Alihan Şeker (18) 3 yıl önce henüz lise öğrencisiyken harçlığı için çalıştığı oto galeriye, izinli olduğu gün, bir arkadaşının yerine gitti. O gün patronunun husumetlileri, galeriye silahlı saldırıda bulundu. Saldırıda arada kalan ve kurşun isabet etmesi sonucu yaralanan Şeker'in akciğeri delindi. Kurşun, omurgasının bir santim yanından geçti. Kurşunun yarattığı termal etkiyle, omurilik zedelenmesi yaşayan Alihan’ın göğüsten aşağısı felç kaldı. Talihsiz genç, tam 2 yıl yatağa bağımlı yaşadı.
Doktorlarının oturabilmesine bile ihtimal vermediği Şeker, geçtiğimiz yıl şiddetli ağrıları için takılan omurilik pili sonrası, yürüteçle de olsa ayağa kalkmayı başardı, bezlenmekten kurtuldu; azmetti fizik tedavi ve spor egzersizleriyle adım atmayı yeniden öğrendi. Şeker, "En çok saldırıdan sonraki ilk yaz, arkadaşlarımla yüzmeye gidememek zoruma gitmişti. Bu yaz yüzmeyi de başardım" dedi.
Şeker'in 1 yıl önce ağrılarına çare bulmak için başvurduğu ve omurilik pili ameliyatını gerçekleştiren Beyin Omurga ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kılıç ise böyle bir yaralanmadan sonra Alihan'ın yaşamasının bile mucize olduğuna dikkat çekerek "Omurilik pilini, şiddetli ağrıların beyne ulaşmasını bloke etmek için kullanırız. Ama Alihan'daki etkisine biz de şaşırdık ve çok sevindik. Kaslarının motor kabiliyetini yeniden kazanmasına da yardımcı oldu" dedi.
Doç. Dr. Kılıç, beyin ve omurilik kaynaklı çeşitli hastalıkların etkilerini azaltmak için pil tedavilerine başvurulabildiğini açıklayarak "Beyin pilini özellikle Parkinson hastalığı (titrek felç olarak bilinir halk arasında) olmak üzere, esansiyel tremor (titreme hastalığı), distoni (istemsiz kas spazmı) hastalarında sıklıkla uygulamaktayız. Yine nöropsikiyatrik hastalıklarda da son yıllarda kullanılıyor. Sadece beyin pili değil, omurilik pili, mesane pili, epilepsi pili gibi diğer tedavilerimiz de var. Yani pil dediğimizde sadece beyin pili akla gelmemeli. Örneğin omurilik pilini, belden, boyundan defalarca ameliyat geçirmiş ama yapılacak başka bir şey olmayan şiddetli ağrı şikayeti olan hastalarda kullanabiliyoruz. Ayrıca diyabetik nöropati, damarsal patolojilerde (burger hastalığı gibi), ya da fantom hastalığı dediğimiz hayalet ağrılarda; bütün ağrı tedavilerini denenmiş ve sonuç alınamamış kanser hastalarında da ağrıları kesmek için oldukça işe yarayan bir tedavi şekli. Açık ya da kapalı yöntemle omuriliğin üzerine bir kablo yerleştiriyoruz. Bu kablo, beyne çıkacak ağrı duyusunu omurilik düzeyinde kesiyor. Pili de genellikle kalça kemiğinin üzerine yerleştiriyoruz. Omurilik pilinin çalışma mekanizması, gövdemizdeki ağrı duyusunun duyusunu beyne iletimini omurilik düzeyinde kesmek şeklinde oluyor" dedi.
Alihan Şeker’in ilk kez 1 yıl önce şiddetli ağrı şikayetiyle kendilerine başvurduğunu anlatan Doç. Dr. Kılıç, aslında ağrılarını kesmek için uyguladıkları omurilik pili tedavisinin, Alihan’ın kas uyarımında da etkili olması sonucu motor fonksiyonlarında da düzelme sağlamış olabileceğini kaydederek şunları söyledi: "Bana geldiğinde 2 yıl önce kurşunlanma hikayesi vardı. Kurşunlanmaya bağlı kollarını, bacaklarını kullanamıyordu. Yatağa bağımlı bir şekilde bana başvurdu. Her türlü tedavi denenmişti. Asıl amacımız ağrılarını dindirmekti. Yatağa bağımlı olduğu için, kontraksiyonlara (kasılma) bağlı, eklemlerdeki spazma bağlı şiddetli ağrıları vardı.
Ameliyattan sonra ağrılarını kesmenin yanında, motor olarak da iyileşme gördük. Oturma dengesi geldi, his duyusu yukarı doğru çıkmaya başladı. Walker'la (yürüteç) mobilize olmaya başladı. Beklentimizin çok üstünde bir sonuç almış olduk ve bu bizi çok mutlu etti. Bu kadar iyi bir sonuç alacağımızı açıkçası biz de beklemiyorduk, ben de şaşırdım."
Omurilik pili tedavisinin her hastaya uygun olmayacağının da altını çizen Doç. Dr. kılıç, suistimal edilebilecek bir konu olduğuna da işaret ederek şu uyarılarda bulundu:
"Bütün felci hastalara pil takalım, böyle bir tedavi değil. Buradaki asıl amaç, ağrıyı dindirmek olmalı. Bunun yanında motor fonksiyonlarında da bir kazanım, iyileşme beklediğimiz hastaların ise tamamen felçli olmaması gerekiyor. Yani kollarında, bacaklarında, bir miktar hareket olan hastalarımız için daha uygun. Beyin hasarı olan hastalarda yapmamız doğru değil. Çünkü oradaki asıl problem, beyindeki hasardır, omurilikten iletiyi kesmemiz hastaya bir şey katmaz. Ayrıca hastanın omuriliğinde ameliyatlık bir durum varsa, kesinlikle bu tedavi uygulanmaz. Önce, hastanın asıl sorununu çözmek gerekir."
Mucize eseri hayatta kalan ve henüz 15’inde yatağa bağımlı hale gelmesine rağmen asla pes etmeyen Alihan Şeker ise yaşadıklarını şu şekilde özetledi:
"2019 yılının Ekim ayında, okul çıkışları çalıştığım bir Rant A Car (Oto kiralama) vardı. O gün aslında izinliydim, bir arkadaşımın yerine işe gittim. İş yeri sahibimin husumetleri saldırdı. Ben çıkıp müdahale etmek isterken, sırtıma isabet etti kurşunlar. Kurşunlardan biri akciğerime girdi. Biri de omurilik çevresinden girdi ve içerideki patlama sonucu omuriliğim zedelendi. Omurgamda kopma veya bir parçalanma durumu olmadığından, fizik tedavi sürecine başladık. Meme ucumdan aşağısında his yoktu ilk başta. Ben doktorlara sürekli ‘Ne zaman yürüyeceğim?’ diye soruyordum. Onlar da ‘Sen bırak yürümeyi, üstüne oturabilirsen şükret’ demişti. 1,5- 2 yıl boyunca bu şekilde fizik tedavim devam etti. Sadece sandalyeye oturabilmeyi başardım ama dengede duramıyordum, aşırı ağrılarım vardı"
Geçtiğimiz yıl ağrıları için Doç. Dr. Mustafa Kılıç’a başvurduklarını anlatan Şeker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mustafa hoca omurilik pilinin ağrılarım için çözüm olabileceğini söyledi. Pil ameliyatından önce altım bezleniyordu, tuvaletimi tutamıyordum. Ameliyat sonrası ilk iki haftadan sonra mesane motor hissim geldi. Bezden kurtuldum. Sonra düzenli fizik tedaviye başladım ve fitness'a, spora gittim. Eskiden göğüs hizama kadar takılı olan kadar uzun bacak cihazlarımla bile adım atamazken, şimdi normal kadar grafolarımla (diz altı ortez) ev içinde yürüyebiliyorum. Şimdiki hefedim de dışarıda da bunlarla yürüyebilmek. Sandalyeden komple Allah'ın izniyle kurtulmak"
Yatağa bağımlı kaldığı 2 yıl boyunca anne babasının da kendisiyle beraber eve ‘bağımlı’ olduğunu söyleyen Şeker, "Çünkü ben bir yere gidemiyorsam onlar da gidemiyordu. Şimdi istediğim zaman bir yere tek başıma gidebiliyorum. Eskiden kolumu bile kaldıramıyordum, alkış yap dediklerinde ellerimi çırpamıyordum. Yemek yerken kolumu dengede tutamıyordum. Çok zoruma gidiyordu böyle yaşamak gerçekten. Çünkü 15 yaşında, birileri zarar görmesin istedim, en büyük zararı ben gördüm. En çok da o yaz arkadaşlarım denize gittiğinde onlara katılamamak ağrıma gitmişti. Sonunda geçen sene, 2022'nin yazında ben de onlarla yüzmeye gidebildim ve suya bıraktıklarında sırt üstü yüzebilmeye başladım" diyerek sözlerini noktaladı.
(DHA)
