Prof. Dr. Azap, KLİMİK Derneği'nde gerçekleştirilen toplantıda gazetecilere yaptığı açıklamada, "18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü"nün bu yılki temasının "antibiyotiklerin geleceği hepimize bağlı" şeklinde belirlendiğini söyledi.
Antibiyotik direncinin topyekun çabayla çözülebilecek önemli bir problem olduğuna dikkati çeken Azap, "Bir toplumda ne kadar çok antibiyotik kullanımı varsa o kadar fazla direnç görülüyor. Dünya üzerinde tüketilen antibiyotik miktarının yüzde 80'ini hayvancılık ve tarımda kullanılan antibiyotikler oluşturuyor. Dolayısıyla gıdalar yoluyla da direnç bulaşabiliyor. Hiç antibiyotik kullanmamış kişilere, gıdalardan, sulardan ve sağlık kuruluşlarından antibiyotiğe dirençli mikroplar bulaşabiliyor." diye konuştu.
Azap, tüm dünyada yılda 700 bin kişinin dirençli bakteri enfeksiyonu yüzünden hayatını kaybettiğini dile getirerek, önlem alınmazsa 2050'de bu rakamın 10 milyona çıkacağını, her 3 saniyede bir kişinin bu yüzden öleceğinin hesaplandığını ifade etti. Azap, antibiyotik direncinin, en çok hastaneye yatan hastalarda ve sağlıklı kişilerde oluşan idrar yolu enfeksiyonunda görüldüğünü işaret etti.
Türkiye'de hekim ve hastalarda antibiyotik kullanımıyla ilgili bilincin henüz istenen düzeyde olmadığını ifade eden Azap, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) 2016'da hazırladığı rapora göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında açık ara en fazla antibiyotik kullanımı olan ülke. En düşük ülkeden 4,4 kat, OECD ortalamasından ise 2 kat daha fazla antibiyotik kullanıyoruz. Son beş yılda ülkemizde hekimlere yönelik çok yoğun bir eğitim ve bilgilendirme programı uygulandı. Özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarındaki antibiyotik kullanımında ciddi azalmalar sağlandı. 2011'de aile hekimlerinin yazdıkları reçetelerin yüzde 35'inde antibiyotik varken bu rakam yüzde 25'e düştü. Ancak halen bu istenmeyen birinciliği koruyoruz."
Prof. Dr. Azap, enfeksiyonların önemli bir kısmı virüslerden kaynaklandığı için antibiyotiklerin en az yarısının gereksiz yere yazıldığını anımsatarak, "Hastaların antibiyotik kullanmayı istemeleri ve hem hekimlerin hem de hastaların antibiyotikleri zararsız ilaçlar olarak görmesi gereksiz kullanımda rol oynuyor." diye konuştu.
Toplumun hafızasında halen antibiyotik öncesi dönemlerde ölümlere neden olan zatürre, menenjit, kolera, verem gibi enfeksiyon hastalıkları canlılığını koruduğunu ifade eden Azap, şunları kaydetti:
"Halkımız bugün pek çok hastalığın antibiyotikler sayesinde artık görülmediği ve öldürücü olmadığını düşünüyor. Antibiyotiklerin zararsız olduğunu da zannettikleri için antibiyotik kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. Oysa bugün enfeksiyon hastalıklarının azalmasının en önemli nedeni antibiyotikler değil, temiz içme suyu, temiz gıdalar, sağlıklı yaşam koşulları ve aşılardır. Antibiyotikler hayat kurtarıcıdır ama sadece gerekli durumlarda. Yoksa en basit antibiyotiğin bile insan vücuduna ciddi zarar verme ihtimali vardır.
Bu konuda farklı yaş gruplarındaki kişilerde grip ve zatürre aşısıyla ilgili yapılmış çok sayıda çalışma var. Bu çalışmalar topluca değerlendirildiğinde grip ve zatürre aşısı yapılan erişkinlerde antibiyotik kullanımının yüzde 28 azaldığı, çocuklarda da yüzde 20'ler civarında bir azalma olduğu görülüyor. Tüm toplumun antibiyotiklerin gereksiz ve fazla kullanımından kaçınması, antibiyotikleri sadece hekimler önerdiğinde kullanması, enfeksiyonların engellenmesi için el yıkama ve aşılanma gibi basit önlemleri almasının önemi de çok büyük."
Antibiyotiklerin akılcı kullanımı ve toplumda bilinçli kullanımın yaygınlaşması için sosyal medyada paylaşmak üzere kısa videolar hazırladıklarını belirten Azap, çalışmada emek veren ekibe teşekkür etti.
Azap, antibiyotikle mücadele kapsamında medyanın da etkili olduğunu belirterek, özellikle sağlık muhabirlerinin bir habere imza atmadan önce o haberin doğruluğunu iyice araştırmasının önemli olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Halkımızı bu konuda bilinçlendirmek üzere bilgilendirici kısa filmler hazırladık. Derneğimizin antibiyotik direnciyle ilgili araştırmalar ve çalışmalar yapan çalışma grubunun hazırladığı ve gönüllü oyuncuların rol aldığı bu filmler antibiyotik kullanımı ile ilgili önemli mesajlar içeriyor. Ne kadar çok izlenirse o kadar faydalı olacağını düşünüyoruz. Çocuklarımızın geleceği için antibiyotikleri özenle kullanmamız gerektiğini unutmamalıyız."
Toplantıya, KLİMİK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Antibiyotik Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Emel Yılmaz ve kısa filmler hazırlayan çalışma grubu üyelerinden, Doç.Dr. Nazlım Aktuğ Demir katıldı.