HABER

11 Mayıs İngiltere basın özeti

İngiltere basınında bugün Kenan Evren'e ilişkin yazılar, göçmen politikaları, Suriye'ye dair gelişmeler öne çıkıyor.

11 Mayıs İngiltere basın özeti

İngiltere basınında bugün Kenan Evren'e ilişkin yazılar, göçmen politikaları, Suriye'ye dair gelişmeler öne çıkıyor.

Times gazetesi ve Guardian gazetesi bugün Kenan Evren'in hayatını aktardıkları makalelere yer veriyor.

Times, geçen yıl 12 Eylül davasında müebbet hapis cezasına çarptırıldığın hatırlatarak başladığı yazıda "Müthiş bir askeri ve siyasi kariyere küçük düşürücü bir son" diyor ve şöyle devam ediyor: "(Kenan Evren), Türk ordusunun, ülkenin laik mirası ve anayasasının korumasındaki ayrıcalıklı role olan inancının sembolüydü. Ve uzun bir dönem, iktidardayken yürürlüğe koyduğu yasaların kendisine dokunulmazlık sağlayacağını var saydı. 2009'da yargılanması gündeme gelince de 'Milletimin önünde herkese söz veriyorum. Bu işi yargıya bırakmam. İntihar ederim' demişti."

"Fakat şimdi Türkiye'de egemen olan siyasi muhalifleri, orduyu ehlileştirmeye kararlıydı ve yargı yolunu açan yasa değişikliği referandumla onaylandı."

Guardian gazetesi de Kenan Evren'le ilgili yazısına, 12 Eylül davasıyla ilgili ayrıntıları aktararak başlıyor.

David Barchard imzalı yazıda şu ifadeler var:

"Birçok Türk için, özellikle de solcular için, şimdi İslamcı ağırlıklı olan Türkiye'de, Evren'in mahkûm edilmesi, 1980'de askeri darbecilerin ellerinde acı çekenlerin yaralarını kapatmaya yardımcı oldu. Fakat yargı, kısa döneminde Evren rejiminin, darbe zamanındaki siyasi çatışmalar nedeniyle günde onlarca kişinin öldüğü ülkeye kanun ve düzeni yeniden inşa ettiğini göz ardı etti. Ayrıca, 1980'deki yaralı ve felce uğramış Türk ekonomisini yoluna koydu, yalnızca istikrara dönüşünü sağlamadı aynı zamanda, Evren'in yönetim tarzının sonucu olarak çok daha refah bir döneme soktu."

Kenan Evren'le ilgili makalelerin ayrıntıları için TIKLAYIN.

Doğu Avrupa'dan göçmenlik uyarısı**Financial Times** gazetesinin baş sayfa manşetinde "İngiltere, Doğu Avrupa tarafından göçmen haklarına burnunu sokmaması konusunda uyarıldı" başlığı yer alıyor.

Gazete haberinde Doğu Avrupalı bakanların İngiltere'nin göçmen politikası üzerine görüşlerini aktarıyor.

Haberde, seçimlerde tek parti hükümeti kurma yetkisi kazanan Başbakan David Cameron'un AB üyeliğini yeniden masaya yatırma sözü verdiği hatırlatılırken gazeteye konuşan Slovakya'nın Avrupa Bakanı Peter Javorcik'in de "Göçmen hakları dokunulamaz" diyor.

Macaristan'ın AB Bakanı Szabolcs Takacs, 'serbest dolaşım hakkının kırmızı çizgisi' olduğunu belirtiyor ve bu hakkın AB'nin en büyük başarılarından biri olduğunu ifade ediyor.

Bakan, "Macar işçilerin göçmen olarak anılmasından hoşlanmıyoruz, onlar diğer Avrupa ülkelerinde çalışma özgürlükleri olan AB vatandaşları" diyor.

Polonya'nın Avrupa Bakanı Rafal Trzaskowski'nin yorumu da şöyle:

"Neyin reforma ihtiyacı olduğu hakkında konuşmak için masaya oturmaya hazırız… fakat mesele göçe geldiğinde bizim kırmızı çizgilerimiz iyi bilinir."

İngiltere'ye göçmen baskısı**Times** gazetesi baş sayfa manşeti de göç konusuyla ilgili.

AB'nin, İngiltere'yi Akdeniz'i geçen on binlerce mülteciye kapısını açmaya zorlama planları olduğunu aktaran gazete, bu talebin David Cameron hükümetinin ilk mücadelesi olacağını yazıyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in bu hafta için Muhafazakar liderle bir araya gelip göçmen kotasıyla ilgili meseleleri masaya yatıracağının hatırlatıldığı haberde şöyle deniyor:

"Hükümet Libya'dan Akdeniz üzerinden İtalya'ya, Yunanistan'a geçen mültecileri almaya zorlanırken, plana göre İngiltere'ye iltica başvurusunda bulunanların sayısı iki katına çıkıp 30 binden 60'bine yükselebilir."

Gazetenin ulaştığı belgelere göre "önerler, uluslararası korumaya muhtaç olanlar için AB içinde yerleştirme ve dağılım sistemi" getiriyor.

IŞİD Libya'da kız çocuklarını istismar ediyor**Times** gazetesinde yer alan bir haberde IŞİD'in Libya'nın Derna kentinde en genci 12 yaşında olan kız çocuklarının ailelerinin korunması karşılığında evliliğe zorlandığı yazıyor.

Kentteki doktorların ifadelerine dayandırılan haberde, 2013 yılında her üç hafta da en az bir tane reşit olmayan kız çocuğunun evlendirildiği belirtiliyor.

Times'a konuşan Libyalı kadın hakları savunucusu Asmaa Said, evlendirilen 12 yaşındaki bir kız çocuğunun cihatçı kocası tarafından sürekli tecavüze uğradığını ve sonunda çocuğunu kaybettiğini anlatıyor.

Said, "Üreme organları öyle zarar görmüş ki artık hiçbir zaman çocuğu olamayacak. Şimdi kronik depresyon rahatsızlığı yaşıyor" diyor.

'Türk istihbaratıyla görüşen yetkili ev hapsinde'**The Daily Telegraph** gazetesi, Suriye'nin istihbarattan sorumlu Ulusal Güvenlik biriminin (Muhaberat) Başkanı Ali Memlük'ün, 'aracılar vasıtasıyla Türk istihbaratıyla iletişime geçip darbe planı yapma' şüphesiyle ev hapsine atıldığını yazıyor:

"Memlük'ün, Suriye ordusu İdlib'in ve Cisr el Şuğur'un kontrolünü, El Kaide'nin yerel bağlantısı El Nusra'ya kaybettikten sonra düşman hükümetler ve rejimin eski yetkilileri ile iletişime geçtiği öne sürülüyor."

"Plandan haberi olan, rejimin içinden üst düzey bir kaynak, 'Memlük bir aracı üzerinden Türk istihbaratıyla iletişim kuruyordu' dedi. Memlük ayrıca, 1980'lerde darbe girişiminde bulunmakla suçlandığından bu yana sürgünde yaşayan Beşar'ın amcası Rıfat Esad'la iletişime geçmek için Halep'li bir işadamını da kullandı."

Haberin tamamı için TIKLAYIN.

Catherine Deneuve: 'Selfie'lerden nefret ediyorum'**Guardian** gazetesinden yer alan bir haberde Fransız sinemasının divası Catherine Deneuve'ün "selfie'ler yüzünden Fransa'da artık yıldız yok" sözleri aktarılıyor.

Gazete haberini, Deneuve'ün Fransa'da Pazar günleri çıkan Journal du Dimanche gazetesine verdiği demece dayandırıyor.

Deneuve'ün 'selfie'ler ve Fransız beyaz perdenin yıldızlarıyla ilgili yorumu şöyle:

"Fransa'da artık sinema yıldızı yok. Bir yıldız az görünmeli ve kendini saklamalı. Dijital çağın gelişiyle artık her yer her zaman işgal edilir oldu. Kesinlikle hiçbir şey yapmayan ama çok meşhur olan ve milyonlarca takipçisi olan bir sürü insan görüyoruz."

Deneuve, teknolojiyle 'sınırlı' bir ilişkisi olduğunu söylüyor ve "Cep telefonlarını çok kullanışlı buluyorum ama gerektiğinde de kapatıyorum. Akşam yemeğimi yanımda cep telefonumla yemiyorum" diyor.

Deneuve selfie'lere bakışını da şu ifadelerle anlatıyor:

"Fotoğraf çekebiliyor olmak şahane, ama selfie'lerden nefret ediyorum… sürekli kendi fotoğraflarını çekmek, FaceTime'da konuşmak… herşeyi çok banalleştiriyor. Buy, sürekli kendimizi bir şey yaparken görme süreci ve hayatı yaşamama kavramı çok korkunç bir şey."

En Çok Aranan Haberler