HABER

2 Mayıs Dünya Astım Günü

2 Mayıs Dünya Astım Günü

İşin çivisi çıktı.
Artık neredeyse her hastalığın, her sağlık probleminin bir günü ya da haftası var. 2 Mayıs da ‘Dünya Astım Günü’. Bu güzel bahar gününde pek çok yerde toplantılar, konuşmalar, televizyon programları... yapılacak; gazetelerde, dergilerde yazılar çıkacak.

Yıllardan beri astımlı hastalarla uğraşan, onları tedavi eden bir hekim olarak benim de söyleyeceklerim var bugün için.

ASTIM NEDİR ?
Astım, başlıca belirtileri, öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığı olan ve krizlerle ortaya çıkan kronik bir solunum yolları hastalığıdır. Hastalığın alerjik olan ve alerjik olmayan iki türü vardır. Alerjik astımın başlıca nedenleri ev tozları, polenler, evcil hayvanlar ve küf mantarlarıdır.

Astım krizleri, havaların değişken olduğu dönemlerde, gece ve sabaha karşı daha sıktır. Alerjenler, sigara dumanı, hava kirliliği, nezle, grip gibi solunum yolları enfeksiyonları, çeşitli koku ve gazlar, bazı ilaçlar…krizleri ortaya çıkaran en önemli faktörlerdir.

Hastalık 7’den 70’ e her yaştan insanda görülebilir, ama çocuklarda daha fazla rastlanır. İstatistiklere göre, gelişmiş ülkelerde ilkokul çağındaki çocukların %10, erişkinlerin ise %5 kadarında astım vardır.

ÖNCE DOĞRU TEŞHİS Tipik hastalarda astım teşhisi koymak çok kolay olsa da, astım tedavisi gören, ama astımı olmayan veya bunun tam tersi astımı olduğu halde uygun tedavi görmeyen sayısız hasta ile karşılaştığımı özellikle belirtmek isterim.

Tecrübeli doktorlar çoğu zaman daha hastayı görür görmez, muayene bile etmeden öksürüşünden, hırıltısından, nefes alıp verişinden… o kişinin astımı olduğunu kolayca anlayabilirler. Ancak, bazen kesin teşhis için akciğer röntgeni, solunum fonksiyon testleri, alerji testleri ve bazı kan incelemeleri de gerekli olabilir.

ASTIM KORKULACAK BİR HASTALIK DEĞİL
Bugüne kadar, hayatları astımdan değil, onun yarattığı korkulardan dolayı zindan olan pek çok insan gördüğüm için, astımın korkulacak bir hastalık olmadığını ve tedavisi astım kadar yüz güldürücü olan çok az hastalık olduğunu bir kere daha hatırlatmak isterim.

Hatta, astımlıların doktor kontrolü altında olmaları, sigara içmemeleri ve içilen ortamlarda bulunmamaları, yediklerine içtiklerine dikkat etmeleri, spor yapmaları ve düzenli bir hayatları olmaları dolayısıyla daha uzun ve sağlıklı yaşadıkları bile söylenebilir.

OLAYIN DİĞER YÜZÜ Şimdi gelelim bu özel günün diğer yüzüne.
Olaya ‘temiz bir kalp’ ile saf saf bakanlar, halkın bir hastalık konusunda bu tür özel günlerde bilgilendirilmesinin hiç de kötü bir şey olmadığını düşünebilirler.
Ancak böyle günlerin kapitalist ekonominin vazgeçilmez unsurlarından olduğu da asla göz ardı edilmemelidir.
Dünya Astım Günü gibi bu özel hastalık günlerini kullanarak insanları korkutmak, bir şekilde hasta olduklarına inandırmak, onları gerekli veya gereksiz sürekli olarak ilaç kullanmaya teşvik etmek ve de elbette bu sayede bu hastalık ile ilgili ürünlerin tanıtımını, reklâmını yapmak amacını güdenlere karşı uyanık olunmalıdır.
Anneler Günü, Babalar Günü ya da Sevgililer Gününü düşünün; bu günlerin ne kadar anlamsız ve ticari olduğunu, asıl amacın tüketimi artırmak olduğunu hatırlayın. Dünya Astım Gününün de, apaçık bir tür pazarlama yöntemi olduğunu unutmayın.
Dünya Astım Gününü kutlayalım kutlamasına, ama ticari amaçlar için kullanılmasına karşı çıkalım.
En önemlisi, de aman doktorlar ve hastalar olarak konu mankeni durumuna düşmeyelim.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi

ahmetrasimk@mynet.com

En Çok Aranan Haberler