Samsun’da yaşayan Süleyman Orhan, 1993 yılında büyük ikramiye denk bir ara ikramiye kazandı. Süleyman Orhan’ın hayatı ikramiyeyi kazandıktan sonra diğer büyük ikramiye kazananlarla aynı oldu. Orhan, ikramiyeden kazandığı parayla Türkiye'nin ilk yerel televizyonunu kurdu. Orhan, ikramiyenin geri kalan kısmıyla daha önce alın teriyle kurduğu iş yerlerinin teknolojilerini değiştirmek ve geliştirmek için kullandı. 1994 yılında ülke genelinde yaşanan ekonomik krizden etkilenen Orhan, ikramiyeden kazandığı parayla birlikte, daha önceki iş yerlerini ve televizyonunu başkasına devretmek zorunda kaldı. ’Talihli talihsiz’ Süleyman Orhan şimdilerde emekli maaşı ile geçimini sürdürürken, umutlarını piyango biletine bağlayan milyonlara ise bilet alamamaları tavsiyesinde bulunuyor.
İkramiye kazandıktan sonra yaşadığı süreci anlatan Süleyman Orhan, “1993 yılında büyük ikramiyeyi kazandım. Ara ikramiyeydi ama yılbaşı ikramiyesi ile herhangi bir fark yoktu. Parasal değeri aynıydı. O paradan geriye kalan bir şey olmadı. Biz ticaret yapan insanlarız. Yaptığımız ticaretlerde o dönem ki devlet politikalardan kaynaklı sıkıntılar çektik. Bu sıkıntılar içerisinde de kaybettik. Kazandığım ikramiye ile Türkiye'nin ilk yerel televizyonunu kurdum. Beyaz eşya mağazası, pastanelerimiz ve sanayide de büyük bir imalathanemiz vardı. Televizyon hariç diğer işlerimiz ikramiye kazanmadan önce vardı. Ben gelen ikramiye parası ile işlerimin teknolojilerini değiştirmeye başladım. Bu teknolojiyi değiştirirken, 1994 yılında Tansu Çiller döneminde bir ekonomik kriz yaşandı. O dönemde paramız döviz olmadığı için sıkıntı çektik” dedi.
"YILBAŞI BİLETİ ALMAYACAĞIM, KİMSE DE PİYANGOYA BULAŞMASIN"
Kimsenin piyangoya bulaşmaması gerektiğini ifade eden Orhan, “Tekrar yılbaşı bileti almayı düşünmüyorum. Bazı arkadaşlarım yılbaşında ‘bana bir bilet çek’ diyorlar. Alma onu da yapmıyorum. Bana, 'sana bir kere çıktı bizim yerimizi de çek’ diyorlar ama herkesin şansı kendine. Onu da kabul etmiyorum. Şu anda emekliyim. Onun keyfini çıkartıyorum. İnsanlar Nimet Abla’da ya da büyük ikramiyenin çok isabet ettiği bayilerde kuyruğa giriyorlar. İnsanın şansı varsa hiçbir yerin önemi yok. İnsanlar piyangoya umut bağlamasınlar. Bu ham insanların elinde olan bir şey. Büyük ikramiyeyi kazanan insanlar, bu parayı bir plan ve program dahilinde kazanmıyor. 'Hele bir çıksın bakarız' diyorlar. Hele bir çıktığında da yolunu şaşıran, her şeyini kaybeden, evinin kapısını şaşıran insanlar çok oluyor. Aç insanlarız. Onun için büyük para çıkınca bizi açlıktan başka şeylere sevk ediyor. İnsanların piyangoya bence bulaşmaması lazım" diye konuştu. (İHA)