Felat BOZARSLAN-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA)- HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı'ya gidecek izleme heyeti ile ilgili hükümetle mutabakata varıldığını ancak henüz isimlerin belli olmadığını açıkladı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da bazı Kürt parti ve örgütleri ile yapılan, 'Kürdistan Seçim İttifakı' mutabakat metninin açıklandığı toplantıya katıldı. Sümer Park konferans salonunda düzenlenen, seçim ittifakı toplantısına mutabakat metnine imza atan Azadi Hareketi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Demokratik Kültür Derneği (DDKD), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) temsilcileri katıldı. Toplantıda hazırlanan mutabakat metni Zazaca, Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. YÜKSEK: KÜRTLER ARTIK KENDİ GELECEĞİNİ BELİRLEME İTTİFAKI İÇİNDEDİR Metnin açıklanmasından önce konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, seçim ittifakını açıklamak üzere toplandıklarını belirterek, "7 Haziran 2015 genel seçimleri Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimidir. Rejimin değişeceği bir seçim olacak. Kader tayin edici bir seçim. Kürtler artık kendi geleceğini belirleme ittifakı içerisindedir. Çalışmalar kapsamında, DBP ve DTK olarak Kürdistani partilerle görüşmeler yaptık. Kürdistan seçim ittifakı adını verdiğimiz, mutabakat metnini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. STK'ların olduğunu paylaşmak istiyorum. Tüm Kürdistani yapılara kapımızın açık olduğunu söylemek istiyorum" dedi. KÜRDİSTAN'A STATÜ TALEBİ Kürdistan Seçim İttifakı mutabakat metnini Türkçe olarak okuyan ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için 'Kürdistan' kelimesini kullanarak, bu bölgelerde siyaset yapan parti ve hareketlerin oluşturduğu seçim ittifakı olarak, 7 Haziran 2015 seçimlerine HDP ile birlikte girmeyi kararlaştırdığını ifade etti. İttifakın en önemli gerekçesinin yüzde 10 barajına rağmen HDP'nin seçimlere parti olarak katılma kararı almış olması olduğunu belirten Çiftyürek, "İttifakımız Kürtler'in bir halk olmaktan kaynaklanan temel hak ve özgürlüklerinin temis ve tesis edilmesi konusunda öncelikli politika ve söylem üretmekte kararlıdır. Bu amaçla Kürdistan'a statü, anadilde eğitim, Kürtçe'nin resmi dil olması ve Kürt kimliğinin anayasal güvence altına alınmasını en temel talebi olarak belirtir. İttifakımız hasta tutsaklar ve Sayın Abdullah Öcalan başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların koşulsuz serbest bırakılması, faili meçhullerin aydınlatılması, toplu mezarların ortaya çıkarılması ve toplumsal tüm mağduriyetlerin giderilmesine dönük devleti sorumluluklarını yerine getirmeye çağırır. Nihayet bu ittifakımız Kürdistan halkının özgürlüğe kavuşmasına ve başta Türkiye olmak üzere Kürtlerin yaşadığı bütün coğrafyada demokrasinin yerleşmesi için siyasal mücadele verilmesi gerektiğine inanır ve bunun için tüm meşru, demokratik siyasal yolları kullanmayı taahhüt eder" diye konuştu. "SADECE SEÇİM İÇİN BİR ARAYA GELMEDİM HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, tarihsel bir dönemde, tarihsel bir süreçten geçerken, hiçbir siyasi gelişmeyi olağan karşılayamayacaklarına dikkat çekerek, Ortadoğu'nun kan revan içinde olduğu bir dönemde böylesi önemli bir seçimi olağan bir şekilde karşılayamayız. Olağanüstü dönemlerin olağanüstü siyasi yaklaşımları, fedakarlıkları, tutumları olmak zorundadır. Bugün ortaya konulan tutumda bu olağanüstülüğe karşı fedakar bir tutumdur. Bu masa etrafından buluşmuş siyasi hareketler ilk defa aynı masaya oturmuyorlar, son defa da aynı masaya oturmayacaklar. Sadece seçim için bir araya gelmedik. Bizler uzun süredir bu topraklarda tüm ezilenlerin hakkını savunmak için zaten omuz omuza birlikte mücadele yürüten gelenekleriz. Her birimiz aynı çınarın farklı dalları gibi gökyüzüne kollarını açan birer hareketiz. Bizler deklerasyonun her maddesine bağlı kalacağımızı ifade etmek istiyoruz. Seçimler gelip geçicidir, telafisi mümkündür. Ama baki olan esaslı, özlü yoldaşlıklardır. Bu düzeyde bir ilişkiyi yakalayabildiğimiz inancındayız. İttifak kapıları kapatmış değil. Son güne kadar ittifak arayışımız devam edecektir. Hem de seçimden hemen sonra ittifak arayışımız devam edecektir. Bu coğrafya da zülüm görmemiş hiçbir kimlik ve toplumsal kesim yoktur. Kanımız canımız üzerinden, toprak ve zenginliğimiz üzerinden kendini var etmiş olan bütün ezenlere karşı ezilenler olarak artık bir araya geliyoruz. Türkiye'nin her yerinde HDP'nin bu kucaklaşma ruhuyla bütün ezilenleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. AKP'nin bu kadar otoriter, diktatoryal, tekçi bir anlayışla toplumu teslim olma konusunda ısrarcı olduğu bu günlerde HDP'nin yapmaya çalıştığının ne kadar kıymetli olduğu daha iyi anlaşılıyor. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin acılar, haksızlıklar, hukuksuzluklar, zulümler tarihi olduğunu biliyoruz" diye konuştu. "ÇOK GÜÇLÜ BİR SONUÇ ELDE EDECEĞİZ" 13 yıldır iktidarda demokratik bir dönüşüm iddiasıyla bulunan AK Parti'nin ne geçmişle yüzleştiğini, ne hesaplaştığını ne de halkların önüne demokratik bir alternatif koyamadığını çok iyi bildiklerini belirten Demirtaş, "Şimdi bütün Türkiye yeni bir arayış içinde. AKP yerine ikame edilecek demokratik güç kim olacak? Bütün ezilenlerin gözü bu sorulan soruya gerçek cevabı arıyor. İşte HDP o cevap olmaya taliptir. Türkiye'yi biz yönetmek istiyoruz. Bu ülkenin bütün zulmünü çekmiş, yükünü omuzlarında taşımış ezilenleri olarak biz kendimizi, ortak vatanımızı yönetmek istiyoruz. Kimliğimizden dolayı, başımız açık, kapalı olduğu için, Alevi , Sünni olduğumuz için bu topraklarda artık horlanmak istemiyoruz. Cebimizde ancak onurumuzda geçinecek kadar gelirimiz var diye horlanmak istemiyoruz. Öz vatanımızda öz vatanımızda artık parya yerine köle yerine konmak istemiyoruz. HDP bütün bu isyanların ortak sesidir. 7 Haziran'da inşallah halkımızın desteği ile çok güçlü bir sonuç elde edeceğiz. Hepimiz farklı pencerelerden baksak de aynı sorunları gören, aynı topraklar üzerinde kardeşçe yaşamak zorunda olduğumuzun farkında olan hareketler olarak bugün bir kez daha kendimizi güçlü istedik. İşte demokratik halk iktidarı böyle oluşur. AKP gibi tek adam omuzlarında, tek parti, zihniyet, tek kimlik anlayışı ile bu ülkede yeni bir iktidar kurulmasına izin vermeyeceğiz. Olacaksa bu masa gibi renkli olacak. Çok sesli, çok kültürlü, çok inançlı olacak. Tıpkı vatanımız ve bu topraklar gibi olacak. Binlerce yıldır renkli ve farklıyız. Farklılıklarımızla eşit olacağız. Kimlik ve inancımızdan vazgeçmeden, yeni yaşamın bütün dünya ve Türkiye'ye göstereceğiz. Bugün aramızda olamayanlar asla düşmanımız değil. Kapılarımız sonuna kadar açıktır. Bu ittifak birilerine düşmanlık üzerine inşaa edilmemiştir" ifadelerini kullandı. "HÜKÜMETLE MUTABAKAT SAĞLANMIŞTIR" Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, İmralı'ya gideceği belirtilen izleme heyeti ile ilgili isimler üzerinde henüz bir uzlaşma olmadığını kaydederek, "16 kişilik bir isim listesi ve bu konuda bir netleşme yok. İmralı'ya gözlemci heyet gitmesi veya görüşme amacıyla bir heyetin gitmesi hükümet tarafından olağanüstü birşeymiş gibi yansıtılıyor ki biz bundan rahatsızız. Müzakerelerin ruhu gereği bunlar çok olağan şeylerdir. Sanki bir gözlemci heyetin İmralı'ya gitmesi hükümet tarafından verilmiş bir taviz olarak algılanıyor. Hükümet bunu alelacele inkar etme, reddetme yoluna gidiyor. Bu çok rahatsız edicidir. Bundan daha normal ne olabilir? Heyetler tabii ki gidecek, tartışma tabii ki yapılacak. Madem silahlar devre dışı kalıyor, çok şükür ki silahlar konuşmuyor o halde konuşması gereken insanların önüne neden bu kadar engel konuluyor. Başka siyasetçiler de İmralı'ya gitsin. Gözlemci heyetler, aydınlar, yazarlar, gazeteciler gitsin. Çözüm sürecine katkı sunmak isteyen herkese açık olmalı bu süreç. Bunun alelacele yalanlanmasını doğru bulmuyorum. Bu konuda hükümetle belli bir mutabakata varılmıştır. Gözlemci heyet gidecek. Netleşmemiş olan isimlerdir. Bu gizlenecek, saklanacak, utanılacak ayıp bir şey değil. Hükümet temsilcilerine buradan hatırlatmak istiyorum. Yasak, ayıp, gayrimeşru birşey yapıyorsak açıklamayalım. Ama biz son derece haklı meşru doğru bir iş yaptığımız kanaatindeyiz. Halkımıza açıklayamayacağımız hiç bir şey yoktur. Gözlemci heyet de hükümetle aylar önce vardığımız bir mutabakatın sonucu olarak İmralı'ya elbetteki gitmelidir. İsimler de inşallah en kısa sürede netleşir" diye konuştu. ÖCALAN'IN GÖRÜNTÜLÜ MESAJI Gazetecilerin Öcalan'ın Nevruz'da görüntülü mesajının yayınlanıp yayınlanmayacağı konusundaki sorularına Demirtaş, "Heyetimiz İmralı'ya gitmeden bunları öğrenmek mümkün görünmüyor. Sayın Öcalan'ın dışarı ile doğrudan temas kurmasını biz çok önemsiyoruz. Görüntülü veya sesli olur. Bu kamuoyu üzerinde ağırlıklı bir etki yaratır. Sonuçta bizim verebileceğimiz bir karar degil. Önümüzdeki günlerde heyetimiz muhtemelen gidecek. Gidince öğrenmiş olacağız" diye cevapladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz