Tropikal meyveler ve gül kurusunun da bulunduğu 12 çeşit bitkiden hazırladığı Osmanlı çayını geçen sene yapmaya başladıklarını dile getiren Semir Eraslan, bu sene daha da çeşitlendirerek müşterilerine sunduğunu anlattı.
Hazırladığı çayın, vücut direncini artırıcı bir özelliği olduğunu savunan Eraslan, özellikle havaların soğumasıyla beraber, içerisindeki değerli bitkiler sayesinde düşen vücut direncinin desteklendiğini ifade etti.
Bağışıklık sistemine dost olan Osmanlı çayının aynı zamanda içeriğinde kişiyi zinde tutan bitkiler bulunduğunu aktaran Eraslan, "Bu çayı sıradan çaylardan farklı olarak, Osmanlı mutfağında çokça kullanılan kurutulmuş gül ve tropikal meyvelerle destekledik. Tropikal meyvelerle ve kurutulmuş gül kullanarak vücudun C vitamini ihtiyacını ve daha birçok vitamin ihtiyacını karşılıyoruz. Osmanlı çayı tadı itibarı ile içmesi oldukça keyifli bir çaydır" dedi.
İçerisinde kurutulmuş zencefil, havlıcan, zerdeçal gibi birinci dereceden kök bitkilerin yanı sıra ıhlamur, adaçayı, kurutulmuş gül, karanfil, hibiskus, adaçayı, melisa, papatya, kuru gül yaprağı, çubuk tarçın, biberiye ve bunlara ek olarak kurutulmuş elma ve limon bulunduğunu dile getiren Eraslan, yüz gramını 10 TLden satışa sunduklarını söyledi. Fiyatı aşağıda tutmaya çalıştıklarını kaydeden Eraslan, en düşük karla Osmanlı çayını ürettiklerini anlattı.
Osmanlı çayını severek tükettiklerini ve kış ayları gelmeden önce evlerinde bulundurduklarını ifade eden Ebru Nevşioğulları ise, "Yapımı çok kolay, içimi çok rahat. Herkesin evinde bulunması gereken bir çay. Bağışıklık sistemini koruyor, vücudu dinç tutuyor. Bir takviye olabilir diye düşünüyorum. Severek tüketiyoruz ve gerçekten faydasını görüyoruz" diye konuştu.