HABER

11 yaşındaki Marina hepimizi çok utandırdı

Okuduğu İstiklal Marşı ile gönülleri fethetti ama...

Okuduğu İstiklal Marşı’yla Türkiye’yi ağlatan Rum asıllı Marina ve ailesinin Gökçeada’daki evlerinin 10 yıl önce kundaklandığı ve Marina’nın 4 yaşındaki kardeşini kaybettiği ortaya çıktı.

Marina Sözde... İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İstiklal Marşı okuma yarışmasında birinci olan 11 yaşındaki Zapyon Rum İlköğretim Okulu öğrencisi Rum asıllı Marina Sözde, hem ağlayarak hem de ağlatarak okuduğu İstiklal Marşı’yla izleyen herkesin yüreğini sızlattı. Ancak Marina’nın ve ailesinin öyküsü ise hiç beklemediğimiz kadar yürek burkucu.

17 Ekim 1999’da Gökçeada’da yaşayan bir Rum Ailesi’nin evi kundaklandı. Çıkan yangında Alexander adında 4 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. Evde yaşayan Gökçeadalı Marianti, annesi ve kucağındaki 15 aylık bebeği yangından zor kurtuldu. Olayla ilgili olarak 3 asker gözaltına alındı. Askerlerden biri en başta diğeri ise aileye yangında yardım ettiği için 13 ay sonra serbest bırakıldı. Son kalan asker ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum oldu.

İşte o yangından kurtulan 15 aylık çocuk bugün tüm Türkiye’yi gözyaşlarına boğan Marina Sözde’den başkası değildi. Annesi ise yaşadığı bütün acıya rağmen vatanını terk etmemekte direnen ve çocuklarını sevgi ve barış içinde büyüten Marianti Sözde.

Sözde Ailesi geçen hafta silahlı çatışmanın çıktığı Dolapdere’de hem de olayların merkezine sadece bir kaç sokakta uzakta yaşıyor. Ailenin Fener Rum Patrikhanesi yardımıyla geçindiği bu evde sevgi bir an dahi eksik olmuyor.

Hem de Marina’nın annesinin hiç aklından çıkaramadığı oğlunun hunharca öldürülmesine rağmen. Kırk yaşındaki anne Marianti, “Siz ne kadar seviyorsanız bende o kadar seviyorum. Ben çocuklarımı vatan sevgisiyle büyütüyorum. Çünkü burası bizim de vatanımız” diyor. Marianti Sözde şimdi annesi Anastasia (73) ve 3 çocuğuyla birlikte oturuyor. 11 yaşındaki Marina erkek kardeşleri Adrian (9) ve Nikolas’la (3.5) birlikte yaşıyor. Anne Marianti Sözde ilk aşkından ölen oğlu Alexander’ı daha sonra Marina ve Adrian’ı ve en son evlendiği tek eşinden ise en küçük Nikolas’ı doğurmuş. İşte herkese umut verecek Sözde Ailesi’nin hikayesi.

“Milli Marşı bağıra bağıra söyledik”

“Milli Marşı kızımla birlikte evde bağıra bağıra çalıştık. Bazı yanlışlarını düzelttim. Çevremizde bilmeyen komşu varsa bizim sayemizde ezberlemiştir. Bu ülkeyi benim kadar kimse sevemez. Çünkü bana ilkokulda bazı Türk arkadaşlarım gavur derken Rumlar ise Girit göçmeni bir Türk olan ve annemi terk eden babamdan dolayı sevmezdi. Ancak benim her taraftan arkadaşlarım vardı. Vücudumu iki parçaya bölebilir miyim? Ülkemi sevmeyebilir miyim? Ben bu topraklara olan güvenimi hiç kaybetmedim. Hala insanlar bir gün birlik ve beraberliği anlatan İstiklal Marşı’ndaki anlamı çözecek ve bu kavgalara isyan edecek diye umut besliyorum.”

“Toprak Allah’ın toprağı. Bizde bu toprakları en az sizin kadar seviyoruz. Marina’ya bakarsak bu ülkenin nasıl bir mozaik olduğu anlaşılıyor zaten. Dedesi Türk, babası Kürt, annesi ise Rum. Bence Marina’nın İstiklal Marşı’nı iyi yorumlamasının nedeni bu.”

“Atina’da verilen evi reddettim”

“Niye ülkemi, doğduğum toprakları terk edeyim. Ama yaşadığım travma Bademli Köyü’nde kalmama engel oldu. Yoksa insanlar Gökçeada’da kalmamı istediler. Marina’nın alnında hala o yangında gelen camların izi var. Çocuğumun katillerinin affetmedim. İnsan hem vucüt hem de ruh acısına alışıyor. Ölen oğlum benim ilk gözağrım, diğer yarım ikizim gibiydi. Kokusu bile hala burnumda. Çocuklarımı hep sevgi ve kardeşlik duygularıyla büyüttüm. Vatanımı terk etmemek uğruna Atina’da bana teklif edilen evi bile istemedim. Evimi yakan asker doğulu bir çocuktu. Ancak ben Kürtler’den de nefret etmiyorum.”

“Tarih tekerrürden ibaret olmamalı. Yoksa yine yakmaya yıkmaya devam edilirse niçin affedelim. Çocuğumu kaybettiğim zaman oğlumu öldüreni bulursam boğazını dişlerimle parçalayıp kanını emeceğim demiştim. Hala oğlumun öldüğüne inanamıyorum. Tedavi gördüm. Hala oğlumun çıkıp Marina’nın düğününe geleceğine inanıyorum. Marina çok duygusal bir çocuk. Bu mayasında olan birşey. Aslında en güçlü barış mesajı. Yaptığı işten inanılmaz gururlandım.”

‘Fanatiklere cevap verdim’

İSTİKLAL Marşı’nı okurken en çok “Bastığın yerleri ’toprak’diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı” diye başlayan 6 ve 7. kıtalarda duygulandığını ve buraları okurken ağladığını söyleyen Marina ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben ülkemizi çok seviyorum. Ama fanatik kişileri sevmiyorum. Bana sokakta köpek, sokak kızı gibi kötü şeyler diyen çocuklar da oldu. Demek ki onlar da Rumları sevmiyor. Ancak ben fanatiklere cevabımı İstiklal Marşı’nı en iyi şekilde okuyarak verdim. Bu marş hepimizin bir arada kardeşçe yaşayabileceğinin sembolü. Türkçe öğretmenim Damla Ölmez marşın anlamını ve toprağın altında yatan binlerce kişiyi anlattı. Çok üzüldüm o insanlara. Kimliği belirsiz, üstüne sadece bir toprak atılarak ölen insanlara çok yazık olmuş. Hedefim İstanbul birincisi olmak. Ancak birinci olamasam da önemli değil. Çünkü ben marşımızı iyi söylediğimi biliyorum. Ben İstiklal Marşı’ndaki herkesi temsil ediyorum. Bu ülkedeki insanların çoğu kardeşçe yaşamak istiyor. Bütün kavgalar boşa. Hepimiz bir arada birbirimizi üzmeden dostça yaşayabiliriz.(Vatan)

En Çok Aranan Haberler