İngiltere gazetelerinde Rusya'daki muhalif lider Boris Nemtsov'a düzenlenen suikaste ve Putin iktidarına yönelik analizlere geniş yer veriliyor.
Guardian gazetesinin başyazısı "Kremlin'in gölgesindeki cinayet: Putin'in yaptıklarının yanına kalması hepimiz için bir tehlike" başlığını taşıyor.
Yazıda Putin'in iktidarda kaldığı dönem boyunca çok sayıda siyasi cinayet işlendiği hatırlatılıyor ve 2006'daki muhalif gazeteci Anna Politkovskaya ile eski gizli servis ajanı Alexander Litvinenko cinayetleri hatırlatılıyor.
Yazı, Nemtsov suikastini ise şöyle ele alıyor:
"Boris Nemtsov'un suikaste kurban gitmesi Rusya için bir dönüm noktası olabilir. Çünkü Nemtsov suikasti Putin'in Ukrayna savaşını başlatıp Rusya'yı genişlemeci bir yola soktuktan sonra meydana gelen ilk siyasi cinayet [...] Nemtsov Putin karşıtı muhalif hareketin liderliğini hapse atılan Aleksey Navalni'den almak üzereydi [...] Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı nasıl körüklediğini belgeleriyle ortaya koymaya hazırlanıyordu [...] Verdiği son röportajlarda da Putin'in kendisini öldürmeye teşebbüs edebileceğini söylüyordu."
Gazetenin başyazısı, Putin iktidarının Nemtsov cinayetini ele alış biçimini eleştirerek devam ediyor:
"Soruşturmayı doğrudan Putin'e bağlı birimler yürütecek. Böylece Putin soruşturmadan kendisine zarar verebilecek herhangi bir sonuç çıkmasını engellemiş oluyor. Bu da Rusya'da gücün nasıl tek bir kişi elinde toplandığını gösteriyor."
Nemtsov'un Moskova'nın ortasında, birçok güvenlik kamerasıyla izlenen bir yerde öldürüldüğünün de altı çizilen yazı şöyle noktalanıyor:
"Nemtsov doğrudan Putin'in emriyle öldürülmüş olsun ya da olmasın, bu olay propagandayla beslenen milliyetçi iktidarın demokratik haklarını kullanarak muhalefet yapanları nasıl susturduğunun acı bir örneği oldu. Putin iktidarına karşı çıkanlar Stalin döneminde olduğu gibi 'hainlikle' suçlanıyor [...] Nemtsov suikasti Rusya'nın daha karanlık ve baskıcı bir rejime doğru evrildiğini gösteriyor."
'Putin'in yıldızı zamanla sönecek'**Financial Times gazetesinde ise suikaste kurban gitmesinden birkaç hafta önce gazeteye konuşan Boris Nemtsov**'un röportajda söylediklerinden bazı satır başları aktarılıyor:
Rusya'nın mevcut durumu:
"2012'ye kıyasla çok başka bir ülkede yaşıyoruz. Savaş halindeki bir ülkedeyiz. İnsanlar ise aşağılanmış ve uyuşturulmuş vaziyette. Putin bundan faydalanıyor. Joseph Goebels'in prensiplerini takip ediyor: Gerçeklerin hiçbir önemi yoktur, verilecek mesaj son derece basit olmalı ve tekrar tekrar dile getirilmelidir. Putin Nazizm'i siyasete soktu."
Vladimir Putin:
"Tamamen ahlaktan yoksun birisi ve çok tehlikeli. Sovyetler Birliği liderlerinden çok daha tehlikeli. Sovyetler döneminde hiç değilse bir sistem vardı ve kararları politbüro alırdı. Savaşa girme kararları, kimin öldürüleceğine dair verilen kararlar sadece Brejnev tarafından alınmazdı. Ama işler şimdi tam da böyle yürüyor."
Putin'in geleceği:
"Bir devrim öngörmüyorum. Devrim için dinamizm gerekir. Rusya'nın nüfusu genç değil. 2011'de bir muhalif hareket vardı. Şimdiyse sadece muhalif insanlar kaldı. Şu an dip noktadayız [...] Putin'in yıldızı zamanla sönecek. Bu yıllar alabilir. 1-2 yıl içerisinde insanlar yaptırımların başlıca sorumlusunun Putin olduğunu anlayacak. O yüzden benim siyasetçi olarak görevim net: Putin'in kriz anlamına geldiğini, savaş anlamına geldiğini göstermek."
Daily Telegraph gazetesinde ise Londra Belediye Başkanı Boris Johnson'ın kaleme aldığı bir makalede Irak Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) yücelten fikirlerle sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
"Cihatçı John olarak bilinen katilin kimliği açıklandıktan sonra televizyonlara çıkıp bu kişi hariç herkesi suçlayanları gördüğümde gözlerime inanamadım" diyen Johnson, "Kendisini Cage araştırma enstitüsünden bir yetkili olarak tanıtan Asim Qureshi adlı birisi öldürülen gazeteci ve yardım gönüllüleri konusunda katil Emwazi'den başka herkesi suçladı [...] buna İngiltere hükümeti, Tony Blair ve İslamofobi de dahil" sözleriyle yazısına devam ediyor.
IŞİD'e olansempatiye karşı amansız bir mücadele verilmesi gerektiğini ifade eden Johnson şöyle devam ediyor:
"IŞİD elde ettiği askeri başarılarla bir karizma yakalamış durumda. Bununla mücadele etmeliyiz. Kürtlerle daha fazla işbirliği yapmalıyız. Sünni liderleri IŞİD'e karşı mücadelenin çıkarlarına olduğu koınusunda ikna etmeliyiz. Ama en başta cihatçıların hastalıklı İslam anlayışını çürütmeli ve bu ülkedeki gençlere gerçek İslam'ın ne olduğunu göstermeliyiz."