LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, Irak'ta güvenliği sağlama görevinin 12 ila 18 ay zarfında devredilmesi planları, İngiltere'de Bulgar ve Rumen göçmenlere sınırlamalar, Alman ordusunda yeniden yapılanma hazırlıkları başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi " http://www.bbc.co.uk/turkish/ " adresinde yer alan basın özetlerine göre, Irak'taki ABD ordusunun en üst düzey komutanı Orgeneral George Casey ve ABD'nin Bağdat büyükelçisi Zalmay Halilzad'ın dün yaptığı açıklamalar bugün Independent gazetesinin manşetine yerleşti. Gazete, güvenliği sağlama görevinin 12 ila 18 ay zarfında Irak'a devredilmesi yönünde bir planın masada olduğunu söyleyen yetkililerin bu açıklamalarının, Amerika'nın Irak politikasında büyük bir değişikliğe işaret ettiğini yazdı.
Independent başyazısını da bu konuya ayırdı:
"Amerika'nın yaptığı bu son açıklamaya şüpheyle yaklaşmamız gerekiyor. Burada ne döndüğü çok aşikar. Irak'tan umudunu kesmiş olan seçmenler nedeniyle, Kongre ara seçimlerinde ağır bir yenilgi alma tehdidiyle karşı karşıya olan Başkan Bush sert bir şekilde eyleme geçme kararı verdi. Irak'tan geri çekilme takvimi anlamına gelebilecek bu açıklama, Amerikan seçmenlerini sonun yakın olduğuna ikna etme çabası. Yanlış anlaşılmasın. Bu karar Irak'ta koşulların iyiye gitmesi üzerine alınmış değil. Tam tersine, katliamın boyutları giderek tırmanıyor. Irak ordusu ya da polis gücünün 18 ay içinde bu kıyım karşısında tek başlarına durabilecek duruma gelecekleri yönünde de bir işaret yok. 1.5 yıl zarfında Irak'ta işlerin daha da kötüye gitmesi kuvvetle muhtemel. Eğer ABD, Irak'taki koşullardan bu kadar bağımsız şekilde bir geri çekilme takvimine karar veriyorsa, neden şimdi geri çekilmiyor ki?"
Guardian yazarı Simon Tisdall bugün yayımlanan makalesinde, "Bush'un, İran ve Suriye'yle konuşma zamanı geldi" ifadelerini kullandı. Tisdall yazısında, "Eski dışişleri bakanlarından James Baker'ın Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ta izlemesi gereken strateji hakkında hazırladığı raporda, Bush'a İran ve Suriye'yle üst düzey görüşmeler başlatması çağrısında bulunacağı kesin gibi görünüyor. Beyaz Saray'ın Baker'ın tavsiyesine uyup uymayacağı, büyük oranda gelecek ay yapılacak olan kongre ara seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin ne kadar kayıp verdiğine bağlı olacak. Eğer Cumhuriyetçiler, hem Temsilciler Meclisi hem de Senato'da çoğunluklarını kaybederse, Irak politikasında büyük değişiklikler beklenebilir. Bu muhtemelen Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in işine son verilmesine yol açacaktır" dedi.
Yine Guardian'da yazan Simon Jenkins ise, Irak'taki duruma dikkat çekerek, "Irak'ı dünya yüzündeki cehenneme çevirdik" diye belirtti. Jenkins, "Sünni bölgelerde yeni bir Baasçı laik düzenin hakim olması beklenebilir. Şii bölgelerde ise sonucun sert bir kökten dincilik olması muhtemel. Bağdat bir diğer Beyrut olma yolunda. Irak, dünyanın en güçlü ve en uygar iki ülkesi tarafından bir cehenneme çevrildi. Demokrasi ve refah vaatlerinde bulunan ordular, modern zamanların en zalim diktatörünün döneminden daha fazla kan gölü ve sefalet getirdi ülkeye" yorumunu yaptı. Bu durumun, tarihin en "aptalca" çelişkisi olduğunu belirten Jenkins, "Amerika ve İngiltere'nin ne Irak'ı düzgün bir şekilde yönetmeye ne de Irak'ı terk etmeye cesareti var. Blair, iş bitinceye kadar Irak'ta kalmaktan bahsediyor. Hangi iş? Bu ancak onun kendi işinin biteceği anlamına gelebilir" açıklamasında bulundu.
göçmen sınırlamaları
İngiltere'nin Ocak 2007'de Avrupa Birliği (AB) üyesi olacak Bulgaristan ve Romanya'dan işgücü girişini sınırlaması tüm gazetelerin yer verdiği haberlerden biri. Dün İçişleri Bakanı John Reid'in açıkladığı tedbirler kapsamında, tarım ve gıda işleme sektörlerinden vasıfsız işçilere kapının açılacağı, diğerlerinin ise önlemlere tabi olacağı belirtilmişti. Yasadışı çalışan göçmen işçilerin yakalanmaları durumunda bin sterlin tutarında cezaya çarptırılmaları da bu önlemler arasında bulunuyor.
Times gazetesi başyazılarından birinde bu konuya değindi:
"AB'de Mayıs ayında yürürlüğe giren Dolaşım Özgürlüğü Yönergesi, AB vatandaşlarına birlik içinde serbestçe seyahat etme ve üye ülkelerden herhangi birinde 3 aya kadar kalma hakkı tanıyor. Bulgarlar ve Rumenler de üye olmalarının ardından İngiltere'ye vizesiz girebilecekler. 5 yıl bu ülkede kalmalarının ardından kalıcı oturma izinlerine de sahip olacaklar. Dolayısıyla sınırlamalar teoride göründüğü kadar etkili olamayacak."
Independent gazetesinin başyazısında ise aynı konuyla ilgili olarak şu yorumlar yapıldı:
"Bulgarlar ve Rumenler yine özgürce İngiltere'ye gelebilecek ama sadece çalışma izinleri olmayacak. Bu durumda muhtemelen kaçak çalışmak zorunda kalacaklar, vergi vermeyecekler ve sömürüye açık olacaklar. 2004 genişlemesinde kapılarını göçmen işçilere kapayan Avrupa ülkelerinde yaşanan durum buydu. Hükümet bu kararıyla ekonomimizi zayıflatıyor ve gereksiz yere yeni Avrupalı komşularımızı incitiyor."
Financial Times'ın manşetinde yer alan habere göre, Alman ordusu 1945 yılından bu yana en köklü değişikliklere gebe. Gazete, ele geçirdiği bir strateji belgesine dayandırarak verdiği haberinde, Almanya'nın 1945'ten bu yana ordunun en radikal biçimde yeniden yapılandırılmasını öngören ve orduyu uluslararası bir müdahale gücüne dönüştürecek bir karar alacağını bildirdi. Haberede, "Alman ordusunun İkinci Dünya Savaşı sonrası asli görevi olan sınırlarını koruma misyonu hafifletilerek, Alman askerlerinin uluslararası görevlerde kullanılmasının önü açılacak. Belgede, ordunun kapasitesinin aynı anda beş farklı uluslararası görevde toplam 14 bin asker bulunduracak seviyeye çıkarılmasının planlandığı belirtiliyor" bilgisine yer verildi.
Times gazetesinde yer alan ve ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, geç yaşta çocuk sahibi olan annelerin kızları kısırlık tehlikesiyle karşı karşıya. Haberde şu bilgilere yer verildi:
"Bilim adamları, 30'lu yaşlarının sonlarında ya da 40'lı yaşlarında çocuk sahibi olan annelerin, kızlarının yeni bir aile kurma şanslarını azalttığını ortaya çıkardı. Bulgular endişe verici. Zira kariyerinde ilerleyinceye dek çocuk sahibi olma planlarını erteleyen kadınların sayısı giderek artıyor. İngiltere'de doğum yapan kadınların yarısı 30 yaşın üstünde. 20 yıl önce bu oran yüzde 27 idi."