Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

18. yüzyılda herkesi dize getiren ilk satranç makinesi! Yabancı kaynaklarda The Turk adıyla geçiyor

Yabancı kaynaklarda The Turk ya da Mechanical Turk (Mekanik Türk) olarak geçen ilginç bir mekanik cihaza rastladınız mı? Satranç oynayan bu makine o yıllardaki Osmanlı kıyafetleri giyiyor ve görünümüyle bir Türk’ü anımsatıyordu. 18. yüzyılda icat edilen bu makine 1854 yılına kadar insanlar üzerinde etki kurmaya devam etti.

18. yüzyılda herkesi dize getiren ilk satranç makinesi! Yabancı kaynaklarda The Turk adıyla geçiyor

Mekanik Türk, 1769 yılında altı aylık süre içerisinde icat edilen dönemin en dahiyane aletlerinden biri olarak kabul edildi. Aletin çalışma prensiplerinde bir masa ve üzerinde insan modeliyle karşılıklı satranç oynamaya dayanıyordu. İmparatoriçe Maria Theresa için yapılan bu otomat, 120 cm uzunluğunda, 105 cm genişliğinde ve 60 cm yüksekliğindeydi. Bu otomatik makine Vinaya’da İmparatoriçe Maria Theresa'nın hizmetinde çalışan mekanikçi Wolfgang von Kempelen tarafından yapılmıştı.Akçaağaçtan ve üzerinde satranç tahtası çizilmiş tekerlekli bir kabinin önünde oturan bıyıklı, sarıklı ve pelerinli bir Türk figüründen oluşuyordu. Makinenin önünceki kapak açıldığında ise kaldıraç, makara ve mekanik sistemler görülüyordu. Kurularak çalışan makine, karşısındaki gönüllü satranç oynamaya başladığında gözleriyle önce masayı kontrol ediliyor ardın ise taşları hareket ettiriyordu. Pek çok rakibini yenmesiyle ün salan Mekanik Türk, yaptığı hamlenin bittiğini başını üç kez sallayarak gösteriyordu. Maç sonrasında kendisine yöneltilen soruları ise özel bir tepside bulunan harfleri birleştirerek yapıyordu.

Bu yenilmeniz makineyi izleyenler yıllar boyunca sırrını çözmek için uğraştı. Bu konuda oldukça ilginç teoriler üretildi hatta gazetelerde çalışma prensiplerine dair makaleler yazıldı. Kempelen öldükten sonra 1804’te otomat birkaç kez el değiştirdi. Son olarak ise Beethoven’ın yakın arkadaşı olan Johann Maelzel adındaki bir makine mühendisinin eline geçti. O bu makineyi Kempelen’in oğlundan satın almıştı.

mekanik türk

1809 yılında Napoleon Bonapart’ı yenen Mekanik Türk, satranç zaferlerine Fransa ve İngiltere’de devam ederek iyice ünlendi. Artan borçları yüzün Maelzel Avrupa’yı terk ederek Amerika’ya yerleşti. Mekanik Türk’ün şöhreti böylece Amerika’ya kadar uzandı. Amerika serüveni sırasında Mekanik Türk Benjamin Franklin’i de yendi. Franklin kendi zamanında bu makinenin hileli olduğunu öne sürse de ispatlayamadı. ABD'de başarılı bir turne gerçekleştiren Maelzel, Mekanik Türk'ü Küba'ya götürmeye karar verdi. Küba'da, sekreteri ve sırdaşı satranç ustası William Schlumberger öldü. Güney Amerika'da iflas eden Maelzel ABD'ye dönüşte kabininde ölü olarak bulundu ve cesedi denize atıldı.

1817-1837 tarihleri arasında tüm Avrupa ve Amerika’yı gezen otomat çalışma mekanizması ve topluluklar üzerinde yarattığı etkiyle tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Ünlü yazar Edgar Allan Poe ve Dr. Gamaliel Bradford en akılcı çözümleri üretenler olmuştu. Edgar Allan Poe, otomat hakkında yazdığı "Maelzel's Chess" adlı tanıtım yazısında Mekanik Türk'ü, “Oyunu kazanmadan önce kafasını bir zafer edasıyla sallıyor, kendini beğenmiş bakışlarla etrafına göz gezdirdikten sonra sol kolunu her zamankinden daha geriye çekiyor ve parmaklarını bir süre dinlendiriyor.” sözleriyle anlattı.

Açık artırmaya çıkarılan Mekanik Türk’ün yeni sahibi John Mitchell oldu. Bir kulüp kuran Mitchell, burada kulüp üyelerine ücret karşılığı Mekanik Türk'ün sırlarını göstermeye başladı. Önceleri ufak bir şöhrete kavuşsa da Maelzel kadar başarılı bir şov adamı olmadığı için otomatı 1854 yılında Philadelphia'daki bir müzeye bağışladı. Yapımından 85 yıl sonra Mekanik Türk, Büyük Philadelphia Yangını’nda yandı ve tarihe karıştı.

MEKANİK TÜRK NASIL ÇALIŞIYORDU?

Uzun yıllar boyunca çalışma yöntemiyle ilgili fikir yürütülen Mekanik Türk’ün içerisinde satrançta oldukça tecrübeli bir kişi gizlenmişti. Makinenin kapakları açılıp seyirciye gösterildikten sonra satranç ustası gizlice içine giriyordu. Mum ışığında iki büklüm bir şekilde hem karşısındaki oyuncunun yaptığı hamleleri takip edebiliyor hem de otomatı yönetip karşı hamleleri yaptırabiliyordu. Kabinin içinde gizlenen oyuncunun satranç hamlelerini takip edebilmesine yardımcı olan ikinci bir satranç tahtası da bulunuyordu. İlk yapımından 1787 yılına kadar Mekanik Türk'ün içinde oyunu kimin oynadığı bilinmiyor. 1787-1837 yılları arasındaki 50 yıllık süre içerisinde otomatın içinde satranç oynayan kişilerden biri cüce satranç ustası Jacques-François Mouret'tir. Diğeri ise Johann Maelzel'in sekreteri ve sırdaşı olan ve Küba turnesinde hayatını kaybeden William Schlumberger'di.

İSMİ NEDEN TÜRK OLARAK SEÇİLDİ?

Mekanik Türk makinesinin ismine dair pek çok rivayet tarih sayfalarında yerini aldı. İlk rivayet olarak Hacivat ve Karagöz oyunlarından etkilenerek Avrupalılar tarafından makineye isim seçildiği düşünülüyor. Diğer bir rivayet ise Avrupa'nın büyük bölümünün Türk akınlarından nasibini alıp, uzun süre Türk egemenliği altında yaşaması nedeniyle Avrupa'daki ünlü isimlere satranç masasında Türkleri yenme zevki yaşatılıyordu.

En Çok Aranan Haberler