"15 Temmuz sonrası ilk YAŞ’ta sürprizler" başlıklı bugünkü (20 Haziran) yazısında Abdülkadir Selvi, Yüksek Askeri Şûra’ya dönük çalışmaların başladığını ve Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın 2 yılı olduğunu ifade ederek, şûrada 15 Temmuz 'karnesinin' masaya yatırılacağını ifade etti.
İşte Selvi'nin yazısının o kısmı:
"ERDOĞAN’IN KARARI ŞÛRANIN KADERİNİ BELİRLEYECEK"
"Jandarma Genel komutanı Org. Yaşar Güler ile Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ümit Dündar 15 Temmuz’dan sonra atandılar. Ama Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun görevlerindeki 2 yıllık süre doluyor. Üç kuvvet komutanının durumunun ne olacağı belli değil. Teamüllere göre emekliye sevk edilip yerlerine yenilerinin atanması gerekiyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na Jandarma Genel Komutanı Org. Yaşar Güler’in getirilmesi gerçekleşir mi, yaş engeline takılmayan bazı komutanlar için 1 yıl uzatma seçeneği kullanılır mı, belli değil. Çünkü, şûrada 15 Temmuz karnesi masaya yatırılıyor. Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıkları ile hava üs komutanlıklarının karargâhlarında önemli değişiklikler bekleniyor. Sürprizlere hazır olun derim. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz sonrası yeni baştan bir yenilenmeyi mi tercih eder, yoksa kısmi değişikliklerle mi yetinir, o belli değil. Erdoğan’ın kararı şûranın kaderini belirleyecek."
"İSTİHBARATIN YENİDEN YAPILANMASI KONUSU TEKRAR RAFTAN İNDİRİLİYOR"
15 Temmuz’un ardından, istihbaratta yeniden yapılanma konusunun gündeme geldiğine değinen Selvi, şöyle devam etti:
"İngiltere’de MI5 ve MI6, ABD’de CIA ve FBI olduğu gibi, MİT’in dış istihbarata çekilip, iç istihbaratta yeni bir yapılanmaya gidilmesi gündeme gelmişti. Ağırlıklı olarak Fransız sistemi üzerinde duruluyordu. Bir ara küllenmiş olan istihbaratın yeniden yapılanması konusu tekrar raftan indiriliyor. Darbeler bağlamında gündeme gelen TSK içi istihbarat konusu da çalışmaya dahil ediliyor.
Garnizonların içinde, üzerinde istihbarat teşkilatının isminin yazılı olduğu birimler düşünülmüyor. Ama bu konuda bir çalışmaya ihtiyaç olduğu gerçek. TSK içi istihbarat işinin yasal bir zemine kavuşması gerekiyor. Yoksa 28 Şubat’ta illegal faaliyet gösteren BÇG’nin durumuna düşebilir. TSK içi istihbarat faaliyetlerinde garnizon komutanlıkları büyük önem arz ediyor.
"CUNTALARIN İÇİNDEN İSTİHBARAT ALMAK DARBELERİ ÖNLEMEDE HAYATİ DERECEDE ÖNEMLİ"
9 Mart’ı MİT mensubu Mahir Kaynak, 28 Şubat’ın Batı Çalışma Grubu’nu ise Kadir Sarmusak sayesinde öğrendik. 15 Temmuz’un bir Mahir Kaynak’ı ya da Kadir Sarmusak’ı olmadığı için dışarıya sızmadı. Binbaşı O.K.’nın MİT’e giderek ihbarda bulunması dahi, uçurumun kenarından dönmemizi sağladı. Cuntaların içinden istihbarat almak darbeleri önlemede hayati derecede önemli.
TSK içinden istihbarat alınmadan, bu tür faaliyetlerin dışarıdan tespiti zor. Bu açıdan 15 Temmuz’un istisnaları var. 15 Temmuz’un darbe planları Çukurambar’da, Çayyolu’nda, Batıkent’te, Aydınlıkevler’de Adil Öksüz’ün kiraladığı evlerde hazırlandı. Bunların hiçbiri askeri lojmanlarda bulunmuyor. Ayrıca darbeci generallere imamlık yapan FETÖ’cüler, sivillerden oluşuyordu.
15 Temmuz için açtığım parantezi burada kapattıktan sonra istihbarattaki yeniden yapılanma konusuna dönmek istiyorum.
"MİLLİ SAVUNMAYA BAĞLI"
15 Temmuz’dan sonra TSK’daki yapılanma kapsamında kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı’na, Jandarma ise İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Batılı ülkelerde askeri personelin takibi, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı iç istihbarat birimi tarafından gerçekleştiriliyor.
Çünkü garnizonların içinde yaşananları ancak garnizonların içinde olanlar haber alabiliyor. Ama bu birimin başında emir-komuta ve sicil bakımından askere bağlı olmayan sivillerin bulunması gerekiyor. Batı’daki yapılanmada milli savunma bakanı ile başbakan eş zamanlı olarak bilgilendiriliyor. Başbakanlık sistemi 2019 yılında kaldırılacağı için, bizde cumhurbaşkanının bilgilendirilmesini esas alan bir sistem üzerinde duruluyor."