Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Vatanı bile 'anavatan' olarak tanımlayan bir millet kadını yok sayabilir mi? Bizden başka böyle bir millet yok. Topraklarına bile 'Anadolu' diyen bir kültür kadını öteleyebilir mi? 'Kadın insandır, erkek insanoğlu' diyen bir gelenek kadını değersizleştirebilir mi? Elbette hayır. Tüm bu gerçeklere rağmen neden hala birileri kadınlar üzerinden din ve millet düşmanlığı yapıyorlar?" dedi.
Erdoğan, ATO Congresium'da, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca düzenlenen 2. Uluslararası İş'te Kadın Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, 2002'den itibaren hayata geçirdikleri reformların tüm kesimlerle beraber kadınların da özgürlük alanlarını genişlettiğine vurgu yaptı.
AK Parti hükümetlerinden önce yüzde 5'i dahi bulmayan kadın milletvekili oranının Cumhuriyet tarihinde ilk kez 2007 seçimlerinde yüzde 10'a yaklaştığını, 2011 seçimlerinde bu oranın yüzde 14'ü geçtiğini dile getiren Erdoğan, "AK Parti olarak şu an biri büyükşehir olmak üzere 8 kadın belediye başkanımız, 978 belediye meclisi üyemiz, 33 il genel meclisi üyemiz bulunuyor. İstihdamdaki kadın oranını ise 2005'teki yüzde 22,7 seviyesinden bu yılın temmuz ayı itibarıyla yüzde 34,3'e yükselttik. İnşallah 2023'te bu oranı en az yüzde 41'e taşımak istiyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, kadınların 1934'te elde ettikleri haklarını hiçbir kısıtlama, hiçbir mani olmadan kullanmaya AK Parti döneminde başladığı gerçeğini, bugün vicdan sahibi herkesin net bir şekilde görebildiğini söyledi.
Türkiye'deki kadınların siyasi, ekonomik, akademik ve ticari olarak gerçek özgürlüklerine AK Parti iktidarında kavuştuğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu gerçeklerin ülkemizdeki ve yurt dışındaki bazı çevrelerin zihin konforunu bozduğunu da biliyoruz. Vatandaşa tepeden bakan, milletin değerlerine düşmanlık eden bu kesimlerin en büyük ezberi, 'İslam'ın kadını ötekileştirdiğidir.' Bunlara göre din, haşa, kadını eve, dört duvar arasına mahkum kılar. Televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden, üniversite kürsülerinden senelerdir sabah akşam bu ezberi tekrarladılar. Bazı kültürel yanlış uygulamalar üzerinden bu milletin inancına dil uzattılar. Ellerine geçirdikleri her menfi örneği, tezlerini meşrulaştırmak için büyüterek, köpürterek tepe tepe kullandılar."
Batı'nın kadınlarla ilgili kötü siciline bakmadan senelerce çağdaşlaşma adına millete Batı'nın örnek gösterildiğine vurgu yapan Erdoğan, bu kesimlerin modernleşmeden anladıklarının hiçbir zaman kılık kıyafetin, gardırop modernleşmesinin ötesine geçemediğini belirtti.
Oysa ki İslam'ın kadına gerçek değerini, gerçek hürriyetini kazandıran din olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"İslam tarihine göz gezdiren, orada Sevgili Peygamberimizin eşi tüccar Hazreti Hatice Hanımefendiyi görür, müctehid Hazreti Ayşe Hanımefendiyi görür. Kendi tarihimize bakan 'diriliş'in annesi Hayme Ana'yı, vakıf çeşmesi Melike Hatun'u, istiklalin sembolü Nene Hatun'u görür. Yakın geçmişimize bakan da 15 Temmuz gecesi namlulara meydan okuyan Cennetleri, Şerifeleri, Demetleri, Ayşeleri görür. Gözü ve gönlü mühürlü olmayan herkes o gece dilinde tekbir, elinde bayrakla ülkemizi darbecilere dar eden her biri kahramanlık abidesi kadınlarımızı görür. Siz o gece saat 11.15 civarında Atatürk Havalimanı'na inen, tankları görünce de hemen orada saklanan, sonra arkadaşları gelip, tanklarla anlaşıp, makam aracı geldikten sonra da Bakırköy Belediyesine sığınan Kılıçdaroğlu olmadınız. Siz o gece F16'lar bomba yağdırırken, helikopterler mermilerini yağdırırken, tanklar, toplar caddeleri istila ederken cadde ve sokaklarda siz, kadınca değil kadın yiğitliğiyle yürüdünüz. Siz analığınız gereğini orada çok farklı bir şekilde ortaya koydunuz. Yılmadınız."
- "Anaların ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin"
"Cenneti annelerin ayağının altına seren bir din kadını aşağılayabilir mi?" diye soran Erdoğan, şunları söyledi:
"Anaların ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin, öpün. Orada cenneti bulursunuz, orada cennetin kokusunu hissedersiniz. O, bambaşka bir dünyadır. Vatanı bile 'anavatan' olarak tanımlayan bir millet, kadını yok sayabilir mi? Bizden başka böyle bir millet yok. Topraklarına bile 'Anadolu' diyen bir kültür, kadını örteleyebilir mi? 'Kadın insandır, erkek insanoğlu' diyen bir gelenek kadını değersizleştirebilir mi? Elbette hayır. Tüm bu gerçeklere rağmen neden hala birileri kadınlar üzerinden din ve millet düşmanlığı yapıyor. Niçin bu kesimler DEAŞ gibi bir katiller sürüsünün kadına yönelik aşağılık tavırlarını Müslümanlara yamamaya çalışıyorlar. Bunlar için mesele kadınlar değildir. Kadın hakları hiç değildir. Çünkü kadına gerçekten değer verseler sadece DEAŞ'lı canileri değil PKK'nın, YPG'nin ölüm makinesine çevirdiği genç kızları da görürler onlar için de tepki gösterirler."
Kandil'e genç kızları, gençleri kaçıranların PKK olduğunu belirten Erdoğan, Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce, haftalarca bu nedenle anaların ağladığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Amaçları kadın hakları olsa, moda sektörünün kanını emdiği, modern kölelere çevirdiği çocuk yaştaki kızlar için de seslerini yükseltirler. Gayeleri adalet olsa, Arakan'da evlatları gözlerinin önünde katledilen annelere, geçmeye çalıştıkları nehirde annesini yitiren kız çocuklarına da sahip çıkarlar. Niyeti kadının onurunu korumak olanlar her gün bir skandalın patlak verdiği sosyete dünyasındaki tacizlere tepkilerini yükseltirler."
(Sürecek)
(AA)