GÖLCÜK (Kocaeli), (DHA) Anma etkinliğine Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, Gölcük Kaymakamı Adem Yazıcı, Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Cengiz Kurtuluş, depremde yaşamlarını yitirenlerin yakınları ve vatandaşlar katıldı. Program, Ankara Kocatepe Camii İmam Hatibi İsmail Coşar'ın Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başladı.
Depremin değil, tedbir almamanın öldürdüğünü söyleyen Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, "O gece en yakınlarını 45 saniyede kaybeden, sahip olduğu maddi ama özellikle manevi değerleri, başta hayat arkadaşı, çocuğu, babası, eşi olmak üzere kaybeden, bugün aramızda olan siz Gölcüklülere de sabır diliyorum. Şüphesiz her afetin ve buna bağlı ortaya çıkan sonuçları ağırdır. Cenabı Allah insana aklı bahşetmiştir. Akıl insanın en temel varlıklardan en önemli özelliklerden biridir. Eğer akılla hareket edersek, ödediğimiz bedelleri belki de hiç ödemeyeceğiz. Deprem öldürmüyor. Aklı kullanmamak ve tedbir almamak öldürüyor. Nedir o, binalar" dedi.
Marmara depreminin dünyadaki en ağır deprem olmadığını söyleyen Güzeloğul konuşmasını söyle sürdürdü:
"Gölcük'te 13 bin bina o gece yıkıldı. 2 bin 500 işyeri yıkıldı. 6 bin can hayata veda etti. Bilin ki; dünyada yaşanmış en yüksek ve en ağır deprem değildi. Bizi öldüren imarsız, plansız, sağlıksız, güvensiz ve ne yazıkki akılsız yapılar ve yanlışlardı. Çok önemli mesafeler aldık. Şunu açıklıkla belirtmeli ki; çok güçlü sekilde de tedbirlerimizi aldık. Dünya'nın her bölgesinde deprem ve doğal afetlerde kurum ve kuruluşlarımız başarılı bir çalışma gerçekleştiriyor. Canını hiç kimsenin risklerle bırakmasının işi, aklın işi değildir. En büyük emanetimiz olan canımızı koruyalım. Bize başvurduğunuzda ister bina, ister mahalle bazında kentsel dönüşüm mümkün. Yeterki siz bu iradenizle bize gelin" dedi.
Marmara Depremini yaşayanların hafızalarında o anın canlı durduğunu söyleyen Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş ise, "Asrın felaketinin üzerinden 17 yıl geçti. O felaketi birebir yaşayan herbirimizin hafızalarında o an canlı duruyor. Unutmamız mümkün değil. Deprem felaketinin ne anlam ifade ettiğini birçoğumuz o tarihe kadar bilmiyordu. 1999'da Kavaklı sahilde, 6 katlı binanın ikinci katında yaşıyordum. Depremi orada yaşadım. 45 saniye süren sarsıntı. Her yönden gelen bir sarsıntıydı. Dengede kalmanızın mümkün olmadığı bir sarsıntıydı. Aşağıya indiğimizde rıhtım çökmüş, deniz 200 metre gelmişti. Böyle bir felaket. O felaket sonrası Gölcük'ü herbirimiz hatırlıyoruz. Bir daha burada yeniden yaşam olur mu diye geride kalanlar soruyordu. Umutsuzluk, karamsızlık hakimdi. 6 bin kişi şehit olmuş, binlerce yaralı, binlerce bina yıkılmış. Ticaret bitmiş, sosyal hayat tükenmiş. Bunun birçok nedenleri var. Biz o nedenlerin ışığında geleceğimizi şekillendirirken, almamız gereken dersleri alarak yolumuza devam edeceğiz. Bizler bu dersleri alarak yolumuza devam ettik. Depremin enkazından filiz gibi Gölcük'ün doğması adına hep beraber sürdürdük. Bugün baktığınızda sosyal alanları, eğitim, sağlık alanları olan bir Gölcük ile karşı karşıyayız. Ama herşey bitmedi. Bitmedi ki buradayız. Her yıl burada bir şekilde buluşuyoruz. Biz yaşadık, hazırlıksız yakalandık, ağır bir bedel ödedik, ve bundan sonra yaşanacak depremlerde siz de ağır bir bedel ödemeyin."
Gölcük'te önemli sorunlar olduğunu söyleyen Ellibeş, "1999 depreminden var olan bütün bina stokları bizim için bir tehdit. Bir tabutun içinde mi yaşıyoruz, yoksa geleceğe gidecek mutlu bir evde mi yaşıyoruz, bunu bir sormalıyız kendimize. 1999'dan önceki bina stoklarında yaşayanlar kendilerine bir sormalı. Bizlerle beraber, siz de aynı heyecanı duyun, birlikte hareket edelim. 5 bölgede kentsel dönüşüm kararlarıaldık. Bu dönüşümü başlattık. Vatandaşlarımızın daha mutlu, huzurlu yaşabileceği bu alanlar için çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı çağdaş binalarla buluşturacağız. 17 Ağustos'ta yaşamlarını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum." diye konuştu.
Marmara depreminin yüzyılın en büyük depremlerinden biri olduğunu söyleyen Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Cengiz Kurtuluş, "17 Ağustos 1999'da 03.02'de Gölcük'ün 10-15 kilometre altında 7.4 şiddetinde deprem oluştu. Bu deprem 45 saniye sürdü. Gerek büyüklük, gerek etki ve maddi kayıplar açısından baktığımızda, bu depremin son yüzyılımızın en büyük depremlerinden biri olduğunu görürüz. Yaklaşık 16 milyon kişi bu depremden etkilenmiştir. Böyle büyük deprem olduğu zaman bir kereden vuku bulmaz. Böyle bir deprem öncülerini gönderir. Bizim bu öncüleri izleyip, anlamlar çıkartıp depremin geleceğini tahmin edip, tedbirler almalıydık. Kuyular içersinde su seviyelerinin değişimi, sıcaklık ve basınçların artması. Ayrıca deniz seviyesinin değişimi. Denizde balıkların ölmesi deprem habercilerin bazılarıdır. Netice itibariyle Ağustos ayına girdiğimiz zaman su değişimleri başladı. Su sıcaklıklarında artma başladı. Bunları anlattığımızda, halkımız değer vermedi. Hatta evlerinin değeri düştüğü gerekçesiyle de bayanların saldırısına uğradım. 17 Ağustos'ta deprem oldu. Deprem olunca işin vehametini anlamış olduk. Sağlam olmayan balçık zeminler, bataklıktan kurutularak kazanılan zeminlere yapılan binalarda çok büyük hasarlar meydana geldi. Deprem tedbirlerini alalım."
Konuşmaların ardından Gölcük Belediyesi Gölcük Esnaf ve Sanatlar Odası Arama ve Kurtarma Timi (GESOTİM) deprem sergisi açıldı.