Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi kapsamında, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, 26'sı general 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan bilgi notunda, "Darbe girişiminin talimatını veren örgüt elebaşı Fetullah Gülen, darbe planlamasının, darbe mesajlarının, atama listelerinin ve Yurtta Sulh Konseyinin çözümlendiği bu soruşturma sonucunda hazırlanan 'çatı iddianamenin' bir numaralı şüphelisi konumunda yer almıştır." ifadesine yer verildi.
Bilgi notunda, 15 Temmuz 2016'da Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde örgütlenen FETÖ mensuplarınca Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak ve bu düzen yerine başka bir düzen getirmek amacıyla hain darbe teşebbüsünde bulunulduğu anımsatıldı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terör ve işgal saldırısında FETÖ'nün 8 binden fazla asker elbisesi giyen teröristi ile 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın hafif silah kullandığı belirtilen bilgi notunda, şunlar kaydedildi:
"Bu eylemlerin sonucunda evlatlarının eline kına yakarak vatanına kurban olsun diye askere gönderen, şehitlerini 'Vatan sağ olsun' diye karşılayan milletimizin, 183'ü sivil, 4'ü asker, 63'ü polis olmak üzere 250 evladı, her türlü fedakarlığı yaparak ödedikleri vergilerle alınan silahların namlularından çıkan kurşunlarla şehit olmuş, 23'ü asker, 154'ü polis olmak üzere 2 bin 735 vatandaşımız da yaralanmıştır.
Tarih sahnesinde onurlu bir biçimde yerini almış 16 Türk devletinin mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Büyük Atatürk'ün 'Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözünden hareketle Türk milleti, 15 Temmuz 2016 gecesi, kendisine karşı gerçekleştirilen bu hain darbe girişimini, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, başta demokrasiye inanmış, Cumhuriyet değerlerine bağlı, karakteri bağımsızlık olan halkımızın, TBMM'nin, hükümetimizin, milli ordumuz içinde darbe girişimine katılmayan askerlerimizin, emniyet güçlerimizin, yargı organlarımızın kararlı ve etkili mücadelesiyle bastırarak, tarihimize yeni bir kahramanlık destanı yazmıştır."
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, darbe girişiminin devam ettiği sırada derhal harekete geçtiği, darbeci hainler hakkında resen soruşturmaya başlayarak, süratle gözaltı işlemlerini gerçekleştirdiği ve iddianamenin konusu Genelkurmay Karargahı'ndaki darbe faaliyetlerinin soruşturmasının 2016/103566 numaralı soruşturma dosyası üzerinden yapıldığı bildirilen notta, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, soruşturma devam ederken dosyaya şikayet dilekçesi verdiği, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Jandarma Genel Komutanı Orgenaral Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve diğer komutanlar, ülke çapında darbe girişiminde bulunan şüpheliler hakkında ayrı ayrı şikayetçi olduklarını beyan etmişlerdir." ifadesi kullanıldı.
Bilgi notunda, soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamenin 2 bin 354 sayfadan oluştuğuna işaret edilerek, 3 ana bölüme ayrılan iddianamenin birinci bölümünde FETÖ'nün genel yapısının ayrıntılı incelendiği, ikinci bölümde örgütün TSK'daki yapılanmasının anlatıldığı, üçüncü bölümde ise olay ve şüphelilerin eylemleri, planlama, Genelkurmay Karargahı'ndaki darbeye kalkışma eyleminin anlatımı, şüphelilerin hukuki durumları ve eylemleri, güvenlik kamera kayıtlarından elde edilen fotoğraflarla desteklenecek şekilde alt başlıklarda anlatılıp, değerlendirildiği anlatıldı.
254 ŞÜPHELİ HAKKINDA İŞLEM YAPILDI
Bu kapsamda 254 şüpheli hakkında işlem yapıldığı kaydedilen notta, bunlardan 199'unun tutuklandığı, firari 15 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarıldığı, soruşturma sonucunda ise 221 zanlı hakkında kamu davası açıldığı ifade edildi. Bilgi notunda, soruşturma sonucunda 33 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, zanlılardan Semih Terzi'nin ise darbe girişimi sırasında öldürüldüğü hatırlatıldı.
Bilgi notunda şu bilgilere yer verildi:
"Darbe girişiminin talimatını veren örgüt elebaşı Fetullah Gülen, darbe planlamasının, darbe mesajlarının, atama listelerinin ve Yurtta Sulh Konseyinin çözümlendiği bu soruşturma sonucunda hazırlanan 'çatı iddianamenin' bir numaralı şüphelisi konumunda yer almıştır. Fetullah Gülen ile örgütün askeri kanadından oluşan ve 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olarak tespit edilen 38 şüpheli (ölü Semih Terzi'nin dışında) hakkında da 'anayasayı ihlal', 'cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'silahlı terör örgütü yönetme' suçları dışında, darbe girişimi kapsamında Türkiye'de işlenen 'Cumhurbaşkanına suikast', '250 vatandaşımızı şehit etme', '2 bin 735 vatandaşımızı öldürmeye teşebbüs' ve 'üst düzey komutan ve devlet yöneticilerinin hürriyetini sınırlama' suçlarından da şehit ve mağdur sayısınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları istemiyle kamu davası açılmıştır."
PLAN VE ORGANİZASYON EV TOPLANTILARINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Yurtta Sulh Konseyi üyeleri tespit edilirken, her kuvvetten şüphelinin, darbenin planlamasında, ülke çapında organizasyon yapılmasında, sevk ve idare edilmesinde, atama listeleri ve darbe emirlerinin hazırlanmasındaki rolü ve etkinliğinin dikkate alındığı vurgulanan notta, kamu davasında, diğer şüpheliler hakkında da eylemlerinin derecesine göre, çeşitli miktarlarda hapis cezaları talep edildiğine dikkat çekilerek, şu bilgiler paylaşıldı:
"Darbe planlarının eklerinde yer alan atamaların birbirinden habersiz hücreler şeklinde yapılanan FETÖ'nün gizliliğe azami önem vermesi ve yıllarca örgüt içerisinde yer alan bir kişinin ancak çok sınırlı sayıda örgüt mensubunu tanıyabildiği göz önüne alındığında, örgütün en üst düzeydeki sivil ve askeri mensuplarınca ortaklaşa hazırladığı, örgüt içinde yer alan her 2 veya 3 askerin sivil bir imam veya abi sorumluluğunda faaliyet gösterdiği dikkate alındığında, yüzlerce örgüt mensubunun mesleki ihtisas ve tecrübeleri de göz önüne alınarak görevlendirilmesinin, örgütün en üst düzey üyelerinin koordinesi olmadan mümkün görülmediği, planın eklerindeki atama planlaması incelendiğinde bu eklerin bir iki gün içinde hazırlanamayacak kadar kapsamlı ve önemli görevleri içerdiği, tüm örgüt mensubu askerlerin bilgilerinin tutulduğu, örgütün ABD'de bulunan merkezindeki üst düzey yöneticileri tarafından genel taslağın oluşturulduğu, teknik düzenlemesinin yapılması ve son halinin verilmesinin ise üst düzey sivil ve askeri personelin katıldığı, darbe plan ve organizasyonunun yapıldığı ev toplantılarında gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Bu sözde atama listelerinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli jandarma hariç 326 general ve amiralden 94'ünün Genelkurmay Başkanlığı ya da mensubu bulunduğu kuvvet komutanlıkları emrine alındığı, 167 generalin görevine devam ettiği, 61 generalin üst görevlere atandığı, 3 generale ise herhangi bir atama planlaması yapılmadığı görülmektedir.
Sıkıyönetim ilanı, atama listesi gibi darbe mesajlarının, mesajların çekilme yeri, biçimleri ve içeriği dikkate alındığında hücre tipi yapılanmaya sahip örgütün mensupları için darbe faaliyetlerine başlama talimatı, bu emirlere uyan personelin ise 'FETÖ örgüt üyesi' olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır."
1960 DARBESİ ARASINDA BENZERLİK
Öte yandan, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman ile iddianameyi hazırlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, Cumhuriyet Savcıları Kemal Aksakal ve İstiklal Akkaya, Ankara Adliyesinde görev yapan gazetecilere bilgi verdi.
Kocaman, "Yurtta Sulh Konseyi" içinde yer aldığı belirlenen, suç tarihinde tuğgeneral rütbesiyle Genelkurmay Personel Başkanlığı Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanlığı yapan Mehmet Partigöç'ün "en önemli teröristlerden biri olduğu"nu söyledi.
"Yurtta Sulh Konseyi"nin tamamen askerlerden oluştuğunu ve darbe girişiminin planlamasıyla 1960 darbesi arasında benzerliklere ulaştıklarını ifade eden Kocaman, "Yurtta Sulh Konseyi de Milli Birlik Komitesi gibi sırf askerlerden oluşuyor. İpleri ise başkalarının elinde." diye konuştu.
Adil Öksüz gibi darbenin organizasyonunda görev alan siviller hakkında ayrıca dava açılacağını vurgulayan Kocaman, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hain darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin hak ettikleri cezaları almaları için etkin ve kararlı şekilde görevini yapmaya devam edecektir. Birinci tehdidimiz FETÖ." değerlendirmesinde bulundu.
Başsavcıvekili İşçimen ise darbe girişiminin plan ve icraat safhasında daha çok kurmay albaylar ve tuğgenerallerin bulunduğunu aktardı.
İddianameyi yazan Cumhuriyet Savcıları Aksakal ve Akkaya ise darbenin hazırlıklarına ilişkin, "27 Aralık 2015'e kadar gittik." dedi. (AA)