BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, Bankalar Birliği'nin Sabancı Center'da düzenlenen '58. Genel Kurulu'na katıldı. Genel kurulun açılış konuşmasını yapan Babacan, siyasi istikrarın ekonomik yapının temelindeki en önemli unsur olduğunu söyledi. Babacan, sık sık değişen hükümetlerin ve koalisyonların olduğu ülkelerde düzgün bir ekonomik programın uygulanamadığını, sürekliliğin sağlanamadığını belirtti. Ali Babacan, "Bir ülkenin genel anlamda istikrarı ve güven ortamı öncelikle siyasi istikrarın sağlanmasıyla mümkün. Eğer bir ülkede siyasi istikrar yoksa, sıksık değişen hükümetler, koalisyonlar varsa o ülkelerde düzgün bir ekonomik programın uygulanamadığını, sürekliliğin sağlanamadığını görüyoruz. Hemen yanı başımızdaki Avrupa'da pek çok ülkede bu problem var. Siyasi irade o ülkenin reel sektörüne bir perspektif veremiyorsa ya da verdiği sözler koyduğu hedefler inandırıcı bulunmuyorsa o ülkenin ekonomisinde sıhhatli büyümeden söz etmek mümkün değil" dedi. "SİYASİ İSTİKRAR ÜZERİNE MAKRO EKONOMİK İSTİKRAR İNŞA EDİLMELİ" Siyasi istikrar üzerine makro ekonomik istikrarı inşa edilip, güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Babacan, "Makro ekonomik istikrarın üç önemli ayağı var. Bunlardan bir tanesi kamu maliyesidir. Yani devletin bütçe açığının borç stoğunun ülke açısından bir risk kaynağı olmamasıdır. İkincisi, bankacılık sistemidir. Bankalarımızın tek tek mali bünyelerinin sağlam olması ve risklere karşı korunaklı bir bünyeye sahip olmasıdır. Üçüncüsü ise para politikalarıdır. Yani Merkez Bankası'nın yetki alanındaki para politikaları öngörülebilir, güvenilir ve istikrarlı olmasıdır. Bu üç ayaktan herhangi birinde gevşeme olursa makro istikrarı riske atabilir" diye konuştu. "KALKINMA PLANIMIZ, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN BAŞBAKANLIĞI DÖNEMİNDE HAZIRLANDI" Ali Babacan, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği yapısal reformların bugüne kadar görülen en detaylı çalışılmış reformlar olacağını ifade etti. Babacan, "Türkiye'nin son 12-20 ve 30 yıllık dönemine bakın hiçbir dönemde bizim açıkladığımız 25 dönüşüm programı kadar detaylı bir çalışma yapılmadı. 25 dönüşüm programı ve bunun altındaki 1248 tane eylem bugüne kadar yapılan en detaylı hazırlıktır. G-20 bakanları Komitesi'nin Başkanı olarak da söylüyorum, hiçbir G-20 ülkesinde de böyle bir hazırlık yok. Bizim kalkınma planımız sayın cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde hükümetimiz tarafından hazırlanarak, TBMM onayladı. Bu planın nasıl uygulanacağı konusunda ilk defa öncelikli dönüşüm alanlarını belirledik. 3 ayda bir ilerleme raporu yayınlayacağız. Bu eylemlerin ne kadarının zamanında yapılıp yapılmadığını açıklayacağız" dedi. "EKONOMİK BÜYÜME İÇİN GERÇEK ANLAMDA HUKUK DEVLETİ OLMAK GEREKİYOR" Başbakan Yardımcısı Babacan, ekonominin büyümesi için bir ülkenin gerçek anlamda hukuk devleti olması gerektiğini ifade etti. Babacan konuşmasına şöyle devam etti: "Aksi halde yargıda çıkabilecek bir problemin o ülkenin ekonomisine, finans sistemine nasıl zararlar verebileceğini canlı örnekleriyle yaşadık. 17-25 Aralık tarihlerine dönersek yargı içerisindeki farklı yapılanmaların yani bir savcı, bir hakim ve birkaç polisin nasıl Türkiye'yi farklı sonuçlara götürebilecek çaba içerisine girebildiğini gördük. Dolayısıyla yargımızın bağımsızlığı önemli ve bir o kadar da tarafsız olması önemli. Savcılarımızın, hakimlerimizin hiçbir etki altında kalmadan evrensel hukuk ilkeleri, anayasamız ve hür vicdanları ne diyorsa sadece buna bakarak karar alması gerekiyor. Aksi halde bir ülkenin yargısında şu ya da bu yapının farklı yönlendirmelerin şuradan buradan gelecek talimatların yönlendirmeleri sonucunda kararlar alınıyorsa Allah korusun o ülkenin bir hukuk devleti niteliği kalmaz." "YARGI KENDİ KENDİNE KANUN ÇIKARMA YETKİSİ YOK. BİR REFORM GEREKİYORSA BUNU TBMM YAPACAK" Yargı reformunun Türkiye'nin olmazsa olmazlarından bir tanesi olduğuna vurgu yapan Babacna, yargının aynı zamanda zor bir alan olduğunu da sözlerine ekledi. Babacan, "Yargı kendi kendine kanun çıkaramaz, anayasa değiştiremez. Eğer kanun düzenlemesi yapılacaksa bunu hükümetin ve meclisin yapması gerekiyor. Güçler ayrımı var, yargı bağımsızlığı var dolayısıyla hükümet, meclis, yargıya hiç karışmasın. Peki reform yapılacaksa bunu kim yapacak? Yargının kendi kendine kanun çıkartma yetkisi yok. Burada bir reform gerekiyorsa bunu mutlaka TBMM yapacak, hükümet içinde olacak ancak yargının tüm birimlerinin de kuşkusuz görüşleri alınacak. Fakat gelin görün ki bizim hükümet olarak yapmaya çalıştığımız her bir adım, hemen yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına müdahale olarak sunulabiliyor. Artık bunlara katlanarak gereğini yapmak zorundayız. Aksi halde Türkiye'nin ileri ve gelişmiş bir ekonomiye sahip olması mümkün olmaz. Sıkıntılı bir yargı sistemi ile ekonomimiz de demokrasimiz de ilerleyemez" diye konuştu. Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, konuşmasının ardından Ali Babacan'a günün anısına plaket takdim etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz