Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Yeni Türk Ceza Kanunu bireyin sahip olduğu hukuki değerleri, hak ve özgürlükleri güvence altına alan bir misyona sahiptir. Kanunun özgürlükçü karakteri, bireyin adalet ve güvenliğinin sağlandığı bir toplumda yaşama hakkı ile kamu düzeni ve güvenliğinin korunmasını amaçlamaktadır" dedi.
Cirit, Bilkent Otel'de düzenlenen 13. Türk Ceza Hukuku Günleri Kongresi'nin açılışında, Türkiye'nin dahil olduğu Avrupa insan hakları sisteminin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları olmak üzere üç temel sütun üzerine inşa edildiğini söyledi.
Bu kavramlar ve bunların çekirdeğinde yer alan değerlere tarih boyunca çok farklı coğrafyalardan pek çok medeniyetin katkı sağladığını anlatan Cirit, başka bir deyişle, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının insanlık tarihinin kültür ocağından çıkan kavram ve değerler olduğunu ifade etti.
Ceza hukukunun bu değerlerle son derece yakın bir ilişkisinin bulunduğunu dile getiren Cirit, 13'üncüsü düzenlenen Türk Ceza Hukuku Günleri Kongresi'nde bu amaca bir adım daha yakınlaşmak için hep birlikte bilgi ve deneyimlerini paylaşacaklarını kaydetti. Cirit, böylesine önemli ve geniş katılımlı toplantının düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
-"Üzerinde en çok durduğumuz kavramlardan birisi"
Yargıtayın 150. yılını kutlarken üzerinde en çok durdukları kavramlardan birisinin adalet olduğunu hatırlatan Cirit, şöyle konuştu:
"Bildiğiniz gibi hukukçu kimliğinin en karakteristik özelliği adil olmaktır. Adil olmak, her insanın taşıması gereken bir erdemdir. Ancak biz hukukçular için adil olmak bir gerekliliğin ötesinde zorunluluktur.
Tarih boyunca adil olmayı başarabilen ve güçlü bir adalet sistemi kuran devletlerin uzun ömürlü olması ve yüzyıllarca varlıklarını sürdürmeleri tesadüf değildir.
Ceza hukuku insan haklarının çekirdeğinde yer alan bir alandır. Bugün bizlere düşen görev, zaman ve mekanla sınırlı olmayan insanların ortak değer ve erdemlerini yaşatmak, yüceltmek, içeriğini zenginleştirmek, insan odaklı bir yaklaşımla insan haklarının uygulanmasını güvence altına almaktır."
Başkan Cirit, hukukçular olarak adalet sistemine duyulan güveni en üst seviyeye çıkarmaları gerektiğini de belirtti.
Kamusal alanların insanların kişisel ya da grup çıkarlarını, görüşlerini, hayata bakış açılarını bir kenara bırakıp, sadece kamu hizmetinin daha iyi işlemesi için zaman ve emeklerini harcadıkları ortamlar olduğunu ifade eden Cirit, yargı mensupları, akademisyenler ve avukatlar için ise kendini mesleğine adamak, mesleğiyle özdeşleşmek ve halkın adalete olan güvenini en üst seviyede tutmak için yoğun çaba sarfetmek anlamına geldiğini söyledi.
Suçun, tarih boyunca tüm toplumlarda rastlanan sosyal bir olgu olduğunu anlatan Cirit, bu olgunun sosyal yaşamın bir sonucu olarak ortaya çıkması nedeniyle suçun algılanış biçimi, hangi eylemlerin suç sayılması gerektiği, suç işleyen kişilere karşı nasıl bir toplumsal mekanizmanın geliştirileceği gibi sorunlara her toplumun tarih boyunca farklı çözümler getirmeye çalıştığını kaydetti. Cirit, önceleri suç işleyen bireylerin toplumdan dışlanması sonucunu doğuracak cezalar verilirken daha sonraları özgürlüğü bağlayıcı cezalar getirildiğini aktardı.
Ceza hukukunun bugün gelinen aşamasında insan haklarının korunmasının uluslararası toplumun meşru ilgi alanı içinde değerlendirildiğini belirten Cirit, şöyle konuştu:
"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere bir çok uluslararası metinde bireyi keyfi cezalara karşı güvence altına alan hükümlere yer verilmiştir. Türkiye ceza hukuku alanında evrensel standartlar öngören bu sözleşmelerin tarafı olup Anayasamızda da konuyla ilgili temel ilkeler yer almaktadır. Yeni Türk Ceza Kanunu bireyin sahip olduğu hukuki değerleri, hak ve özgürlükleri güvence altına alan bir misyona sahiptir. Kanunun özgürlükçü karakteri, bireyin adalet ve güvenliğinin sağlandığı bir toplumda yaşama hakkı ile kamu düzeni ve güvenliğinin korunmasını amaçlamaktadır."
Bugünden itibaren üç gün boyunca ceza hukukunun çok önemli kavramları üzerinde konuşacaklarını ifade eden Cirit, ceza hukukunda olası kast ve bilinçli taksir ayrımı ve hata hallerini değerlendireceklerini, suçun manevi unsurlarına ilişkin bu kavramları tartışarak anlam ve içerik açısından yeni bilgiler öğrenip hukuki bilgi birikimlerini daha da zenginleştireceklerini kaydetti.
Cirit, ayrıca farklı ülke uygulamaları konusunda da karşılaştırma yapma şansına sahip olacaklarını bildirdi.
Kongrenin katılımcıları arasında Yargıtay Başkanvekilleri Abdülhalik Yıldız ve Mehmet Kürtül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Yargıtay daire başkanları ve üyeleri ile yabancı konuklar yer aldı.