"16. ÜNİP Toplantısı"

Yükseköğretim Kurulu Toplantısı'na 50 üniversiteden rektör, rektör yardımcısı ve akademisyen katıldı. Buzpınar, açılışta yaptığı konuşmada, çalışmayı yerinde görmeye ve YÖK adına düşen görevleri öğrenmeye geldiğini söyledi. "Bizim ülkemizin en temel problemlerinden bir tanesi merkezden yönetip, paydaşların hem taleplerini hem yaptıklarını, yapmaya çalıştıklarını 'zaten biz biliyoruz' varsayımıyla afaki kararlar almaktır. Bu ülkenin yaşadığı en temel problemlerden bir tanesi budur. Bizim şimdi yapmaya çalıştığımız muhataplarımızı yakından tanıyıp, onların yapmaya çalıştıkları programları gerçekten öğrenip, bilgiye dayalı kararlar vermeye çalışmak" diyen Buzpınar, yükseköğretim alanının son yıllarda çok dinamik bir süreç yaşadığını ifade etti. Yürütme Kurulu olarak her hafta toplandıklarını ve onlarca, yüzlerce kadro, program izni verdiklerini vurgulayan Buzpınar, "Yükseköğretim alanının gerçek rakamlarına ulaştık ve gördük ki tahmin ettiğimizden çok daha büyümüş. Şu anda 5,5 milyon öğrencisi olan bir sistemi konuşuyoruz. Bu sistemin yüzde 45'ini açıköğretim oluşturuyor. Bu dinamizm ediyor. Bir taraftan inşaatlar bir taraftan yeni program talepleri devam ediyor" şeklinde konuştu. Yükseköğretimin bir uluslararasılaşma süreci yaşadığını belirten Buzpınar, "176 üniversitemiz var. Ben eminim 250 üniversitemiz olsaydı şu anda onu da yetersiz görecektik. Nedeni çok açık. Her yıl birçok üniversitemiz bizden kontenjan düşürme talebinde buluyor. Gerçekten de bu taleplerde çok haklı. Biz yaklaşık 1 milyon 200 bin yeni mezun, bir o kadar da eskiden mezun olmuş öğrenciyi yükseköğretim sisteminde yerleştirmek için çabalayacağız" dedi. Prof. Dr. Buzpınar, şöyle devam etti: "Bu kalite sürecinde size yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bize gelen yabancı hoca taleplerini bugüne kadar eğer kurallar uygunsa, yani diploması, derecesi varsa hiçbir şekilde reddetmedik. Maaşları da yerli hocamızdan, hani onlar ders ücreti gibi ek ücretler alamadıkları için birkaç katı olabiliyor. Bu da üniversitelerimizin takdiri neticesinde oluyor. Aynı uluslararası öğrenci programı gibi. Bu da sizin hem iş disiplininiz açısından hem ülkemizin yurt dışındaki tanıtımı bakımından hem de sınıf içi disiplin bakımında bize çok katkı yapacağına inanıyoruz. Bu alanda son yıllarda önemli mesafe alındı. 2012'de 30 bin civarında olan yabancı öğrenci sayısı, bu yıl itibarıyla 55 bine ulaşmış durumda. Bu artış hızı aslında yetmez. 176 üniversitenin, dünya yükseköğretimdeki payının artması lazım. Dünyada 4 milyon yabancı öğrenci kendi ülkesinin dışında okuyor." Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak da üniversiteler olarak birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirterek, ortak çalışmanın önemli olduğunu ifade etti. Toplantının önem arz ettiğinin altını çizen Koçak, şunları kaydetti: "Özellikle bu günlerde Unutmadığımız ve fakat yavaş ilerleyen bir durum söz konusu. ÜNİP birliğinin kuruluşunun gayesi de bu. Dışa karşı mücadele ederken, yerimizi almaya çalışırken, içerideki birlik ve beraberlik adına biraz zayıf olduğumuzu görüyoruz. Kuruluş misyonu olmasına rağmen 2006'dan 2014'e geldiğimizde bakıyoruz ki arzu ettiğimiz mesafeyi aldığımızı söyleyemeyiz. Bu noktadan düşünmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum. Türkiye'deki üniversiteler olarak birlik, beraberlik, ortak projeler adı altında bir araya gelemezsek hem kendi gücümüzü gösterme adına hem de eksiklerimizi tamamla adına zayıf kaldığımız gibi devletin bize verdiği imkanlardan düzgün kullanmadığımız anlamına da gelir. Bu noktadan ÜNİP çok önemli bir projedir."