Olay, geçen 8 Nisan'da Aksaray Mahallesi Kuleli Sokak'ta meydana geldi. Bir barakada buluşan Emine Fulya Akçelebi ile Salih Yılmaz Coşkun, tartışmaya başladı. Tartışmanın ardından Coşkun, Emine'yi 10 bıçak darbesiyle öldürdü. Ardından arkadaşlarını telefonla arayarak, 'Sevgilimi öldürdüm' dedikten sonra kaçtı.
Coşkun'un arkadaşlarının durumu polise bildirmesiyle olay yerine gelen ekipler, Emine'nin cansız bedeniyle karşılaştı. Genç kızın cansız bedeni otopsi için hastane morguna götürüldü. Polis ekipleri ise Coşkun'u yakalamak için çalışma başlattı. Ekipler, yaptıkları teknik ve fizik takip sonucu Coşkun'u, saklandığı dedesinin evinde yakalayarak, gözaltına alındı. Coşkun, çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Elazığ Adliyesi 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada 'kasten öldürme' suçundan yargılanan Coşkun, ilk duruşmaya SEGBİS üzerinden katıldı. Mahkemede ifadesi alınan Coşkun, "Çok pişmanım, istemeden yaptım. Sevgilimle buluştuk. Oturup alkol aldıktan sonra 'Ben Samet'i seviyorum' dedi. Kafası güzeldir diye bir şey demedim. 5 dakika geçtikten sonra bana farklı bir fotoğraf gösterdi. 'Ben bunu seviyorum sende nefis yok mu?' deyip suratıma tükürdükten sonra vurmaya başladı. Ben yere düştüm. Bıçağı gördüm. Korkutmak için gösterdim, bana vurmaya çalışırken bıçağın bacağına girdiğini fark ettim. Saldırmaya devam ederken bıçak bu sefer de sol veya sağ yanına girdi. Ben bıçakla saldırmadım. Kasten öldürme düşüncem yoktu. Ben maktulün adını Bahar Bal olarak biliyordum. Öldükten sonra maktulün üzerindeki telefonu ve ayakkabılarını dağlık alana fırlattım. Ben maktulün reşit olup olmadığını bilmiyordum" dedi.
Duruşmaya katılan Emine Fulya'nın babası Adem Akçelebi, "Ben lokantada çalışırken kızımı arayıp neredesin diye sordum. 'Eve gidiyorum' dedi. Eve gidip nenesi ve kardeşine aç mısınız? diyor. Onlar yok deyince, 'markete gidiyorum sigara alıp geleceğim' demiş. O sırada kızımı kandırıp götürüyor. Nasıl kandırdıysa artık alkol ve uyuşturucu verip yararlanıyor. Kızım bağırınca da ses duyulmasın diye bıçaklayıp gömmeye karar veriyor. O esnada oradan polis ve ambulansın geçmesi üzerine korkup kaçıyor. Benim kızım uyuşturucu kullanmıyordu. Bir insan birini dağa ya tecavüz etmek ya da öldürmek için götürür. Bıçakladıktan sonra ayakkabıları ve telefonunu kaçmasın diye almış olabilir" ifadelerini kullandı.
Olayın tanıklarından Veysi T., "Emre arkadaşımız Salih'i aradı. Salih de olay yerini tarif ettikten sonra 'Ön taraftan değil, arka taraftan gelin' dedi. Arka taraftan yanına gittik. Ağlayarak 'Kızı öldürdüm' dedi. 'Niye öldürdün?' dedik. 'Söylememesi gereken bir şey söyledi' dedi. 'Ambulansı arayalım' dedik. 'Yok' dedi. Biz arabaya doğru koşmaya başladık. Salih arkamızdan bağırarak 'Gitmeyin' diyordu. Arabaya bindik. Hemen ambulansı arayıp karakola gittik" diye konuştu.
Diğer tanık Emre B. ise şu ifadeleri kullandı:
"Salih ağlayarak 'Kızı öldürdüm' dedi. Neden? diye sorduk. 'Söylememesi gereken bir şey söyledi' dedi. 'Polisi arayalım' dedik kendisi 'Yok' dedi. Bağ evine giderken Salih aradı yanında kim var diye sordu. Ardından 'Tamam gelin çay içelim' dedi. Olayı gördükten sonra sanık Salih, 'Olayı kimseye söylemeyin, kızı gömeceğim' dedi" diye konuştu.
Çelebi ailesinin avukatı İbrahim Gök, sanık Coşkun'un inkara yönelik beyanları olmasına rağmen olayın kurgu içerisinde gerçekleştiğini belirterek şu ifadeleri kullandı.
"Olayın spontane geliştiğini iddia etse de olayın delillerinin tümü değerlendirildiğinde, olay mahalline sonradan gelen tanıkların beyanları ve Adli Tıp'tan gelen raporlar değerlendirildiğinde olayın kurgu içerisinde gerçekleştiği, çocuğun kandırılmak suretiyle olay mahalline götürüldüğü, orada uyuşturucu ve alkol birlikte verilerek çocuğa karşı direnemeyeceği durumun oluşturulduğu, arkasından ne yazık ki kıza tecavüz etmek suretiyle sonradan kendine gelen kızın tepki göstermesi ve bağırması üzerine de olay mahalline giden tanıkların söylediğine göre yanında götürdüğü rambo bıçağıyla 10 bıçak darbesi ile kızı katletmiştir. Bununla ilgili devam eden yargılamada çocuğun öldürülmesi ve öldürüldükten sonra eşyalarının alınması hususunda hırsızlık suçunun oluştuğu düşüncesi ile 2 suçtan yargılama yapılmaktadır. Dünkü gelişmeden sonra onunla ilgili bir ilave suç duyurusunu hazırlıyoruz. O da şudur; çocuğun kandırılmak suretiyle olay yerine götürüldükten sonra uyuşturucu ve alkol verilmesi ayrı bir suç oluşturuyor. Çünkü kız 18 yaşından küçük. Büyük olsa bile uyuşturucu temini başlı başına bir suçtur. Bunun ötesinde bir de çocuğun ırzına geçilmiş olması ayrı bir suç konusudur. Bu 2 suç konusu ile ilgili de şahıs hakkında suç duyurusu hazırlıyoruz. İnşallah yarın bunun da müracaatını yapacağız.
Öldürme hadisesinden sonra çocuğu gömmek için de bir düşünce ve eylem içerisinde girmeye çalıştığı da bir gerçek. Böylesi bir toplum düşmanı şahsın alabileceği cezayı kamuoyu olarak sizler ve bizler de ailenin avukatı olarak en ağır cezayı alması açısından her türlü yasal müdahaleyi yapacağız. Kız 10 bıçak darbesi almış, her ne kadar sanık dünkü ifadesinde 3 bıçak darbesinden bahsediyorsa da yerde bulduğum bıçaktan sadece bacağına vurdum şeklinde beyanları var ama Adli Tıp ve otopsi raporunda sadece 7 tanesi sol göğüs bölgesine olmak kaydıyla totalde 10 bıçak darbesi almış durumda.
Olay mahalline giden şahısların beyanlarıyla da kılıfıyla beraber rambo bıçağı dediğimiz bıçağın olay mahallinde olduğu ve şahıs tarafından kullanıldığı da sabit. Sanığın kanında uyuşturucu çıkmadı ama telefon kayıtlarına bakıldığında uyuşturucu ile ilgili ciddi emarelerin olduğunu görüyorsunuz ve hiç uyuşturucu kullanmayan bir kız çocuğunun kanında ne yazık ki metamfetamin maddesi bulunuyor. Demek ki olay yerine görüldükten sonra çirkin emellerine nail olmak adına yapılan eylemin başlangıcı olarak görüyoruz. Bunu da Türk adaleti affetmeyecektir diye ümit ediyoruz."
Mahkeme, sanık Salih Yılmaz Coşkun'un tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. (DHA)