15 Temmuz’un simgesi haline gelmiş gazilerinden 4’ü yaşadıklarını Uşak Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamındaki anma programında anlattı. Gaziler o geceki hissiyatlarını ve bu hissiyatlarının kahramanlığı dönüş hikayesini anlatırken salon pür dikkat onları dinledi.Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan programa Vali Salim Demir ve eşi Nezahat Demir, Belediye Başkanı Nurullah Cahan, Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Nacar, İl Emniyet Müdürü İbrahim Ergüder, İl Jandarma Komutanı Yalçın Baysal, 26. Dönem AK Parti Uşak Milletvekili Dr. Alim Tunç, AK Parti İl Başkanı Mehmet Çakın, Şehit Mehmet Çetin’in babası Hüseyin Çetin, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Karahan, Prof. Dr. Adem Duru ile Prof. Dr. Metin Gümüş, Genel Sekreter Vekili İbrahim Çalış, protokol üyeleri, Uşak Üniversitesi akademisyenleri, idari personeli, program moderatörü Ali Bektaş, davetli konuşmacılar Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel ve 15 Temmuz Gazileri Safiye Bayat, Metin Doğan ile Muhammet Musa Akkoç katıldı.Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan panel Kur’an- Kerim tilavetiyle devam etti. Panelin açılış konuşmasını yapan Uşak Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ekrem Savaş günün konuşması zor bir gün olduğunu bazı şeyleri hissettiğini ancak ifade edecek kelimeleri bulmakta zorlandığını ifada etti. Rektör Savaş; “Biliyorsunuz bundan iki yıl önce 15 Temmuz 2016 gecesi emperyalist güçlere kendini uşaklık etmeyi meziyet edinmiş asker elbisesi giyen eşkıya kılıklı bir takım FETÖ terör örgütü mensupları bu memleketin birlik ve beraberliğini bozmak ülkemizi parçalamak bayrağımızı indirmek amacıyla bir kalkışmada bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyin göstermiş olduğu bir işaretle necip Türk Milleti ölürsem şehit kalırsam gazi düşüncesiyle sağına ve soluna bakmadan bu hain terör örgütünün bu kalkışmasına dur demek için meydanları doldurmuştur. Bu necip Türk Milletine huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Türk Milletine şükranlarımı arz ediyorum. Bu necip Türk Milletini bir ferdi olmaktan da büyük gurur duyduğumu da sizlerle paylaşmak isterim. İşte böyle bir gecede sağına soluna bakmadan meydanlar çıkan 241 tane vatandaşımız şehit olmuştur. Şu an aramızda bulunan ve biraz sonra yaşadıklarını sizlere anlatacak olan kardeşlerimiz gibi bir çok gazilerimiz var. Ben başta 15 Temmuz şehitleri olmak üzere bu millet, bayrak, devlet için toprağa düşmüş bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Biliyorsunuz ki şehitlik mertebesi Peygamberlik mertebesinden sonra gelen en yüce makamdır. Ben Cenab-ı Hakk’tan diliyorum inşallah onların şefaatini bizlere nasip eder. İnşallah bizleri onlara komşu eder.” Şeklinde konuştu.Savaş’tan sonra sözel alan Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “15 Temmuz sözün bittiği yer necip milletimizin Malazgirt’ten başlayıp Çanakkale ve kurtuluş savaşıyla zirveye çıkan yeni bir destanımızın adı. Demokrasiye sahip çıkma günü vatan,ezan,bayrak söz konusu olduğunda canım feda diyenlerin ve vatanı her şeyi ile mukaddes bilenlerin ölüme yürüdüğü gün. İşte gazilerimiz burada canlı canlı mücadeleye katılanlar burada. Öncelikle onlara hoş geldiniz diyorum şeref verdiniz. Sizleri ilimizde ağırlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Devamında bugün bu gece meydanlara inen tüm hemşehirilerimi saygıyla selamlıyorum. O gün 81 ilimizde, ilçelerimizde, köylerimizde bu vatan bu devlet bu millet aşkıyla yaşayan, evladına sahip çıkan kültürüne sahip çıkan herkes meydandaydı. Ne ile karşılaşacağını bilmeden İstanbul’da, Ankara’da tankla tüfekle karşı karşıya gelen herkes meydandaydı. O gün meydana çıkan herkesi tebrik ediyorum. Bir Allah dostunun ifadesiyle 15 Temmuz Uçağın ve tüfeğin İslam ile iman karşısında aciz kaldığının bir işaretidir. O gün Çanakkale’de ne olduysa tekrar manevi bir hissiyatla demokrasiye sahip çıkılmış, bedenler ve canlar bu vatan uğruna feda edilmiştir. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum Rabbim makamlarını ala eylesin, bizleri de inşallah onların şefaatine nail eylesin. Gazilerimize de Rabbimden sağlıklı hayırlı ömürler diliyorum.”15 Temmuz’un kısa bir değerlendirmesini yapmak istediğini söyleyerek konuşmasına başlayan Uşak Valisi Salim Demir; “15 Temmuz’u unutmadık unutmayacağız, unutturmayacağız. 15 Temmuz’da hainlerin ülkemize, devletimize , istiklalimize ve istikbalimize kast etmelerini unutmayacağız. Değerlerimize karşı gösterdikleri cüreti unutmayacağız, necip Türk milletinin eşi benzeri görülmemiş kahramanlığını unutmayacağız. 15 Temmuz basit bir darbe girişimi basit bir kalkışma değil topyekun milletimizin, devletimizin istiklalini ve istikbalinin hedef alan bir işgal hareketiydi. Eğer bunu başaramayacak olsalardı da Suriye’de olduğu gibi Türkiye’de bir iç savaşa götürme girişimiydi. 15 Temmuz gecesi milletimizin gerçekleştirdiği ve 15 Temmuz’un akabinde süregelen demokrasi nöbetlerinde milletimizin gösterdiği o eşsiz direnişin ve dirilişin destanını Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyin çok veciz şu sözlerle ifade ediyor, sizlerle paylaşmak istiyorum ‘Başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka boyunduruk vuramayacaksınız, bin yıllık yürüdüğümüz yoldan bizi geri döndüremeyeceksiniz, ülkemizi hedeflerinden vazgeçiremeyeceksiniz’”dedi.Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel haber kameramı gözünden 15 Temmuz’da yaşadıklarını anlattı. Haberi ilk önce sosyal medyadan almaya başladıkları belirten Polatel 15 Temmuz’u fotoğraflarla ve gazilerin anlatımıyla Kalkışma adlı kitapta ölümsüzleştirdi. Ayrıca 90 dakikalık bir belgesel film de yapan Poletel’in bu yapımı birkaç dile çevrildi. Polatel 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatırken Beştepe’nin bombalanmasının nasıl canlı yayına yansıdığını ve burada ölümün kıyısındayken nasıl görev yaptıklarını anlattı. Polatel 15 Temmuz gecesi tüm Türkiye’de görev yapan kamereman arkadaşlarına mesaj çektiklerini, mesajda bu gecenin tarihi bir an olacağını ve çektikleri her görüntünün, fotoğrafın tarihe not düşeceğini, tarihi bir değeri olacağını bu bilinçle hareket etmelerini istediklerini söyledi.15 Temmuz gecesi darbecilerin karşılarına korkmadan tek başına çıkarak onları vazgeçirmeye çalışan Safiye Bayat da yaşadıklarını anlattı. Her şeyin başının aşk olduğunu önce Allah aşkı sonra istikbale sahip çıkma duygularıyla böyle bir harekete giriştiğini söyleyen Bayat; “ Sevdalanmadıysanız hiçbir şey yapamazsınız, güce de sahip olamazsınız. Aslında bizim damarlarımızda akan şu asil Türk milletinin kanı çok özel. Türk erkeği de çok özel, Türk kadını da çok özel. Aklımızı fikrimizi çalmak isteyenler bizi çok kıskanıyorlar, her birimizin nasıl bu düşüncelerle olduğunu anlamaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu. Kendisini diplomasız çoban bir annenin yetiştirdiğini vurgulayan Bayat ondan aldığı feyizle zalimlere karşı dik durmayı başardığını söyledi. O gece hiç sözünden çıkmadığı kocasının geri dön çağrılarına kulak asmadığını hatta telefonu yüzüne kapattığın belirten Bayat darbecilerle aralarında geçen diyalogları anlattı. Bayat onlara; “ Ben görür müyüm bilmem ama siz kaybedeceksiniz” diyerek arkasını döndüğünü “vuracaksanız vurun” şeklinde rest çektiğini söyledi.15 Temmuz denilince ilk akla gelen tankın önüne yatmış şeklideki fotoğrafın kahramanı olan Metin Doğan 15 Temmuz gecesinde spor salonundan eve geldiğinde televizyonlardan darbeyi öğrendiğini, spikerin soğuk anonsunda hoşlanmadığını ve canlı yayında tankları görünce insanları nasıl sokağa çekerim diye düşünürken insanların tankın önünde birinin ezildiğini görürse sokaklara çıkabileceği fikriyle böyle bir şey yapmaya karar verdiğini söyledi. Havaalanına yoldan çevirdiği bir motosikletle gittiğini, oraya vardığında belirli bir kalabalık olmasına rağmen bir hareketlilik görmediğini kimsenin bağırıp çağırmadığını söyleyen Doğan askerlere saldırmayı veya tankın üstüne çıkmayı düşünmediğini Allah’ın ona hesapların en güzelini yaptırdığını, onlar ateş etmeye başlayınca tüm gücüyle üstlerine koşmaya başladığını ve bir yandan da “Ben Türk askeriyim siz kimin askerisiniz” diye bağırdığını söyledi. Sonra etraftakilerin bütün uyarılarına rağmen çabuk ölmek için kafasını göğsünü tankın paletinin altına gelecek şeklide yattığını belirtti. Doğan bunu iki sefer tekrarladığını burada şehit olmamasının sebebini de bunların anlatmak için Allah’ın kendisine verdiği bir fırsat olarak değerlendirdiğini söyledi.Muhammet Musa Akkoç 15 Temmuz gecesi kafasından M16 silahıyla vurulmasına rağmen takdiri ilahi ile hayatta kalan ve defalarca ameliyat geçirerek hayata dönen bir gazi. O da Uşaklılara ve paneli takip edenlere darbe gecesinde yaşadıklarını anlattı. Genelkurmay Başkanlığında vurulun Akkoç binanın ikinci katına nasıl çıktıklarını burada 4 sivil olarak nasıl yalnız kaldıklarını ve gözünün önünde sivillerin nasıl şehit edildiğini anlattı. Şimdi bu zalimlerin mağdur edebiyatı yaptıklarını ve bazılarının bunların dediklerine inandıklarını vurgulayan Akkoç; “ Bunlar bir insanın bir insana yapamayacağı kötülükleri yaptılar. Silahsız insanları vurdular, şehit ettiler, ölmüş insanları tekmelediler. Şimdi mağdur edebiyatı yapmaları bizi üzüyor. Burada olmamızın bir sebebi de onların mağdur olmadıklarını anlatmak.”dedi.Akkoç bir üsteğmen kılığına bürünmüş hain tarafından M16 silahıyla sol elmacık kemiğinden vurulduğunu kurşunun sol elmacık kemiğinden girdikten sonra dişlerini ve ardından soluk ve yemek borusunu parçaladıktan sonra omuriliğinin sağ tarafından çıktığını söyledi. Bu halde yerde yüzüstü uzanmış kelime-i şahadet getirirken sağ omuzundan geriye doğru baktığında iki ayağın kendisine doğru yaklaştığını gören Akkoç sonrasını şu şekilde anlattı; “ Tekrar yüzümü sol tarafa çevirdim ve yüksek kelime-i şahadet getirmeye devam ettim artık ne olacağını düşünmüyordum. Kızlarımı düşünerek gözlerimi açtım ‘hepimizin çocuğu var neden bunu yapıyorsunuz, çocuklarım çok ufak’ dediğimde, hiç taklit edemeyeceğim, yakınından bile geçemeyeceğim bir ses tonuyla ‘Sen kelime-i şahadet getir kelime-i şahadet” dedi. Ben tekrar ateş edecek diye olduğum yerden kalkarak koşmaya başladım.”Büyük bir mucize eseri Genelkurmaydan dışarıya çıktığında kimse olmamasına rağmen bir kişini adeta kendisini kurtarmak için beklediğini gören Akkoç o kişi sayesinde hayata tutunduğunu söyledi.Program, 15 Temmuz Gazileri Safiye Bayat, Metin Doğan ile Muhammet Musa Akkoç, Ali Bektaş ve Aytekin Polatel’e teşekkür belgeleri ve Uşak Üniversitesi plaketi verilmesiyle ve Uşak Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Hikmet Gültekin’in şehitlerimiz ve gazilerimiz için dua etmesiyle son buldu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz