12 Eylül 1980 askeri darbesinde insanlar, bir yandan ağır işkencelerden geçirilirken bir yandan da yalancı tanıklarla suçlama yapılmış. Yalancı tanıkla suçlama yapılanlardan biri de 'MHP ve Ülkücü Kuruluşlar' davası nedeniyle 11 sene 11 gün tutuklu kalan Osman Başer. Kendisine, polis Osman Bakır'ı kimin öldürdüğünün sorulduğunu dile getiren Başer, bilmediğini söyleyince iki yalancı tanıkla kendisinin teşhis ettirildiğini söyledi.
Yapılan işkenceleri Cihan Haber Ajansı muhabirine anlatan Başer, bir hafta 10 gün boyunca işkence gördüğünü belirtti. "Çırılçıplak soyup cinsel organıma, dilime, parmaklarıma ve vücudumun çeşitli yerlerine elektrik verdiler. Çırılçıplak vaziyette iken bizi ıslatıp, günlerce çıplak vaziyette aç, susuz o şekilde bekletiyorlardı. Soğuktan tir tir titriyorduk." diyen Başer, şöyle devam etti: "Bu bir hafta 10 günlük süre içerisinde E.P. isimli emekli hemşireyi tanık olarak getirip, beni teşhis ettirdiler. E.P. beni göstererek 'Polis Osman Bakır'ı vuran kişi bu' diye söyledi. Daha sonra mahkemede de aynı şekilde tanıklıkta bulundu. Bu tanıklıktan sonra işkencelere dayanamayarak ben Osman Bakır'ı vurduğumu söyledim. Bana bunun üzerine 'Kim emir verdi' diye sordular. Emri sana Ankara Ülkü Ocaklarında yönetici olan Cabbar Kanat mı verdi, yoksa Ankara Ülkü Ocakları Başkanı Ali Uzunırmak mı verdi diye sordular. Ben işkenceden dolayı bu kişilerin bana talimat verdiğini söyleyerek hayali bir senaryo uydurdum, ancak senaryo gerçeğe uymuyordu. Bu suçlama dışında benim oturduğum mahallede meydana gelen ve şu an hatırladığım Salim Kabak'ın evinin bombalanması, Mehmet Patır'ın evinin bombalanması, Hüseyin isimli kişinin evinin bombalanması, Sabri Yiğit'in öldürülmesi, bunun dışında da hatırladığım çeşitli kurşunlama suçlarını benden sorup, bilgi almak istiyorlardı. Bunların faillerinin kim olduğunu söylemem için bana işkence yapıyorlar, bunları benim yaptığımı, bu nedenle kabul etmemi istiyorlardı. Yapılan ve devam eden yukarıda anlattığım işkenceler nedeniyle bu suçları da üzerime almak zorunda kaldım."
"TÜRKEŞ'TEN ALDIĞIM EMİRLE CİNAYET İŞLEDİĞİMİ SÖYLEMEM İSTENDİ"
Dönemin mağdurlarından Yılma Durak ise sorguya başlamadan önce ağır bir falaka dayağından geçirildiğini belirtti. Anadan doğma, çıplak olarak sorgu yaptıklarını vurgulayan Durak, "Sorguda bana o tarihlerde Türkiye'de işlenmiş bütün siyasi cinayetleri sordular. 'Sen bu cinayetleri biliyorsun, bize söyleyeceksin' diyorlardı. Hatta bana, 'bize gerçek bir olay anlat, bu olayda Alparslan Türkeş'in vermiş olduğu emirle alttaki kişiler bu cinayeti işlemiş olsun, sen de bunu duymuş gibi anlat, o zaman seni burada bir gün bile tutmayacağız' diye teklifte bulundular. Ancak ben kabul etmedim. Bana 38 gün, her gün işkence yaptılar. Her gün falaka, çırılçıplak vaziyette elektrik kablosunun bir ucunu erkeklik organıma, bir ucunu ise kulak memesi veya dilime veriyorlardı." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz