var mı? Yok. Peki niye bunlar buralarla bu kadar ilgileniyor? Dert başka, onlara şimdi girmeyeceğim, gündemimizde değil ama biz 911 kilometre sınırı olan Türkiye olarak eğer taciz ediliyorsak buna karşı sessiz kalamayız, sessiz duramayız. Gereken neyse onu yapmaya mecburuz, yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Her kazanımımızın gerisinde çok büyük emek ve fedakarlık, her kaybımızın gerisinde çok büyük acı vardır. Malazgirt'ten girip Viyana önlerine kadar giden sonra da Meriç Nehri'ne kadar çekilmek zorunda kalan ecdadımız bu uzun tarihi süreç boyunca vakarlı duruşundan asla taviz vermemiştir."
Merhum Aliya İzzetbegoviç'in "Savaşı yenildiğimiz değil, düşmanlarımıza benzediğimiz zaman kaybederiz." sözüyle ifade ettiği ilkenin daima en önemli düsturları olduğuna vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi:
"Gerçekten de millet olarak kazanırken de kaybederken de hep inancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün vazettiği gibi davrandık. Bunun için sadece 2. Dünya Savaşı'nda 50 milyon kişinin ölümünden sorumlu olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Ruanda'da 1,5 milyon insanı öldüreceksin, Cezayir'de bir o kadar insanı öldüreceksin ve utanmadan, sıkılmadan bize insanlık dersi vermeye kalkacaksın, önce aynaya bir bakın, kendinize bir bakın, neredesiniz? Ama bizde, bizim tarihimizde böyle bir şey asla yok. Türkiye'nin bu insani yaklaşımını zaaf olarak değerlendirmeye kalkanlara kadife eldivenimizin içindeki demir yumruğumuzu göstermekten de asla geri durmadık, durmayacağız."
Erdoğan, son dönemde yaşananların bu hakikatler ışığında değerlendirilmesi gerektiğine değinerek, "Küresel düzeyde bir yeniden yapılanma sancılarının yaşandığı şu dönemin sembol mücadele alanı hiç şüphesiz az önce ifade ettiğim gibi Suriye topraklarıdır. Biz Suriye krizi başladığı günden beri bir yandan hayatlarını kurtarmaya çalışan masumlara kucak açarken diğer taraftan sınırlarımızın güvenliğini sağlamanın çabası içinde olduk. Meselenin suhuletle Suriye halkının özlemini duyduğu şekilde çözümü için rejimden bölgeye müdahil olan güçlere kadar herkese çağrıda bulunduk çaba gösterdik." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 yılında Antalya'da yapılan G20 zirvesinde tüm dünya liderlerine güvenli bölge dahil somut ve sonuç alıcı tekliflerde bulunduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Güvenli bölge bizim gündemimize bugün girmedi, Obama'nın döneminde girdi ve o zaman tüm dünya liderlerine söyledim, Sayın Obama ile orada yaptığımız görüşmelerde bunu özellikle gündeme getirdim, çünkü ülkeme yönelik milyonlarca insan iltica ediyordu. Biz bunu nereye kadar kaldıracağız? Hadi siz de gelin elinizi taşın altına sokun dedik, hepsi lafta kaldı. Atalarımızın güzel bir lafı var, ne diyorlar bize bunlar biliyor musunuz, 'dünyada hiçbir ülke sizin bu yaptığınızı yapmadı.' Ya iyi güzel de bal bal demekle ağız tatlanmıyor, balı getir de bir yiyelim, orada bunlar yoklar."
(Sürecek)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz