15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi gecesi aldığı emirle İstanbul'daki General Nurettin Baransel Kışlası'ndan çıkarak, Sabiha Gökçen Havalimanı'na ilerlemeye başlayan Ferhat Daş'ın komutasındaki tank, havalimanı yakınında toplanan kalabalık tarafından durduruldu. Bir süre sonra Ferhat Daş, tanktan başından vurulmuş çıkarıldı ve götürüldüğü hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kurumlar tarafından cenazeyi almaya giden aileye 'darbeci' denilerek, araç verilmedi. Bunun üzerine aile fertleri, çocuklarının cenazesini kendi imkanlarıyla Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesine getirerek, Geben Mahallesi'nde toprağa verdi.
Silah arkadaşlarının 2 hafta sonra ortaya çıkan ifadelerinden ve cep telefonu kamerasıyla çekilen görüntülerinden Ferhat Daş'ın FETÖ üyesi olmadığı, 'Halkın üzerine ateş açın' emirlerini yerine getirmeyerek, intihar ettiği ortaya çıktı. Görüntülerde Daş'ın, tankın üzerine çıktığı ve bu sırada bazı sivillerin 'En büyük asker, bizim asker' tezahüratı yaptığı yer alırken, tanka girmesinin ardından silah sesi duyulması ve Daş'ın yaralı olarak ambulansa taşınması da yine cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntülere yansıdı. Bunun üzerine aile fertleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek, Ferhat Daş'ın FETÖ mensubu olup olmadığının ortaya çıkarılmasını istedi ve soruşturma başlatıldı.
O gece FETÖ mensupları için ilk gözaltı talimatını veren Terör ve Örgütlü Suçlar Savcısı Hikmet Pak tarafından yürütülen soruşturmada ifadesi alınan uzman çavuş İbrahim Donat, tank komutanının Ferhat Daş olduğunu ve emirlerin de ona geldiğini söyledi. Daş'ın o gece kendilerine, aldığı emre göre Sabiha Gökçen Havalimanı'na terör saldırısı olacağını, müdahale için havalimanına gittiklerini söylediğini kaydeden Donat, yolda önlerini kesen sivillerin 'Darbe yapılıyor, kışlanıza geri dönün' demeleri üzerine darbe girişiminden haberdar olduklarını ve bundan sonra hiçbir emre itaat etmediklerini söyledi. İbrahim Donat, ifadesinin devamında Ferhat Daş'ın, halkla konuştuktan sonra tankın içine girip, 'Ben vatan haini değilim' diye haykırarak, intihar ettiğini söyledi. Tankta bulunan diğer askerler ile olaya şahit olan siviller de İbrahim Donat'ın ifadelerine benzer ifade verdi. Soruşturma sonunda Cumhuriyet Savcısı Hikmet Pak, Ferhat Daş hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.
Soruşturma sonunda çıkan kararla Ferhat Daş'ın ailesi de buruk mutluluk yaşadı. Çocuklarının hain darbe girişiminde yer almadığının ortaya çıkmasıyla mezarlığa giden aile fertleri, Daş'ın kabri başında dua etti.
Savcılık tarafından oğlunun hain olmadığının kanıtlandığını belirten Fatma Daş, oğlunun şehit sayılmasını isteyerek, şunları söyledi: "Ben oğlumun suçsuz olduğuna inanıyorum. Benim oğlum vatan haini değil. Aradan 2 yıl geçti. Yapılan soruşturmalarda suçsuz olduğuna mahkeme karar vermiş. Evrak bana ulaştı, oğlumun suçsuz olduğunu biliyordum. Yüreğim hala 2 yıl öncesi gibi yanıyor, evladımı kaybettim. Sayın Cumhurbaşkanımdan yardım istiyorum. Bir anne olarak oğlumun mezarında rahat uyuması için şehit sayılmasını istiyorum. Ben onu zor şartlar altında okutarak, asker yaptım. Sadece ekmeğinin peşinde olan bir insandı benim oğlum. Hiçbir zaman çocuğumun şehitliği için ümidimi kesmeyeceğim." Baba Ahmet Daş ise maddi olarak beklenti içinde olmadıklarını belirterek, oğlunun mezarında rahat uyuması için şehit sayılmasını istediklerini söyledi.
(DHA)