YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

2. Asya-pasifik Bölgesel Ticaret Müşavirleri Toplantısı

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2012 yılında cari açığındaki gerilemeyle ilgili, “Bazı arkadaşlarım bu konuda uygulanan...

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2012 yılında cari açığındaki gerilemeyle ilgili, “Bazı arkadaşlarım bu konuda uygulanan sıkı para politikasını bu işin başarısı olarak gösterebilirler. Ama biz tarlada izi olup harmanda sözü olanlar için cari açığın düşüş nedeninin Türk sanayicisinin, üreticisinin ve siz değerli ihracatçı ve benim ticaret müşavirlerimin katkısı olduğunu biliyorum” dedi.

2. Asya-Pasifik Bölgesel Ticaret Müşavirleri Toplantısı’nda bir konuşma yapan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatçının gösterdiği performansın katkılarıyla cari açığın 2012 yılında yüzde 36.6 düşüş gösterdiğini bildirdi. Cari açığın 28 milyar dolarlık azalışla 48.9 milyar dolara kadar gerilediğini belirten Çağlayan, “Bazı arkadaşlarım bu konuda uygulanan sıkı para politikasını bu işin başarısı olarak gösterebilirler. Ama biz tarlada izi olup harmanda sözü olanlar için cari açığın düşüş nedeninin Türk sanayicisinin, üreticisinin ve siz değerli ihracatçı ve benim ticaret müşavirlerimin katkısı olduğunu biliyorum” dedi.

Bazı kurum ve kuruluşların, hükümet tarafından verilen ve kanun ile belirtilen görevleri yerine getireceklerini kaydeden Çağlayan, 28.2 milyar dolarlık cari açıktaki düşüşün 23.4 milyar dolarının mal ve hizmet ihracatından kaynaklandığını, 4 milyar doların da ithalattaki gerilemeden kaynaklandığını belirtti.

“PAY ÇIKARACAK BİRİSİ VARSA TÜRK SANAYİCİSİDİR, ÜRETİCİSİDİR”

Türkiye'nin 2012 yılında 23.4 milyar dolar ihracat artışıyla, 28.2 milyar dolar cari açık azalışının temel nedeni olduğunu ifade eden Çağlayan, “Bu konuda hiç kimse kendine pay çıkarmaya kalkmasın, eğer pay çıkaracak biri varsa, Türk sanayicisidir, üreticisidir, ihracatçısıdır, bugün burada olan sivil toplum kuruluşları ve Ekonomi Bakanlığı'ndaki bürokrat arkadaşlarımdır” dedi. Cari açık azalmasının OVP’deki hedefinin yüzde 7.3 olduğunu, 2012 yılı GSYH rakamları açıklandığında bunun yüzde 6-6.3 mertebesinde olarak açıklanmasını beklediklerini kaydeden Çağlayan, Asya Pasifik Bölgesi'nin Türkiye'nin cari açığı açısından, ihracatın artması ve ithalatın azaltılması açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.

“EKSEN KAYMASI ELEŞTİRİLERİNE CEVAP”

Türkiye olarak Asya-Pasifik bölgesine ticareti seferberler ilan ederek çok daha fazla attırmak ve geliştirmek gerektiğini söyledi. Ezberlerin bozulması gerektiğine dikkat çeken Çağlayan, “Eksen kaydırma diye eleştirilenler duysun diye söylüyorum. Dört sene önce Türkiye’de önemli bir politika değişikliğiyle beraber Asya-Pasifik bölgesine, Amerika’ya ve Afrika bölgesine yönelmesini o tarihte Türkiye’de karşı muhalefet yapmak adına kendilerine görev üstlenmiş olanlar Türkiye’nin eksinin kaydığını söylemişti. Bende diyorum ki, bizim eksenimiz zaten baştan yanlış kurgulanmıştı ve şimdi biz kendimizi yıllar boyunca sadece AB pazarını adamıştık. Şimdi bunu düzeltmeye çalışıyoruz ve düzeltmeye çalıştıkça da bunun olumlu etkilerini hep birlikte görüyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE ARTIK İHRACATTA REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRAN BİR ÜLKE OLDU”

Türkiye artık ihracatta rekor üstüne rekor kıran bir ülke olduğunu dile getiren Çağlayan, Bu başarının 2009 yılından uygulanmaya başlamış olan pazar çeşitliliğinin etken olduğunu söyledi. Pazar çeşitliliği sayesinde geçilen dört yıl içerisinde Türkiye’nin ihracatında 42 milyar dolar gelir elde edildiğini kaydeden Çağlayan, Asya-Pasifik bölgesinin 42 milyar dolarlık ihracat artışına katkısının 4 milyar dolar olduğunu belirtti. Rakamlara göre doğru yolda, doğru zeminlerde ve doğdu zamanlarda bunu attıracak güce ve imkana sahip olduklarını ifade eden Çağlayan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Pazar çeşitliliği çalışmaları kapsamında 2012-2013 dönemi için 17 hedef ve 27 öncelikli ülke belirledik. Asya-Pasifik ülkeleri içinde Çin, Hindistan, Endonezya ve Japonya hedef ülke olarak yer alırken, Malezya, Güney Kore, Vietnam ve Singapur da önceli dört ülke olarak yer alıyor. Dört yıl değerlendirme için çok kısa bir süre ama 2008 yılından 2012 yılına sizlerin görev yapmış olduğu bu bölge ihracatımızın toplam ihracattaki payı yüzde 4’den yüzde 5’e çıkmış. Yani, yüzde 25’lik bir artış sağlamışız. Bunun yeterli olmadığını ve bu konuda ilerleyecek daha çok yolumuzun olduğunu almamız gereken bir mesafe olduğunu ifade etmek isterim.”

“2012 YILINDA İHRACATIMIZ 97 ÜLKEDE REKORLA KAPANDI”

2012 yılında Asya-Pasifik bölgesinde en fazla ihracat yapılan üç ülkenin 2.8 milyar dolarla Çin, 792 milyon dolarla Hindistan ve 528 milyon dolarla Güney Kore olduğunu sözlerine ekleyen Çağlayan, vermek istediği mesajın bölgede sadece Çin’e bir milyar doların üzerinde ihracat yapıldığını ve bunun yanında 500 milyon dolar üzerinde ihracat yapılan ülke sayısının ise üç ülke olduğunu vurguladı. Bu sonuçların kendilerini harekete geçirmek için yeterli ve uyarıcı etki yarattığını ifade eden Çağlayan, 2012 yılında ihracatın 97 ülkede rekorla kapandığını söyledi. İhracatta rekorla kapanan 97 ülkeden 13 tanesinin Asya-Pasifik bölgesinde olduğunu sözlerine ekleyen Çağlayan, bu başarının vites büyüterek daha fazla gidilmesi yolunda önemli çalışmaların yapılması gerektiğini gösterdiğini söyledi.

“ASYA-PASİFİK BÖLGESİNDEKİ MÜŞAVİR VE ATAŞELERE ÇOK BÜYÜK SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR”

Asya-Pasifik bölgesinde bazı ülkelere olan ihracatın sıfıra yakın olduğunu belirten Çağlayan, Moğolistan ile ihracatın 36 milyon dolar, Yeni Zelanda ile 68 milyon dolar, Vietnam ise 90 milyon dolar olduğunu kaydetti. Bu ülkede çalışan müşavirlerden ve ataşelerden çok daha verim beklediklerini ifade eden Çağlayan, “Özellikle Moğolistan’ın yüzde 12-17 bandında bir büyüme performansına sahip olması mutlak suretle bu gelir artışından bizim alacak önemli bir payımız olduğunu gösteriyor. Yine 200 milyar dolarlık bir milli gelire sahip olan Yeni Zelanda bizden çok daha fazla mal ve hizmet satın alabilir. Bu konuda mutlaka değerlendirmeliyiz. Burada sevindirici nokta ise bölgeye ihracat yapan ihracatçı sayısındaki artıştır. Bakın 2003 yılında bölgeye 6 bin 930 firmamız ihracat yaparken bu rakam 2012 yılı sonunda 17 bin 321 olmuştur. Bu gösteriyor ki, ihracatçımız bölgeye ilgi duymaya başlamıştır. Toplam ihracatçımızın yaklaşık yüzde 30’a yakını Asya-Pasifik bölgesine ihracat yapmaya başlamıştır. Bundan dolayı diyorum ki müşavir ve ataşe arkadaşlarımıza çok büyük görevler düşüyor.

“DIŞ TİCARET AÇIĞININ YÜZDE 50’Sİ ASYA-PASİFİK BÖLGESİNDEN KAYNAKLANIYOR”

Türkiye’nin dış ticaret açığının yüzde 50’sinin Asya-Pasifik bölgesinden kaynaklandığın dile getiren Çağlayan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu bölgeye bizim çok daha fazla yoğunlaşmak gerektiğini çok önemli bir göstergesidir. Şunu ifade etmek istiyorum ki, ithalatın bu kadar yoğun olarak yapılması aslında bizim bu bölgeye ticaret işlerimizin yoğunluğunun da bir göstergesidir. 44.7 milyar dolar ithalat, 7.7 milyar dolar ihracatla, 52.5 milyar dolara dayanan dış ticaretimiz bir kere bizim bu bölgede ticari ilişkilerimizi son derece önemli ve kapsamlı olduğunu, bu bölgeye ihracat yapabilmemizin de önemli bir göstergesidir. Dünya nüfusunun yarısı yaşıyor ve sürekli gelişen bir bölge. Gelecek dünyasında da en önemli ekonomilerin geliştiği bölge, bu bölge olacak. Dolayısıyla bu bölge Türk ihracatçımızın gerek mal ve gerek hizmet ihracatında çok önemli, vasıflı Pazar artışları yapacağına inanıyorum.”

“ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’YLE İLİŞKİLERİMİZİ DAHA FAZLA GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

Yükselen bir ekonomi olan Türkiye’nin, yükselen Asla ile daha fazla işbirliği daha fazla ticaret siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirdiğini belirten Çağlayan, “Artan ticaretimize fayda olarak bölgenin önemli aktörlerinden biri de Şangay İşbirliği Örgütü’dür. Şimdi biz bu örgütte sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi ilişkilerimizi daha fazla geliştirmek istiyoruz. Niye… Şunu çok net ifade etmek isterim ki, özellikle Türkiye AB hedefini terk etmiş, ya da bu hedeften uzaklaşmış bir ülke değildir. 50 yıl devam eden mücadele, elbette Türkiye AB'ye tam üye olana kadar devam edecektir. Bu konuda fasılların tamamını açmak isterken, AB’nin bu konuda da Türkiye'ye karşı olan ikiyüzlü riyakar tutumunu da her gün, her dakika, her saniye yaşıyoruz. 17 yıldır Gümrük Birliği anlaşması yapan Türkiye'nin iş adamlarına vize uygulayan Avrupa, bir taraftan bu vizeyi uygulamayı kendisine hak görürken, diğer taraftan Brezilya'ya, Kanada'ya Japonya'ya Kore'ye, Karadağ'a ve Ukrayna’ya vize uygulaması yapmıyor. Fasıllar bir kaç ülkenin siyasi emellerine takılmış vaziyette” diye konuştu.

“ARTIK DÜNYAYA AT GÖZLÜĞÜ İLE BAKMIYORUZ”

Bakanlık olarak önemli bir ticaret politikası gerçekleştirdiklerini vurgulayan Çağlayan, Başbakan Erdoğan’ın önderliğinde tüm dünya ülkelerini karış karış iş adamlarıyla dolaştıklarını belirtti.

Artık dünyaya at gözlüğü ile bakmadıklarını dile getiren Çağlayan, dünyanın sadece AB'den müteşekkil olmadığını söyledi.

“TÜRKİYE AÇISINDAN CİDDİ BİR TEHDİT OLUŞTURACAKTIR”

ABD'nin, AB ile serbest ticaret anlaşması müzakereleri yaptığını ifade eden Çağlayan, “Bu müzakereler devam ederken, Türkiye'nin de aynı anda, eş zamanlı olarak bu çalışmalara başlaması gerekir. Aksi halde Türkiye açısından ciddi bir tehdit oluşturacaktır. Çünkü burada yine AB, bundan 17 yıl önce, Türkiye'ye hata yaptıran, yanlış karara imza atan o dönem hükümetinin şu an günahını biz çekerken, ABD bu konuda pişkin pişkin Türkiye'ye bu cezayı reva görüyor. Gümrük Birliği anlaşmasında o dönemin hükümetinin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin çekincesiyle yapmış olduğu yanlışın faturasını bugün çok ağır şekilde ödüyoruz” diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler