Aziz ÖNAL/Mesut BUDRAÇ/BİNGÖL, Bingöl Üniversitesi Konferans Salonu'nda, 15 Temmuz darbe girişiminde yaralanan 36 gazi ve ailelerinin katılımıyla, düzenlenen program saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim okunmasıyla başladı. Programda 15 Temmuz darbe girişimi sırasında olanlarla ilgili hazırlanan belgesel izlendi. Vali Yavuz Selim Köşger, 15 Temmuz gecesini 'Göklerden gelen bir şölen' olarak değirlendirerek, şöyle dedi:
"Bu vatan, millet, bayrak, istiklal, mukaddesatımız için başta 15 Temmuz şehitlerim olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, minnetle anıyorum. 15 Temmuz gazilerimiz tedavisini keserek, bir kısmı yoğun bakımdan çıkarak bizlere bugün Bingöl'e teşrif etti. Bütün gazilerimize acil şifalar diliyorum. Allah onlardan razı olsun. 15 Temmuz, göklerden gelen göksel bir şölen, sofraydı. Oradan herkes nasibini aldı. Bu ülke tekrar ayağa kalktı, dirildi, kenetlendi. Kardeş olduğunu hatırladı ve tüm dünyaya şunu haykırdı: Tank, top, tüfek, modern bütün silahlarınız, teçhizatınız, teknolojiniz ve bütün maşa, uşaklarınızla kiminle geliyorsanız gelin. İşte biz buradayız, bu toprakların size bir karışını, bir çakıl taşını vermeyeceğiz diye topyekun haykırdı bu millet."
"İLK UYANDIĞIMDA CUMHURBAŞAKINIMIZ YAŞIYOR MU? DİYE SORDUM"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Sosyolog olarak çalışan 15 Temmuz darbe gecesinde gazi olan 39 yaşındaki Musa İlhan, darbeci askerlerin kurşunuyla yaralandığını, 1 hafta hafta yoğun bakımda kaldığını belirterek, ilk uyandığında, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaşıyor mu? diye sorduğunu söyledi. İlhan, o gece ile ilgili şunları anlattı:
"ASKERE 'ERKEKSEN VUR' DEDİM, VURDU"
"Sultanahmet tarafından geliyorduk. Yolların kapalı olduğunu öğrendik. Mahmutbey gişeleri tarafına bir tank gördük. Havalimanına terör saldırısı yapılmıştı daha önce, onunla alakalı olduğunu düşündüm. Telefonlarda trafik uygulaması var. Kırmızı kapalı, yeşil açık demek. Gri rengini hiç görmemiştim. O an da Başbakanımız kalkışma olduğunu söyledi radyoda. O an insan düşünemiyor işte ne kalkışması? Televizyonda darbe kalkışması olduğunu öğrendik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lojistik Destek Merkezi var. Oraya giden askerleri gördük. Onların anladığı dilden anlatarak konuştuk. Silah çekmeler yaşandı. Kargaşa oldu ama onları oradan çıkardık. 570 kamera var, bütün İstanbul'u oradan izleyebiliyorsunuz. Sosyolog olduğum için orada kullanabileceğimiz bir odamız vardı. Oradaki güvenlikte çalışan arkadaşlara sorduk. Rejide asker vardı. Bana 'gelme' dediler. Ben de 'işyerim burası gelirim' dedim. Lojistik destek merkezinde askerleri çıkardığımızda özgüven oluştu. 'Geliyorum, vur vuracaksan', hatta 'erkeksen vur' dedim. 'Bir adım daha atarsan vururum' dedi, ben de 'vurmazsan adam değilsin' dedim. Bunun üzerine o da bizi vurdu. Yerden seken G3, tehlikeli bir kurşun. Yerden sekerek kalbimin 2 milimetre altında kaldı. Yere düşer düşmez, hayatım film şeridi gibi geçti. Bağırıyorlardı, 'Adam vuruldu' diye. Yerde yatıyorum, alamıyorlar tabii askerler ateş açıyordu. Geçen yıl hacca gitmiştim. Orada 'Ya burada ölmeyi, ya da yurdumda şehit olmayı nasip et' diye bir dua etmiştim. Aklıma bir an o geldi, mezarım dahi geldi aklıma. Rahmetli anne ve babamın yanına bir mezar yaptırmıştım. Hacca giderken o mezarı yaptırıp, aile büyüklerime de söylemiştim; 'Ben ölürsem, beni buraya defnedin. Vasiyetimdir' diye. Yerde yatarken o mezarım gözlerimin önüne geldi, onu görebildim. Allah gaziliği nasip etti. Bir hafta yoğun bakımda kalmışım. İlk uyandığımda 'Cumhurbaşkanı yaşıyor mu? diye sordum."
9 YAŞINDAKİ BATUHAN, AİLESİYLE BİRLİKTE SOKAKLARA ÇIKMIŞ
Darbe girişiminin en küçük gazisi 9 yaşındaki Batuhan Çetiner ise, o gece ailesiyle birlikte sokağa çıktığını, çıkan olaylarda sol kolundan yaralandığını söyledi. Çetiner, o geceye anlatırken, "İstanbul Fatih İlçesi'nde oturuyorum. O karanlık gecede darbe nedir bilmezdim. Yaşadıklarımla darbe nedir öğrendim. Haberleri açtığımızda askeri kalkışma olduğunu öğrendik. Anne ve babamda panik vardı. Ben de korkmuştum. Vatan Emniyet Müdürlüğü'nün önüne gitmeye karar verdiler. Ben de geleceğim dedim. Hep birlikte Vatan Caddesi'ne yürüdük. Emniyet Müdürlüğü önüne geldiğimizde polisler bizi yalnız bırakmadı. 'Meydanları boş bırakmayın' diyorlardı. Helikopterler başımızın üzerinde dolaşıyordu. Önümüzden askerler tankla geçiyordu. Herkeste heyecan, panik vardı. Ama kimsenin meydanları terk etmeye niyeti yoktu. O anda kolumda bir acı hissettim. Sol kolumdan vurulmuştum. Hemen hastaneye gittik. Çok şükür şu an iyiyim. Koluma isabet eden hainlerin mermisi, artık bir kahramanlık nişanıdır benim için. Kahramanlık hiç korkmamak değil, korktuğun halde korkularının üzerine gitmektir. İşte Türkiye halkı, 15 Temmuz'da bunu yapmıştır. Vatanını hainlere teslim etmemiştir, etmeyecektir."d
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz