Ankara Üniversitesi ve Korea Üniversitesi arasında imzalanan protokol kapsamında Resuloğlu, Eskiyapar ve Ortaköy (Şapinuva) arkeolojik kazılarında görev alan Güney Koreli öğrenciler ile Türk bilim adamları 2 bin yıllık Örükaya Antik Barajı'nı ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
2 bin yıllık Örükaya Barajı'na Güney Koreli öğrencilerden ilgi
Resuloğlu Kazı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Yıldırım, Doç. Dr. Bülent Arıkan ve Dr. Gonca Dardeniz Arıkan eşliğinde antik barajı gezen Koreli öğrencilere, Müze Müdürü Metin Çakar baraj ve bölgede yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Resuloğlu Kazı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Yıldırım, Örükaya Barajı'nın yıllardır Çorum bölgesinde dikkat çeken Roma dönemine ait su tesisi olduğunu belirterek, yeni başlatılan kazılar ve bölgede yapılacak olan restorasyon projelerinin arkeoloji dünyasına ve Çorum turizmine önemli katkı sağlayacağını söyledi.
Anadolu'daki ilk baraj ve su toplama sistemlerinin Hitit dönemine kadar uzandığını hatırlatan Prof. Dr. Tayfun Yıldırım, "Özellikle M.Ö. 2000 ikinci yarısında Anadolu'da Hitit döneminde Kayseri, Konya, Sivas ve Çorum Bölgesinde gölet ve su toplama tesisleri yapılmıştır. Boğazköy Güney Kale'deki su toplama tesisiyle, Alaca Höyük’teki Gölpınar göleti bu sistemlere Çorum'dan verilebilecek en iyi örneklerdir. Anadolu'da su toplama tesisleri geleneği Roma’da da devam ediyor.
Roma döneminde Batı'da İzmir, Kütahya ve Orta Anadolu'da Aksaray'da sınırlı sayıda baraj sistemlerinin olduğunu biliyoruz. Örükaya Barajı 16 metre yüksekliği ile en iyi korunan barajlardan birisidir. Roma'da bütün barajların kullanım amacı çok açık olmamakla birlikte, Romalıların kontrolü altındaki alanlarda tarımsal üretimin devamlılığını sağlamak ve ekonomiyi dengede tutmak amacıyla inşa edilen barajların binlerce dönüm alanda sulu tarım yapmaya imkan verdiği otoritelerce bilinmektedir. Romalılar, gerek içme suyu, gerekse sulama ihtiyacı için baraj ve kemerli su yolları inşa etmişler, belli inşa teknikleri ile barajların ve göletlerin tuttuğu suları sağlıklı bir şekilde halka ulaştırmışlardır. İçme suyu ihtiyacını karşılayan barajlar için kemerli su yollarına ihtiyaç bulunmaktadır. Örükaya'daki sistem daha çok sulama amaçlı gözükmektedir. Ancak yapılacak kazılar daha sağlıklı bir sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır. Böylesine görkemli bir barajın kazılması, özellikle restore edilerek gelecek kuşaklara ulaştırılması Çorum için son derece önemlidir. Örükaya Barajı projesinin özellikle bölge turizmine büyük katkı sağlayacağı açıktır. Bu projenin hayata geçirilmesini sağlayan bakanlığımıza, Çorum Müzesi'ne ve bilimsel destek veren Hitit Üniversitesi’ne müteşekkiriz" dedi.
Antik baraj ve çevresinde yürütülen çalışmaların Çorum'da Hititlerin dışında Roma Arkeolojisi'ni tanımak için de iyi bir başlangıç olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yıldırım, "Gelecekte restorasyon çalışmaları tamamlandığında, İspanya'da halen kullanılan M.S. 2 - 4. yüzyıl Roma barajları gibi iyi bir örneğe sahip olacağız. Örükaya Barajı'nın yüksekliği, büyük bir su toplama kapasitesine işaret ediyor. Bu açıdan diğer Anadolu örneklerinden ayrılıyor. Yeterli finansman sağlanarak eğer ciddi bir restorasyon ve arkeopark projesi hayata geçirilebilirse, Örükaya Barajı hem Anadolu Arkeolojisi hem de Çorum turizmi içinde hakkettiği yeri bulabilecektir" ifadelerini kullandı.