ÇANAKKALE (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye yönelik terör dalgasının, bir asır sonra Çanakkale saldırısının yeniden horlatılma çabasından başka bir şey olmadığını belirterek, "Baktılar ki içeriden olmuyor, bu defa sınırlarımız dışından ülkemizi kuşatmaya kalktılar. Suriye sınırımız boyunca, 911 kilometre, bu girişimi de önce Fırat Kalkanı, sonra Zeytin Dalı harekatlarıyla yerle bir ettik, ediyoruz. Hamdolsun terör koridoru zinciri şimdilik 4 noktadan kırıldı. Zincirin kalan halkalarını da en kısa sürede tane tane kıracak ve bu oyunu tamamen bozacağız." dedi.
Erdoğan, 18 Mart Stadyumu'nda düzenlenen 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. yıl dönümü törenindeki konuşmasında, Türk milleti olarak dün Çanakkale'de hangi heyecan, azim ve inançla mücadele edilmişse, bugün de sınırların içinde ve dışında aynı şekilde bir mücadele yürütüldüğünü vurguladı.
Konuşmasında, Yahya Kemal Beyatlı'nın "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu, budur ya Rabbi / Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et; çünkü bu son ordusudur İslam'ın" dizelerini okuyarak devam eden Erdoğan, ecdadın Çanakkale'nin, burada yürütülen mücadelenin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini, bunun adeta varını, yoğunu ortaya koyarak Çanakkale'yi geçilmez hale getirdiğini anlattı.
Erdoğan, "Bugün biz de terör örgütleriyle ve arkalarındaki güçlerle sınırlarımızın içinde ve dışında, bu verilen mücadelenin anlamını çok iyi biliyoruz. Türkiye'ye yönelik terör dalgası, bir asır sonra Çanakkale saldırısının yeniden horlatılma çabasından başka bir şey değildir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale'de dönemin en güçlü ordularıyla saldırıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Ne oldu, bütün bunlara rağmen 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür / İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.' Ne diyor Akif İstiklal Marşı'mızda 'Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.' İşte Çanakkale böyle geçilmez oldu. Şimdi o kadar cesaretleri olmadığı için özel olarak eğitip donattıkları dünyanın en alçak, en eli kanlı, en zalim terör örgütleriyle üzerimize geliyorlar. PKK'dan FETÖ'ya, DEAŞ'tan PYD'ye tüm örgütler işte bu amaçla kullanılmakta. Sandılar ki bu milletin Çanakkale'deki cesareti geride kaldı. Sandılar ki bu milletin Çanakkale'deki azli artık kalmadı. Sandılar ki bu milletin inancı o günkü kadar kavi değil ama attıkları her adımda yanıldıklarını gördüler. 2015 yılında çukur eylemleriyle milli birliğimizi ve vatanımızın bütünlüğünü hedef aldılar. Teröristleri de bu niyetlerin gerisindeki güçleri de açılan o çukurlara gömdük, saldırıyı bertaraf ettik. Ardından 15 Temmuz darbe girişimini başlattılar. Ellerindeki en modern silahlara güvenerek çıktıkları sokaklardan, milletimizin o iman dolu göğsüne çarpınca darmadağın olarak ricat ettiler, geri döndüler."
- "Çanakkaleyi yeni nesillere en ideal şekilde aktarmak için daha çok çalışmalıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 15 Temmuz'da yüreğindeki imanın da cesaretin de sapasağlam ayakta olduğunu cümle aleme gösterdiğini ifade ederek, "Baktılar ki içeriden olmuyor, bu defa sınırlarımız dışından ülkemizi kuşatmaya kalktılar. Suriye sınırımız boyunca, 911 kilometre bu girişimi de önce Fırat Kalkanı, sonra Zeytin Dalı harekatlarıyla yerle bir ettik, ediyoruz. Hamdolsun terör koridoru zinciri şimdilik 4 noktadan kırıldı. Zincirin kalan halkalarını da en kısa sürede tane tane kıracak ve bu oyunu tamamen bozacağız." dedi.
Dün Çanakkale'de nasıl destan yazıldıysa bugün de El Bab'ta, Afrin'de terörle mücadele operasyonu yürütülen her yerde çok büyük başarılara imza atıldığını vurgulayan Erdoğan, "Dün Çanakkale'yi geçeceklerinden emin bir şekilde yola çıkıp kapımıza dayananlar, bugün de planlarının başarıya ulaşacağından şüphe duymayarak sınırlarımıza geldiler." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, dün Çanakkale'de olanların bugün Türkiye'nin sınırlarında yaşandığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Görkemli zırhlılarıyla dünyanın dört bir yanından toplayıp getirdikleri askerleriyle erken zafer kutlayanları Çanakkale'de nasıl hüsrana uğrattıysak, sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturduklarını sananları da öyle şaşkına çevirdik. Birilerinin güçlerine, paralarına, silahlarına, hilelerine güvenerek çıktıkları yol Mehmetçiğimizin cesaretinin önünde sona erdi. Dağ, tepe demeden, her köşesi beton tünellerle, duvarlarla, iyi gizlenmiş nice tuzaklarla donattıkları Afrin'i, işte bugün 58. gününe giren operasyonumuz ile tamamen ele geçirdik. Şimdi bayrağımız orada dalgalanıyor. Özgür Suriye Ordusu'nun bayrağı orada dalgalanıyor ve tek bir sivilin burnunun kanamasına yol açacak en küçük bir adımımız olmamıştır. Çünkü biz işgale gitmedik biz sadece terör gruplarının yok edilmesine ve barışı gittik. İnsanlara zulmetmeye değil, oradaki kardeşlerimizi terör örgütünün zulmünden kurtarmaya gittik. Allah şanlı ordumuza, kahraman Mehmetçiklerimize güç, kuvvet versin. Bu mücadelede en büyük ilham kaynağımız hiç şüphesiz Çanakkale Zaferi'dir. Çanakkale'de öyle hikayeler, öyle fotoğraflar, öyle ismi bilinen bilinmeyen kahramanlar var ki bunları görüp de duygulanmamak mümkün değildir. Açık konuşmak gerekirse bu büyük savaşın ve zaferin birkaç şiir, birkaç roman birkaç belgesel dışında hala hakkıyla anlatılamadığını düşünüyorum. Biz maalesef tarih yapmakta çok mahir ama onu yazmakta aynı derecede başarılı olmayan bir milletiz. Gerçi Çanakkale anlatılamayacak ancak yaşanılabilecek bir savaştı. Buna rağmen Çanakkaleyi yeni nesillere mümkün olan en ideal şekilde aktarmak için daha çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum."
- "Çanakkale bir seferberlik savaşıdır"
Çanakkale'nin bir seferberlik savaşı olduğunu dile getiren Erdoğan, ülkede eli silah tutan herkesin savaşa katıldığını, pek çok lisenin savaş döneminde mezun vermediğini, özellikle son sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale'ye gittiğini ve genellikle de geri dönemediğini söyledi.
Tıp, hukuk ve edebiyat fakültelerinin, öğrencilerinin hepsi savaşa gittiği için öğrencisizlikten kapanma noktasına geldiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle hekim ihtiyacı sebebiyle tıp fakültesi öğrencileri adeta zorla cepheden okullarına geri gönderilmişlerdir. Çanakkale'yi sadece rakamlarla yani 'Şu kadar subay, şu kadar asker şehit oldu.' diye anlatmak işin ruhunu ifade etmekte yetersiz kalır. Bu yarımadada rütbeleri küçük olduğu halde yaptıkları büyük işlerle her biri birer abide olan nice isim var. Bu kahramanlardan kimi gözlerini kırpmadan düşman kurşunlarının üzerine atılıyordu, kimi düşmanın karadaki askerlerini çiğnemekle yetinmeyip denizdeki zırhlıların üzerine yürümeye kalkıyordu. Kimi dünya şampiyonu haltercilerin bile kaldıramayacağı ağırlıktaki top güllelerini yerlerine yerleştirip tek atışta koca gemileri batırıyordu. Kimi yaralarına aldırmadan ısrarla savaşa devam ediyordu. Velhasıl insanın aklı alamayacağı her türlü fedakarlığı yapıyorlardı. Son nefeslerini gülerek veriyorlardı. Onlarda ağlamak yoktu, onlarda sadece evet ölüme gülerek gitmek vardı. Kelime-i Şehadet'ten önceki son sözleriyse sadece 'Vatan sağ olsun.' oluyordu.
Onlar 65 yaşında yüzbaşı rütbesiyle gençlere taş çıkartan, bütün o işlere imza atan Hacı Ramazan Ağa idiler. Savaş gemilerinden güllelere meydan okuyan Muharrem Başçavuş, imkanları sınırlı olduğu için düşman siperlerini basıp ellerindeki makineli tüfeği sırtlanıp gelen Mustafa Çavuştu. Onlar kınalı saçını soran komutanına 'Ben Rabbime adanmış İsmail doğmuşum.' mesajını şehadetinin ardından ulaştıran Yozgatlı Kınalı Hasandılar. Düşmana yakalandığında bile cesaretini ve neşesini elden bırakmayıp, 'Size hediyem var' diyerek askerlerimize kucak dolusu erzak getiren Saka Hüseyindiler. Cepheye geri dönmek için komutanına 'Sağ kolumu kaybettim ama zararı yok sol kolum var.' diyerek mektup yazan Onbaşı Mehmet Çavuştular. Onlar tek atışta dürbününü vurduğu denizaltıyı su üstüne çıkmak zorunda bırakıp teslim alan Müstecip Onbaşıydılar. Bölüğündeki tüm subayların şehit olması üzerine komutayı ele alıp başarılı bir hücumla düşmanı durduran Kırşehirli Mehmet Çavuştular. Velhasıl tüfeği çalışmayınca düşmana taşla saldıran Bigalı Mehmet Çavuştular. Bütün bunlarla beraber işte 103. yılda yine Çanakkale Zaferi'ni kutluyoruz. Rabbim şimdi Afrin, daha önce Fırat Kalkanı nice zaferlerle milletimizi inşallah şereflendirsin diyorum. Çanakkale Zaferi bunlar gibi daha nice kahramanlık hikayeleri sayesinde elde edilmiştir."
(Sürecek)