Atatürk Araştırma Merkezi ve Giresun Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen II. Uluslararası Demokrasi Sempozyumu Emperyalizm, Hegemonya ve İstihbarat Faaliyetleri konulu etkinlik, 30 Kasım-02 Aralık 2017 tarihlerinde Giresun Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.Atatürk Araştırma Merkezi ve Giresun Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen II. Uluslararası Demokrasi Sempozyumu Emperyalizm, Hegemonya ve İstihbarat Faaliyetleri konulu etkinlik 30 Kasım-02 Aralık 2017 tarihlerinde Giresun Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. İlk sözü alan Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Betül Karagöz Yardelen, konuşmasında çok sayıda başvuruyu titizlikle incelediklerini ve sempozyumda sunulacak bildirilerin büyük bir özenle seçildiğini belirtti. Yerdelen’in ardından Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Konuşmasında sempozyumun unvanının demokrasi olduğu ve 3 alt başlığının bulunduğuna değinen Beyhan, bu üç kelimeden ilk ikisinin Latince kökenli ve Fransızca üzerinden dilimize geçmiş kavramlar olduğunu ifade etti.Günlük konuşma dilimize tahakküm eden pek çok kelime gibi emperyalizmin ve hegemonyanın etkisi altında bulunduğumuzu vurgulayan Beyhan, “Lügatler emperyalizmi basitçe açıklasa da aslında karışık bir mekanizmaya sahiptir. Tarihin bize gösterdiği şekilde bir devletin başka bir coğrafya, ulus ve devlet üzerinde etkide bulunması; tüm kaynaklara nüfuz ederek yayılması çabası emperyalizm olarak tanımlanır. Emperyal devlet, sahip olduğu gücü baskı için kullanır ve buna da kısaca hegemonya denilir. Bu devletler ismi ya da yönetim şekli ne olursa olsun birer imparatorlukturlar. Evet imparatorluklar zorba devletlerdir. Tarihin en eski devirlerinden günümüze kadar tarih sahnesinde yer almış ve almaya devam eden bu devletlerin en önemli özelliği zorba oluşlarıdır. Bu devletlerin güçten ve bilgiden bekledikleri sade ve sadece budur. Nüfuzlarını perçinleştirmek, yayılmak ve kaynakları kendileri için kullanmaktır. İşte yapılacak bu sempozyumda sunulacak 45 bildiri içinde hegemonik devletlerin özellikleri incelenecektir” diye konuştu.Emperyal devletlerin sömürdükleri devletlerin dillerini ve kültürlerini hedef aldıklarını ifade eden Beyhan, coğrafi keşifler döneminde deniz gücünü elinde bulunduranların sömürme hedeflerine ulaştıklarını ve Portekiz ya da İspanya’nın coğrafya ya da denizcilik bilimine katkıda bulunma gibi bir gayelerinin olmadığını söyledi. Beyhan, bu ifadelerden hareketle Osmanlı Devleti’ni emperyal devletler ile mukayese eden Merkez Başkanı Ankara’da Hıyanet-i Vataniye Kanunu bile konuşulurken “memalik-i mahrûsa” ifadesinin kullanıldığını ve pek çok millet dillerini muhafaza edebildiğine değindi.Beyhan, “Osmanlı coğrafyasında şu an kan ve gözyaşının olduğu yerlere uygulanan yöntemler bu sempozyumda masaya yatırılacaktır. İmparatorluklar gücü zorbalık için ürettiler. Ama güç ve bilgi adil devlet adamlarının elinde ancak huzur ve barışın teminatıdır. Bu etkinlikle güncel emperyalizm ve imparatorluklardan bahseden bildiriler de olacaktır. Bilim insanlarımız kendi beyin emeklerini tartışmaya açacaklardır. Reçetelerin bu sempozyum sonrasında ortaya çıkacağı muhakkaktır” diyerek sözlerine son verdi.Son konuşmayı ise Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun yaptı. Sempozyumun konusu itibariyle günümüzü de ilgilendirdiğini belirten Coşkun, Atatürk Araştırma Merkezi’ne iş birliklerinden dolayı teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan yönetiminde Medya Derneği Başkanı ve Takvim gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, gazeteci-yazar Nevzat Çiçek ve TEPAV mensubu Dr. Nihat Ali Özcan’ın konuşmacı olarak bulundukları açılış paneli gerçekleştirildi. İlk konuşmacı olan Dr. Nihat Ali Özcan, istihbarat disiplinine değinerek hiçbir istihbarat örgütünün bir diğerinin dostu ya da müttefiki olamayacağını; düşmanı merak etmenin yanında düşman olmayanlar hakkında da bilgi öğrenmenin istihbaratta mevcut olduğunu belirtti.İkinci konuşmacı olan Ekrem Kızıltaş, önceleri bu konuların ülkemizde konuşulması hayal dahi edilemezken şimdi Giresun’da bu etkinliğin gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu belirtti. Ekonomi, savunma sanayi ve diğer alanlarda kendi duruşunu gösteren Türkiye’nin istihbarat olmak üzere diğer pek çok alandan saldırılara maruz bırakılmak istenildiğini belirtti. Son konuşmacı Nevzat Çiçek, şu an İslam dünyasına yönelik geliştirilen hegemonik anlayışta mezhebe karşı mezhep, coğrafyaya karşı coğrafya, ırka karşı ırk, radikal İslam’a karşı ılımlı İslam olmak üzere 4 kol tespitinde bulundu. Türkiye’de bugüne kadar gerçekleşen askeri darbelerin hepsinin bir ideolojisi olduğunu belirten Çiçek, 15 Temmuz darbe girişiminin bir ideolojisinin olmadığını çünkü bu girişimin hegemonya sağlamak adına yapılan bir işgal girişimi olduğunu belirtti.Açılış panelinin ardından gerçekleşen oturumlarda, emperyalizm ve hegemonya kavramlarına açıklık getirildi. Geçmişten günümüze Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yürütülen istihbarat faaliyetlerinden bahsedildi. Bölgemizde gelişen son olaylar çerçevesinde ülkemiz üzerinde kurulmak istenen hegemonik sisteme (15 Temmuz darbe girişimi örneği gibi) değinildi. Bilhassa savunma sanayiinde geldiğimiz nokta; yerli ve milli üretimin faydaları ve bu üretimden rahatsız olanların ülkemiz üzerinde kurmak istedikleri baskının anlaşılması gerektiği vurgulandı. Toplam 44 bildirinin sunulduğu sempozyum üç gün sürdü.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz