1915'te Ermenilerin maruz kaldığı sürgün ve ölümleri 'soykırım' olarak tanıması için üzerindeki baskı artan Türkiye'nin 'olaylarla ilgili resmi tezleri' ne?
Avrasya Araştırma Merkezi'nin Ermeni çalışmalarının başındaki emekli diplomat Ömer Engin Lütem'le konuştuk:
Türklerin kayıpları ne kadar?Bunlara ilişkin arşivler taranmış durumda, belgeler de teker teker toplanarak 2000 yılında Arşivler Genel Müdürlüğü'nce iki kitap halinde yayınlandı. Eldeki belgelere göre, rakamları topladığınız takdirde 518 bin kişinin Ermeni çeteleri tarafından öldürüldüğünü biliyoruz. Bu, 1914-1921 yılları arasındaki rakamdır.
TIKLAYIN: 1915 YARGILANDI MI, BUGÜN YARGILANABİLİR Mİ?
TIKLAYIN: SOYKIRIM MI, TEHCİR Mİ?
TIKLAYIN: KİŞİSEL BİR YOLCULUK: ESKİŞEHİR'İN ERMENİLERİ
Peki Ermenilerin yaşadıklarının sorumluları cezalandırıldı mı?Tehcir başlayınca bazı Osmanlı yetkilileri, memurları ve bunun dışında da özel kişilerin şu veya bu şekilde Ermenilere kötü muamele ettiği, soymaya çalıştığı, bazı kişilerin ölümüne neden olduğu biliniyor. İstanbul Hükümeti, bunu çok hassas karşılamış, bin 647 kişiyi mahkemeye vermiş. Bunlardan 500'ü hapse, 60'ı aşkın kişi ağır hapse, 67 kişi de idama mahkum olmuş. Yani Osmanlı, bu tehcir işinin iyi bir şekilde cereyan etmesini istemiş, böyle olmadığını görünce de yargı yoluyla tepkisini ortaya koymuş.
Doğu'daki Ermeniler Ruslarla işbirliği yaparak Osmanlı'ya karşı tehdit oluşturduysa Batısındakiler neden tehcir edildi?
Doğu, batı gibi bir ayrım yok. Şöyle bir ayrım var: Osmanlı hükümetinin güvenliği tam olarak sağladığı yerlerde hiç tehcir yapılmamış. Buralar neresi? Üç büyük vilayet: İstanbul, Edirne, İzmir ve civarı. Bunun dışında Kütahya gibi o zaman vilayet olmayan birkaç küçük yerde de hiç tehcir yapılmamış. Esas itibariyle siyasi işlere bulaşmamış olan Protestan ve Katolikler, orduda hizmet görenler ve aileleri, demiryollarında, Osmanlı Bankası'nda çalışanlar da tehcir edilmemiş. Böyle çeşitli kategoriler var. Edward J. Erickson'un yazdığı bir kitaba göre bu istisnalar, 350 ila 500 bin arasında. Eğer 500 binse, Ermenilerin üçte biri tehcir edilmemiş demek. Soykırım hukukuna baktığımızda, Yahudilere uygulananları düşündüğünüz takdirde istisna hiçbir şekilde yok. Olayın yalnız bu kısmı bile tehcirin, soykırım olmadığını yeterince gösteriyor.
Hayatını kaybeden Ermeniler konusunda rakamlar Türkiye'ye göre ne?Tehcir edilen Ermeniler hakkında çeşitli rivayetler var. 800-900 bin arasında denilebilir. Fakat belgelenmiş kısmının da 500 bin olduğu söyleniyor. Orada bir problem var. İleride başka belgeler bulunursa daha kesinlik bulunabilir. Ölüm olaylarıyla ilgili de çok önemli bir ayrım yapmak, ölenlerle öldürülenleri ayırmak lazım. İnsan yaşlıdır, hastadır, kazaya kurban gider, yaşam şartları kötüdür ölür. Öldürülenler ise cinayettir. Anlaşılana göre, öldürülenlerin sayısı bir hayli az. Esas itibariyle Ermenileri soymak için Kürt aşiretlerinin bu kafilelere saldırması var. Aynı şey Suriye'de de oluyor. Orada da Bedevi aşiretleri saldırmış.. Osmanlı arşivlerinde bunlar ilgili bilgiler var. Öldürülenlerin sayısı 8-10 binden biraz daha fazla olabilir deniyor. Ölenlere gelince, bunu daha bilimsel ifade edebiliriz. 1914'teki Ermeni nüfusu ile 1920'deki Ermeni nüfusunu birbirinden çıkarmayı başarabilirsek bir nüfus azalması buluyoruz. Bu süre içerisindeki Ermeni nüfusunun azalması 450-500 bin ila 600-650 bin arasında oynuyor.
**Türkiye açısından uluslararası kampanya ne kadar tedirgin edici?1965'ten bu yana gitgide artan bir tempoda devam ediyor. Dünyada en çok tenkit edilen ülke ABD'dir. Sonra İsrail'dir. Peki, bu tenkitler, bu ülkelerin politikalarında bir değişiklik yaptı mı? Hayır. Çünkü güçlü ülkeler. Türkiye aleyhinde Ermeni meselesi sebebiyle ve başka nedenlerle birçok eleştiri var. Ama Türkiye güçlü bir ülkeyse, ekonomisi güçlüyse, içinde birlik ve beraberlik varsa propaganda, propagandadır. Tek başına siyaset değildir. Olanlara bitenlere hiç ehemmiyet vermemek doğru değil ama çok önem vermek de bence yanlış.
Türkiye tazminat ödemek zorunda kalır mı?Türkiye es kaza soykırımı tanısa bile bunun neticesi tazminat değildir. Tazminat verilebilmesi için mevcut hukuki bir kuralın olması lazım. Böyle bir kural mevcut değil. Birinci Dünya Savaşı'nı sonlandıran antlaşmalardan Lozan, Ermeni meselesini direk ilgilendiren Kars Anlaşması'nda tazminat yok. O zaman temelsiz kalıyor.**