Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığınca düzenlenen 2. Antalya Kadın Zirvesi'nde "Kadın Bedeni Üzerinde Yoğunlaşan Politikalar ve Kadının Doğurganlık Hakları" tartışıldı.
Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, Antalya Kültür Merkezi'ndeki (AKM) zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, Antalya'nın Türkiye'de en fazla dış göç alan illerden biri olduğunu, bu nedenle her yıl artan nüfusun sorunları da artırdığını söyledi.
Antalya'da kadın hareketinin son derece aktif ve yönlendirici olduğuna işaret eden Cevheroğlu, Antalya'nın kadın dostu bir kent olduğunu belirtti. Kadın hakları konusunda önemli çalışmalar yapıldığını, ancak katılım konusunda sıkıntılar olduğunu vurgulayan Cevheroğlu, "Maalesef 14 milletvekilinin temsil edildiği Antalya'da bir kadın milletvekili var, İl Genel Meclisinde, Büyükşehir Belediye Meclisinde de durum farklı değil. Ümit ediyorum ki önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde kadın dostu kentinin gerçek anlamdaki sonuçlarını görebiliriz" dedi.
Türkiye'de kadın hareketlerinin son yıllarda iyi noktalara geldiğini anlatan Cevheroğlu, toplumun aydınlatılması ve algının yükseltilmesinde önemli başarılara imza atıldığını bildirdi. Kadınlarla ilgili çıkarılan kanunların da kadınların sorunlarının çözümlenmesi noktasında kendilerine çok büyük destek verdiğini ifade eden Cevheroğlu, eksikliklerin olduğunu, ancak bu eksikliklerin de uygulama aşamasında giderileceğini kaydetti.
Antalya'da 3 kadın sığınma evi olduğunu bildiren Cevheroğlu, şiddet mağduru kadınlara burada gerekli yardımların yapıldığını söyledi.
Kamu kurumlarının kadın konusunda gerekli çalışmaları yürüttüğünü ifade eden Cevheroğlu, şunları söyledi:
"Kamu olarak kadın ve kadın istihdamı, sosyal hakları konusunda başarılıyız, ama özel sektör tüm dünyada bu konuda başarısız. Bankalara bakın, bankalardaki kadınlar doğum yaptıktan sonra geri dönme konusunda zorlanıyorlar. Sanki doğurmadan, üretmeden herhangi bir şey ortaya koymadan çalışmak zorundalar. Bunun üzerinde de durulması lazım. Tek boyutuyla irdelenecek kadar basit bir konu değil."
Toplantının konusunun "Kadın bedeni" olduğunu hatırlatan Cevheroğlu, şöyle devam etti:
"Gerek kürtaj, gerekse sezaryen öyle ya da böyle kamuoyunun gündemine girdi. Bana göre bu konu tıp adamları, hukuk adamları, siyaset adamları tarafından tartışılması lazım. Bu konu sadece Türkiye'de değil, demokratik ülkelerin tamamında tartışma konusu. Herkes düşüncelerini söylemeli ve buna göre doğruların kabul edilmesi gerekiyor. Gençlik yıllarımda İrlandalı genç bir kızın kürtaj için İngiltere'ye giderken yaşadığı zorluklar da hafızamdan gitmiyor."
Kadın hareketinin başarılı olmasını gönülden istediğini dile getiren Cevheroğlu, kadınların Avusturya'da milli marşın sözlerini değiştirebilecek kadar güçlü olduklarını, Türkiye'de de arkasında destek bulun kadın hareketinin pek çok şeyi başarabileceğini ifade etti.
-Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın-
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ise dünyada en uygar sayılan ülkelerde dahi kadın haklarının erkeklerle kıyaslandığında ikinci planda tutulduğunu söyledi. Kadın ile erkek arasında ayrımcılık ne kadar giderilirse ülkenin refah düzeyinin de o derece iyileşeceğine işaret eden Akaydın, bu doğrultuda kadınların çalışmalarına belediye olarak her zaman yer verdiklerini bildirdi.
Türkiye'de bir dönem kadınlara kürtaj yasağı getirmek, sezaryenle doğumun yasaklanması konularının tartışıldığını hatırlatan Akaydın, bu konuların gündem değiştirmek amacıyla ortaya atıldığını ileri sürdü.
Kadın bedeni üzerinden politika yapmanın hoş bir davranış olmadığını vurgulayan Akaydın, bir kadının kendi bedeni hakkındaki yorumunun kendisine ait olduğunu söyledi. Akaydın, bir kadına "şu kadar doğursun" gibi bir yaklaşım sergilemenin de ayıp bir davranış olduğunu kaydetti.
Sezaryen konusundaki tartışmalara da değinen Akaydın, "Bir tıp doktoru olarak gereksiz sezaryene ben de karşıyım. ABD'nin tetiklediği bir süreçti. Nitekim normal doğumun hem anne hem de çocuk sağlığı açısından daha doğru olduğu bilinmekte. Ama bir kadın derse ki (ben korkuyorum, beni uyutun) o zaman sezaryen yapılır" dedi.
Akaydın, sezaryen ve kürtaj konusunun dışında kadın ile ilgili başörtüsünün de siyasete konu olduğunu ifade etti.
Antalya Kadın Zirvesi, daha sonra "Doğurganlık Hakları ve Kadın Sağlığı" oturumu ile devam etti.
Kadının İnsan Hakları Derneği Kurucusu Pınar İlkkaracan, Kahire Antlaşması ile kadınların doğurganlık hakları konusunda bir devrim yaşandığını anlattı. Antlaşma ile kadınlara kendi doğurganlıkları, kendi bedenleri hakkında karar alma hakkı verildiğini bildiren İlkkaracan, "Doğum kontrol yöntemleri konusunda bilgilendirilmek ve kendi iradesi ile seçim yapmak, çocukların doğum aralığını belirlemek, doğum şeklini belirlemek, cinsel ilişki konusundaki haklarını bilmek, istenmeyen bir hamilelikte kürtaj yaptırmak kadınların insan hakkıdır" dedi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan da kadınların Cumhuriyetin ilan edilmesinden bu yana eşit haklar için mücadele ettiğini söyledi.
Oturum, katılımcıların sorularının cevaplandırılmasının ardından sona erdi.
Muhabir: Hatice Özdemir
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz