11. Uluslararası Gençlik Buluşması

Milli Eğitim Bakanlığı Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "11. Uluslararası Gençlik Buluşması"na katılan Tekin, burada yaptığı konuşmada, her dönemin kendine ait öne çıkan referans değerleri ve kurallar silsilesinin olduğunu söyledi. Tekin, 1970'li yılların Türkiye'sinde mühendislerin, 1980'lerde tıp doktorlarının Türkiye'nin her kademesinde önde çıktıklarını anlatarak, içinde bulundukları çağın en önemli belirleyici unsurunun iletişim olduğuna dikkati çekti. Birbirlerini tanıyan, gören, hisseden gençlerin yaklaşımlarının, dünya siyasetine, ekonomisine ve ticaretine yön verdiğini vurgulayan Tekin, "Türkiye uzun yıllar hem bölgeyi hem de İslam dünyasını çok ihmal etti. İletişim kurmakta tembel davrandı. Bunun en önemli nedeni siyasete yön veren yaşlı kuşağın ön yargılarıydı. Türkiye'de 2000'li yılların başına kadar ortalama siyaset yapma yaşı 60 civarındaydı. 60 yaşındaki siyasetçiler belediye başkanı, bakan oldular. İletişime açık kapı bırakmayan bir siyaset kuşağı Türkiye'yi yönetti" diye konuştu. Tekin, ön yargılarından arınmış, genç ve dinamik kuşağın 2000'li yılların başından itibaren Türkiye'deki siyasette ve bürokraside iş başına geldiğini vurgulayarak, bu yapının eski siyasetin devamını isteyen kişilerin, anti-demokratik ve gayri meşru müdahaleleriyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Son 20 yıl içerisinde gerçekleşen 28 Şubat ve 27 Nisan olaylarının, Türkiye'nin algısını, siyasetin yönünü değiştirmek isteyen yeni kuşaklarla eski kuşakların savaşı olduğunu anlatan Tekin, şunları kaydetti: "Eski kuşaklar yerlerini yeni kuşaklara bırakmak istemediler. 27 Nisan'da 'yeni kuşak' dediğim tarz daha dik durdu, daha dominant tutum sergiledi ve Türkiye'de 2000'li yılların başında başlayan siyasette gençleşme ve yenileşme hareketi başarılı oldu. Türkiye'de bu anlamda etrafta örnek teşkil edecek ülke haline geldi. Türkiye eğer 10 yılda milli gelirini 5 kat artırdıysa bunu sebebi yeni jenerasyonun, genç kuşağın, siyasete dahil olmasıdır. Bugün iktidarda buunan AK Parti'nin bütün dünyada özellikle Türkiye'de en radikal reformu siyasette 3 dönem kısıtlamasını getirmiş olmasıdır." Tekin, AK Parti'nin 3 dönem kısıtlamasının çok anlamlı bulduğunu dile getirerek, "Yeni kuşak siyasetçiler hem demokratik değerler hem reform önerileri hem de toplumsal gelişmeleri izleme açısından eski siyasetçilere göre çok daha anlamlı ve üretken konumdalar" ifadesini kullandı.