Zamanın hızlı ilerliyişi koronavirüs pandemisinin gölgesinde biraz da olsa yavaşlamıştı. İnsanoğlu doğa ile daha fazla vakit geçirmeye ve onu korumaya yöenlik olarak kampanyalar başlatmıştı. Koronavirüs pandemisinin beklenmedik bir şekilde tüm dünyaya yayılması gelecek yıllara ilişkin kaygıları da beraberinde getirdi. Aslında hepimizin aklında “Dünya sonraki yıllarda nasıl olacak” sorusu belirdi. Sosyal medya fenomeni olan mimar Annibela Siconolfi ortaya çıkarttığı çizimlerle işte bu soruya cevap verdi.
3D teknolojisi ile görselleştirdiği şehirler ileride kullanacağımız teknolojilere ve kalabalığa ev sahipliği yapıyor. Çalışmalarında füturistik mimari imgelere yer veren Siconolfi aslında çağdaş sorunlar üzerinden ilerliyor. Çalışmalarını şekillendiren başlıca konuları küresel ısınma, nüfus patlaması ve gelişen teknoloji oluşturuyor. Çünkü ona göre nüfus katlanarak artacak ve şehirler dikey ve yatay olmak üzere her şekilde genişleyecek.
Dünyanın gelişimini çizimlerinin bir numaralı konusu haline getiren Siconolfi’in günümüzün mimarisindan dokunuşları taşıdığını da söylememiz gerekir. Örneğin; bir istasyon oluşturan ünlü sanatının çizimleri Çin’in yolları ve istasyonlarının devasa hali olarak karşımıza çıkıyor.
200 yıl sonra evlerin her yere yayılacağını düşünen Siconolfi doğayı da çalışmalarından eksik etmiyor. Ne olursa olsun sonradan doğanın şehirler üzerine oluşturulabileceğini de savunuyor. Hatta uçan arabaları da çalışmalarının içerisine entegre etmeyi başarıyor. Hızla gelişen teknolojinin gelebileceği boyutu uzun araştırmalar sonucunda elde etmiş ve tasarımlarına aktarmış. Bazıları çalışmaları çok kasvetli bulurken, bazı kişiler de olağanüstü buluyor. Özellikle yer altına yapılacak batık şehirler üzerine olan çalışmaları oldukça ilginç algılanıyor.