HABER

12 yaşındaki piyanist yeni ödüller peşinde

Piyanist İdil Atlıer: - "4-5 yaşlarındayken babam bana küçük küçük şeyler öğretmeye başladı. Babamla çalışmalarımda çok mutlu oluyordum. Tabii ilerledikçe babam daha da yanımda olmaya başladı. Bu beni çok mutlu ediyor çünkü babamla çalışmak çok güzel bir his. Bence ailemde sanat eğitimi almış iki insanın olması çok güzel" - "Yarışmalar beni çok heyecanlandırıyor ve yarışmalardan sonra ödül alınca çok mutlu oluyorum. Bu beni gururlandırıyor. İlerde konser piyanisti olmak istiyorum. Beethoven, Debussy, Chopin, Bach ve Czerny'nin bestelerini çalabiliyorum" - Levent Atlıer: - "İdil'i pusetle gezdirirken sokakta bir köpek havladığı, bir kuş öttüğü zaman aynı sesi çıkarıyordu. Bu onun kulağının iyi olduğunun göstergesiydi" - "Doğru tekniklerle başlayan çocukların, ilerde bazı nedenlerle ara verseler bile yine kaldığı yerden düzgün devam edebileceğini düşünüyorum"

İSTANBUL (AA) - FATİH TÜRKYILMAZ - Viyana'da gerçekleştirilen Grand Prize Virtuoso Uluslararası Müzik Yarışmasında birincilik kazanan 12 yaşındaki piyanist İdil Atlıer, uluslararası yarışmalarda kazanacağı yeni birinciliklerle Türkiye'yi başarıyla temsil etmek istiyor.

Müzik eğitimine ve gelecekteki hayallerine ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan genç yetenek, henüz 4 yaşındayken Engin Gürkey Ritmik Atölyesi'nde vurmalı çalgılarla müzik eğitimine başladığını belirterek, 6 yaşına geldiğinde ise Prof. Dr. Dilek Batubay'dan piyano dersi almaya başladığını söyledi.

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Devlet Konservatuvarı'nda eğitimine devam eden Atlıer, "9 yaşında Bursa Nilüfer Belediyesi'nin düzenlediği yarışmada ikinci oldum ve ilk ödülümü aldım. Sonra başka yarışmalara da katıldım. Uluslararası Genç Yetenekler Piyano Yarışması'ndan da üçüncülük ödülü aldım. Aynı zamanda 'En Genç Finalist Ödülü'nü aldım. İlk birinciliğimi ise İtalya'da düzenlenen 'Musica Della Val Tidone' yarışmasında kazandım." dedi.

- En sevdiği besteci Frederic Chopin

İdil Atlıer, müzik öğretmeni olan babasının kendisini piyanoya yönlendirdiğini dile getirerek, "4-5 yaşlarındayken babam bana küçük küçük şeyler öğretmeye başladı. Babamla çalışmalarımda çok mutlu oluyordum. Tabii ilerledikçe babam daha da yanımda olmaya başladı. Bu beni çok mutlu ediyor çünkü babamla çalışmak çok güzel bir his. Bence ailemde sanat eğitimi almış iki insanın olması çok güzel ve beni mutlu ediyor." ifadelerini kullandı.

Annesinin de resim öğretmeni olduğunu söyleyen genç müzisyen, en sevdiği bestecinin Frederic Chopin olduğunu aktardı.

Atlıer, 4 yılda bir Polonya'da düzenlenen Chopin yarışmasında birincilik kazanmayı hedeflediğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Yarışmalar beni çok heyecanlandırıyor ve yarışmalardan sonra ödül alınca çok mutlu oluyorum. Bu beni gururlandırıyor. İlerde konser piyanisti olmak istiyorum. Beethoven, Debussy, Chopin, Bach ve Czerny'nin bestelerini çalabiliyorum. Czerny'yi çalmak zor çünkü onu çalarken ellerimin eşit olması gerekiyor ve bu zor oluyor. Onun için çalışmalar uygulamam gerekiyor. Ben Chopin'de daha iyiyim çünkü Chopin'in yorumunu güzelce ifade edebiliyorum. Bu yüzden Chopin besteleri çalmak beni çok mutlu ediyor."

Anne babasının, dünyaca ünlü piyanist İdil Biret'e hayranlığından ötürü kendisine İdil ismini verdiklerini ifade eden Atlıer, İdil Biret ve Fazıl Say'ı dinlediğini, idol olarak ise Valentina Lisitsa'dan etkilendiğini vurguladı.

12 yaşındaki piyanist İdil Atlıer, Atina ve Viyana'da olmak üzere yurt dışında iki konser verdi.

- "Her şeyin önemlisi doğru bir başlangıç yapmak"

İdil Atlıer'in babası Levent Atlıer ise kızının müzik kulağının iyi olduğunu çok küçükken fark ettiklerini aktararak, "İdil'i pusetle gezdirirken sokakta bir köpek havladığı, bir kuş öttüğü zaman aynı sesi çıkarıyordu. Bu onun kulağının iyi olduğunun göstergesiydi. Bunun üzerine eğilmeye başladık. Tabii evde piyano çalan birisinin olması da onun ekstra bir avantajı oldu. Ufak ufak benimle çalışmaya başladı." diye konuştu.

Uluslararası yarışmalara katılması konusunda kızını yönlendirdiğini sözlerine ekleyen Levent Atlıer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanatın yarışması olmaz denilir. Gerçekten de sanat görecelidir. Görevli jüri üyelerini kaldırıp başka jüri üyeleri koyduğumuz zaman sonuçlar değişebilir. Burada önemli olan yarışma ortamlarına girip, dünyanın diğer ülkelerindeki akranlarının ne yaptığını görmesi ve onlarla etkileşim içine girmesidir. İleride hedefi konser piyanisti olmak. Konser piyanisti olduktan sonra yarışmalar pek önemli olmayacak. Müzik ön planda olacak, müziğini insanlara yansıtacak. Bunda da başarılı olacak gibi görünüyor."

Müzik kulağı olan ve müzik konusunda yetenekli çocukların doğru yönlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Levent Atlıer, "Doğru tekniklerle başlayan çocukların, ilerde bazı nedenlerle ara verseler bile yine kaldığı yerden düzgün devam edebileceğini düşünüyorum. Her şeyden önemli olan doğru bir başlangıç yapmak." şeklinde görüşlerini dile getirdi.

En Çok Aranan Haberler