Adıyaman programı kapsamında AFAD Koordinasyon Merkezi'ni ziyaret eden Gül, Vali Mahmut Çuhadar ile Belediye Başkanı Süleyman Kılınç'tan bilgi aldı.
Daha sonra kent merkezinde yıkılan binaların enkazında inceleme yapan Gül, iş yerlerini açan esnafı ziyaret etti.
"DEVLET VE MİLLET OLARAK BU ACILARIN ÜSTESİNDEN GELMEMİZ LAZIM"
Ardından Eğriçayır Çadır Kentte depremzedelerle bir araya gelen Gül, yaptığı konuşmada, Adıyaman'da büyük bir yıkımın olduğunu söyledi.
Vatandaşların acılarını paylaşmak, başsağlığı dilemek için kente geldiklerini belirten Gül, "Devlet ve millet olarak bu acıların üstesinden gelmemiz lazım. Devletin ve kamunun gücü, her şeyin üstünde. Dolayısıyla sorumluluğu tartışılmaz. Vatandaşların en kara gününde yanında olacak, elinden gelen her şeyi yapacaktır." diye konuştu.
Gül, bu süreçte sivil toplum örgütlerine de önemli görevlerin düştüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Böyle acılı günlerde zaman çok önemli. Hemen reaksiyon göstermek gerekiyor. Bu bakımdan sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi, teşvik edilmesi, önünün açılması gerekiyor. Burada gezdiğim yerlerde de gördüm. Gerek Türkiye'den gerekse ülke dışından gelen çok sayıda sivil toplum örgütü var. Çabalarını takdirle karşılıyorum. Adıyaman'daki acı büyük. Nüfusla mukayese ettiğimizde, yüzdeye vurduğumuzda çok büyük can ve bina kaybı var. Canlar geri getirilemeyecek ama eminim ki binalar yapılırken ders alınarak, yaşanabilir şehir olması için çaba gösterilecek. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, vatandaşlarımıza başsağlığı diliyorum."
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC), spor müsabakaları için geldikleri Adıyaman'daki otelde konaklayan sporcuların da depremde hayatlarını kaybettiğini anımsatan Gül, "Burada çok sayıda kız ve erkek sporcu, rehberler hayatını kaybetti. Çok üzücü bir durum. Bu vesileyle KKTC halkına başsağlığı diliyorum. Cenabıallah böyle acıları bir daha göstermesin." ifadesini kullandı.
Abdullah Gül, depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Madem ki böyle deprem bölgelerinde yaşıyoruz, bundan sonra tüm yapılar herhangi bir depremde bu manzarayla karşılaşılmayacak gibi yapılmalı. Burada yasal zorunluluklar, mecburi denetimler istismar edilirse çok ağır, affı olmayan cezalar... Tüm bunlar, şu sıcak günler geçtikten sonra soğukkanlılıkla devlet olarak, millet olarak bir daha bu acıları yaşamamak için almamız gereken tedbirler var. Bunların muhakkak yapılması gerektiği kanaatindeyim. Fırsat varken İstanbul başta olmak üzere süratli bir şekilde şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getirmek için elden gelen tüm gayret ve kaynaklar bu yönde seferber edilmeli." değerlendirmesinde bulundu.