17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun bir ayağı olan TOKİ soruşturmasını tamamlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aralarına iş adamı Ali Ağaoğlu, Nazif Zorlu, Mehmet Ali Aydınlar, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Beşiktaş Belediyesi eski Başkanı İsmail Ünal’ın da arasında bulunduğu 60 kişi hakkında yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle dava açılmamasına karar verildi.
20 eylemin tek tek ele alındığı takipsizlik kararında 18 Eylül 2012’de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen bir elektronik posta ihbarı ile başlayan soruşturmanın başlangıcında verilen iletişim tespit kararının hukuka uygun olmadığı belirtildi.
Takipsizlik kararında şöyle denildi:
“Esasen bu ret kararından sonra yeni deliller elde edilmeden tekrar talepte bulunulması yasal olarak mümkün olmadığı halde yeni delil elde edilmeden birkaç gün sonra yeniden bir başka Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurarak talepte bulunmak suretiyle iletişimin tespitine dair karar alınması yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla soruşturmanın başlangıcında verilen iletişimin tespiti kararı hukuka uygun değildir. Bu kararın hakim tarafından verilmiş olması kanun koyucunun aradığı hukuki ve fiili şartların gerçekleştiğine dair kesin karine sayılamaz.
Ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla sınırsız hukuk kurallarına aykırı ve sanık haklarını hiçe sayan yöntemler izlenemez. Çünkü bu deliller hukuka aykırı delil olarak nitelendirilirler. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller hukuka uygunluğun baştan sona süreceği ceza yargılamasında kullanılamazlar ve esas alınamazlar.”
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasını düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135’inci maddesinde 6 Mart 2014’de değişiklik yapıldığı, soruşturmanın ise bu tarihten önce başlatıldığı hatırlatılan takipsizlik kararında bu konuya ilişkin Anayasa maddeleri ve Yargıtay kararlarına da yer verildi. Önleme dinlemesiyle adli amaçlı dinlemeyi birbirinden ayırmak gerektiği vurgulan kararda “Aksi halde dağdaki çobanın dahi telefonlarının dinlendiği paranoyasıyla yaşadığı bir toplum yaratırız ki şu an ülkemizde ortaya çıkan durum aşağı yukarı budur. İnsanların haberleşme özgürlüğünden söz edemeyecekleri bir ortamı yaratmak temel hakların korunmasında tavizsiz üzerine düşeni yapmak zorunda olan bir hukuk devletinde kabul edilebilecek bir durum değildir” denildi.
Bursa'da Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Bilim ve Teknoloji Şenliği'nin açılışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Yıldız, 17 Aralık soruşturmasında 60 kişi hakkındaki takipsizlik kararını değerlendirdi.
Yıldız, 17 Aralık soruşturmasında 60 kişi hakkındaki takipsizlik kararını değerlendirdi.17 Aralık soruşturmasında savcılığın 60 kişi hakkında takipsizlik kararı vermesini değerlendiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Yargının bağımsız olduğu kadar doğru karar verdiğini hep beraber izleyeceğiz. Bir kısım komplolara karşı Ak Parti Hükümeti'nin nasıl doğru duruş sergilediğini gördük" dedi.
17 Aralığın Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde çok farklı değişiklikler yaptığını ifade eden Yıldız, "Bir seçim yaşadık. 30 Mart seçimlerinde yaşadığımız şu ana kadar siyaset tarihinde iktidarlar üzerine yapılan koalisyonun bundan böyle muhalefet tarafından da yapılabileceğini gösterdi. Hükümetin başta olmaması için gayret gösterildi. Biz bir kısım komplolarla beraber Ak Parti hükümetimizin buna nasıl doğru duruş sergilediğini hep beraber görmüş olduk. Bundan sonra da doğru yaptıkça güçlenen hükümetimizin, bundan sonraki yapacaklarının aynı şekilde doğru hareketler olacağını göreceğiz. Yargının bağımsız olduğu kadar doğru karar verdiğini hep berebar izleyeceğiz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık soruşturmasında takipsizlik kararlarıyla ilgili soruya, "Toplumun beklediği gibi sonuçlanmayacak. Takipsizlik kararı vermelerini olağanüstü görmüyorum" yanıtını verdi.