Güneş altında uzun süre ve korunmasız bir şekilde kalan kişilerin cilt kanserinden güneş yanıklarına, lekelerden erken yaşlanmaya kadar pek çok sorunlar ortaya çıkabilir.
Medical Park Samsun Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Yüksel Oltulu “Güneşin deri üzerindeki etkileri” hakkında bilgi verdi. Dr. Oltulu, “Bronzlaşma ile daha sağlıklı ve güzel bir görünüm sağlandığı sanılsa da bu durum cildimiz için zararlıdır. Bronzlaşma gerçekleşirken aslında deride farklı derecelerde yanıklar olmaktadır. Güneş ışınlarının deri üzerindeki etkisi ilerleyen yaşlarda ortaya çıkar. İlk görülen etkiler arasında, deride lekelenmeler, kırışıklıklar, kuruma, incelme gibi oluşumlar sayılabilir. Güneş ışınlarının bir başka etkisi ise deri kanserine neden olmasıdır. Özellikle ten rengi açık olanlarda, renkli gözlülerde ve sarışın/kızıl olan kişilerde deri kanserleri daha sık görülmektedir” dedi.
“Güneşin olumsuz etkilerinden en iyi korunma, bilinçli giysi seçimi ile sağlanabilir” diyen Uzm. Dr. Oltulu, “Sık dokulu bir giysi kişiyi güneş ışınından iyi korur. Dışarıda gezerken açıkta kalan el ve yüz bölgesi, denizde, plajda giyilen mayo dışında kalan vücut bölgeleri için mutlaka koruyucu ürünler kullanılmalıdır. Vücuda gelen güneş ışınları koruyucu olan kremler tarafından emilerek derinin alt tabakalarına ulaşması engellenir; bazı kremler ise güneş ışınlarını tekrar yansıtırlar. Güneş ışını sadece yaz aylarında değil kış aylarında da yansır. Bu nedenle sadece yazları değil, kışları da korunmak önem taşır. Ayrıca, bulutlu havalarda da UV ışınlarının yüzde 80’inin bulutlardan geçebilmesi nedeniyle mutlaka güneş koruyucu krem kullanımı gerekir” şeklinde konuştu.
Güneş ışınlarının deri kanserine neden olduğunu vurgulayan Dr. Yüksel Oltulu şöyle konuştu: "Güneşin deri kanserlerine yol açması nedeniyle güneşten korunmanın gerekliliği tartışılmaz olarak kabul edilmektedir. Kişilerdeki ilk hasarlanma belirtisi deride gözlenen eritemdir. Eritem derinin korunma faktörlerinin yetersizliğinin belirleyicisidir. Eritem gelişmesi derinin hasarlanmaya açık olduğunu gösterir. Bronzlaşma kişinin hasara karşı korunma cevabından başka bir şey değildir, yani sağlıklı bronzlaşma diye bir şey yoktur. Güneşsiz bronzlaşma sağlayan ürünler, sprey ve losyonlar derinin üst tabakasındaki aminoasitleri bağlar ve bronz renk oluştururlar, ultraviyole koruması sağlamazlar.”
11.00-14.00 saatleri arasında güneşlenilmemesi gerektiğini söyleyen Dr. Oltulu açıklamasını şöyle tamamladı: “Güneşin etkisi ile hissedilmeyen sıvı kaybının artması, gerek fazla terleme, deniz ya da havuzda sarf edilen aşırı enerjiden dolayı günlük sıvı ihtiyacı artmaktadır. Günde en az 3-4 litre sıvı tüketilmeli. Su kaybı tansiyonun düşük yapıda olanlarda baş dönmeleri baygınlık hissi yapabildiği gibi, tansiyon ve kalp hastalarında da elektrolit bozukluğu dediğimiz ve kalpte ritim bozukluklarına sebep olacak durumlar görülebilir. Tansiyonu yüksek olan bir kişinin güneş altında aşırı efor sarf etmesi, ağır gıdalar ve alkollü içkileri alması beyin kanaması riskine bile sebebiyet verebilir. Sportif faaliyetlerin de ya sabah saatlerinde ya da ikindi saatinde yapılması uygundur.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz