HABER

2011'den 2018'e Özgür Suriye Ordusu'nun dönüşümü

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Özgür Suriye Ordusu, Fırat Kalkanı'nın ardından Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında da TSK ile birlikte hareket ediyor. Suriye'de iç savaşın başladığı dönemde ordudan ayrılan bazı subayların kurduğu örgütte, çok farklı silahlı gruplar var. İlk dönemlerde "laik ve ılımlı muhalefet" olarak tanımlanan ÖSO, bugün içinde İslamcı ve Selefi unsurları da barındırıyor.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye'de barışçıl protestoların silahlı çatışmalara dönmeye başladığı 2011 yılının yaz aylarında kurulan ilk örgütler arasında yer alıyor.

ÖSO, Suriye ordusunda görevli yedi subay tarafından kuruldu. Örgütün kuruluşu Temmuz ayı sonlarında YouTube'da yayımlanan bir video ile duyuruldu.

Albay Riyad el Esad liderliğinde kurulan ÖSO, kuruluş amacını "sistemi yıkmak için halkla birlikte çalışmak ve halkı sistemin silahlı ölüm makinelerine karşı korumak" olarak açıkladı.

Aynı videoda, Suriye ordusunun tüm üyelerine kendilerine katılma ve tüm muhalif silahlı gruplara birleşme çağrısı yapan ÖSO, sivilleri hedef alan tüm güvenlik güçlerinin artık kendileri için meşru birer hedef haline geldiğini bildirdi.

Örgütün, Suriye bayrağına bir yıldız daha ekleyerek, üç yıldız hale getirdiği versiyonu birçok başka grup tarafından da kısa sürede kullanılmaya başlandı. Ele geçirilen yerlere üç yıldızlı ÖSO bayrağı asıldı.

Örgütün kurucu komutanı olan El Esad, ilk etapta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile isim benzerliğinden dolayı dikkatleri üzerine çekti. Ancak iki isim arasında herhangi bir akrabalık bağı bulunmuyor.

El Esad, iç savaşın başlamasından bir süre sonra Türkiye'ye kaçtı. ÖSO'yu da Türkiye'den yönetmeye başladı.

İLK YENİDEN YAPILANMA: YÜKSEK ASKERİ KONSEY

Ancak bir süre sonra üç yıldızlı Suriye bayrağını kullanmaya başlayan çok farklı grupların da ÖSO şemsiye altında savaştığını ilan etmesi ve çok geniş bir coğrafyada faaliyet göstermesi, örgütün de yeniden yapılandırılması ihtiyacını doğurdu.

Silahlı muhalif gruplara destek veren Türkiye'nin yanı sıra Batı devletleri ve Körfez Arap ülkelerinin de talepleriyle merkezi bir komuta kademesi kurulması amacıyla Aralık 2012'de Antalya'da bir toplantı yapıldı.

Bu amaçla Antalya'da yapılan toplantıda Yüksek Askeri Konsey kuruldu ve ÖSO çatısı altında savaşan grupların bir kısmı Konsey'in emri altına girdi.

Konsey'in genel komutanlığı görevine ise General Selim İdris getirildi.

Getty Images General Selim İdris, göreve geldikten kısa bir süre sonra Avrupa'ya giderek Esad sonrası kurulacak sistemle ilgili temaslarda bulunmuştu.

İdris o dönemde amaçlarını Suriye'de sayıları ve etkinliği giderek artan cihatçı gruplara karşı "daha ılımlı ve daha güçlü bir alternatif" oluşturmak olarak tanımladı.

Bu nedenle de ÖSO ve çatısı altındaki birçok grup gerek Batılı devletler gerekse de uluslararası medya tarafından "muhalifler" ya da "ılımlı muhalif gruplar" olarak nitelendirilmeye başlandı.

2012 yılı sonlarında ve 2013 yılı başlarında kurulan bu yapıda, İdris'in siyasi yapılanmaya da sahip olan örgütün ÖSO çatısı altında toplanan askeri kanadının liderliğini yapması öngörüldü.

BEŞ CEPHEDE, ALTIŞAR SİLAHLI ÖRGÜT

O dönemde Yüksek Askeri Konsey altında belirlenen beş farklı cephede savaşan yaklaşık 30 farklı grup yer aldı.

Bu cepheler, Halep ve İdlib bölgelerini kapsayan Kuzey; Rakka, Deyrizor ve Haseke'yi içeren Doğu; Hama, Lazkiye ve Tartus'ta kurulan Batı; Humus ve Rastan bölgesi için Merkez; Şam, Dera ve Suveyda'yı içine alan Güney olarak tanımlandı.

Her cephe için de altışar silahlı grup oluşturuldu. Bu grupların, askeri karar alma süreçlerinde önce cephe komutanlıklarıyla, daha sonra da ÖSO'nun İdris önderliğindeki ana komutanlığıyla temasa geçmesi öngörülüyordu.

Ancak kağıt üstünde belirlenen bu emir-komuta zinciri pratikte uygulamaya sokulamadı.

ÖSO çatısı altında savaşan grupların bir kısmı zaman içerisinde cihatçı örgütlerle işbirliği yaptı ya da farklı isimler altında cihatçı örgütlere dönüştü.

İdris de Suriye'de hükümete karşı savaşan silahlı grupların en güçlü çatı örgütü olması beklenen ÖSO'nun komutanlığından çok, bu görevi yürüttüğü 2014 yılına kadar örgütün sözcüsü ve özellikle Batı'dan gelen askeri yardımların dağıtımını organize eden kişi haline geldi.

ÖSO'NUN DIŞ DESTEĞİ

ÖSO'yu kurulduğundan bu yana destekleyen ülkeler arasında Türkiye ile ABD başı çekiyor.

Türkiye'de ÖSO üyelerinin kaldığı bazı kampların bulunduğu yönündeki iddialar farklı zamanlarda ortaya atıldı.

2012 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) bir grup milletvekilinin Hatay'da Suriye ordusundan kaçan subayların da kaldığı Apaydın Kampı'na girmesine izin verilmedi. CHP milletvekilleri, buranın bir mülteci değil, askeri kamp olduğunu iddia etti.

Bu gelişme üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) mensup üyeleri, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri ile birlikte kampı ziyaret etti ve herhangi bir olumsuzluk görmediklerini bildirdi.

Şubat 2013'te de bu kez Gaziantep'te bir bağ evinde patlama meydana geldi. ÖSO üyelerinin bu evde bomba imal ettiği iddiaları ortaya atıldı.

ÖSO, aynı zamanda ABD'nin Suriyeli silahlı örgütleri destekleme programı kapsamında yardım alan gruplar arasında yer alıyor.

ABD YPG'YE DÖNDÜ, ÖSO ZAYIFLADI

ABD'nin 2013 yılında başlattığı "Eğit-Donat" programı kapsamında, ilk etapta ÖSO'ya bağlı savaşçıların da eğitim gördüğü ve silah yardımı aldığı açıklandı.

Ancak daha sonra 2014 yılında ABD'nin bu programı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile savaşan gruplara öncelik verecek şekilde düzenlemesiyle birlikte, Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin oluşturduğu Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri (YPG) de destek almaya başladı.

ÖSO'nun ilk lideri El Esad, Eylül 2016'da Yeni Şafak gazetesine verdiği mülakatta, ABD'nin bu programı kapsamında yalnızca "54 muhalife silah eğitimi verilirken, 8 bin PYD/PKK'lı teröristin profesyonel asker haline getirildiğini" öne sürdü.

Suriye iç savaşı sırasında en etkili olduğu 2012-2013 döneminde bir ara Suriye topraklarının yüzde 50'sinden fazlasını kontrol altında tutan ÖSO, ilerleyen yıllarda ise başta IŞİD olmak üzere cihatçı örgütlerin ilerlemesi ve bunlara karşı ABD'nin de desteğiyle PYD ve YPG gibi daha organize grupların ön plana çıkmasıyla giderek güç kaybetmeye başladı.

ÖSO'nun giderek güç kaybettiği bir dönemde Şubat 2014'te İdris görevden alınarak yerine Abdulillah Beşir'i atadı.

Ancak ÖSO'nun zayıflamasını durduran ve Suriye'de yeniden adı duyulan bir aktöre dönüşmesini sağlayan ise Türkiye'nin desteği ile yeniden yapılandırılması oldu.

2016'DA TÜRKİYE DESTEKLİ YENİDEN YAPILANMA

Bu kapsamda Mart 2016'da ÖSO ile bağlantılı grupların bir kısmı bir araya gelerek, Havar Kilis Operasyon Odası adlı bir oluşuma gitti.

Havar Kilis Operasyon Odası verilen bu oluşumun iki ana bileşeni var. Bunlardan birisi ÖSO, diğeri de Halep'in Fethi adlı daha önce Halep'te savaşmış grupların oluşturduğu çatı örgüt.

Bu yeni yapılanmada, Sultan Murat Tugayı, Hamza Tugayı, Fastakim Birliği ve Mutasım Tugayı gibi Suriye'nin kuzeyinde faaliyet gösteren farklı gruplar ÖSO çatısı altında bir araya geldi.

Bu grupların, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile sahada işbirliği yapmaları ve birlikte hareket etmeleri de Ağustos 2016'da başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı'nda başladı.

TSK ve ÖSO, Mart 2017'de sonlandırılan Fırat Kalkanı Harekâtı sırasında sınırın Suriye tarafında bulunan Azez ile Cerablus arasındaki bölümü güneyde El Bab kentine kadar yaklaşık 2 bin kilometrelik bir alanı IŞİD'den aldı.

Bu bölgelerde Türkiye'nin desteklediği bir yönetim kurulurken, ÖSO'ya bağlı bazı güçler de yine Türkiye'nin sağladığı eğitimlerle bölgede güvenlik hizmeti sağlıyor.

Anadolu Ajansı (AA), Türkiye tarafından eğitilen 4 bine yakın "Özgür Polis"in Fırat Kalkanı Harekâtı ile ele geçirilen bölgede görev yapmaya başladığını bildirdi.

ÖSO'DAN SURİYE ULUSAL ORDUSU'NA

Türkiye destekli ÖSO'nun yeniden yapılandırılma sürecinin en son halkasını da 30 Aralık 2017'de kurulan "Suriye Milli Ordusu" oldu.

Suriye Milli Ordusu, ÖSO'ya bağlı yaklaşık 30 alt grubun birleşmesinden oluşturuldu.

Bu örgütün kuruluş amacı, Fırat Kalkanı Harekâtı ile ele geçirilen bölgeyi korumak ve halkı, hükümete bağlı güçler ve IŞİD ile YPG gibi grupların "saldırılarına karşı savunmak" olarak açıklandı.

Örgütün kurulduğunda yaklaşık 15 bin savaşçıyı bünyesinde barındırdığı belirtildi.

Örgütün kuruluşunu manşetinden duyuran Yeni Şafak, Arapça adı "Ceyş el Vatani" olan Milli Ordu'yu "2011 yılından bu yana muhaliflerin kurduğu en büyük silahlı grup" olarak nitelendirdi.

Haberde, Milli Ordu içerisinde üç Türkmen grubun da bulunduğu ifade edildi. "Fırat Kalkanı Harekâtı sonrası yüzde 65 oranında eğitilen muhalif savaşçılar, 2 bin kilometrekarelik alanın güvenliği dışında PKK'ya karşı gerçekleştirilecek Afrin harekatı ve sonrasında TSK'ya destek verecek. Yeni kurulan Suriye Milli Ordusu'ndan 15 bin asker Afrin harekatı için hazırlanırken, Afrin sonrası gerçekleştirilecek Tel Abyad ve Munbiç harekatında da TSK'nın yanında yer alacak" denildi.

ÖSO İÇİNDE HANGİ GRUPLAR VAR?

2011-2014 yılları arasında Suriye'de hükümetin değişmesini savunan uluslararası aktörler tarafından en çok desteklenen örgüt olan ÖSO'nun 2016 yılına kadar bir gerileme dönemi yaşadığı ve bundan sonra da Türkiye desteğiyle yeniden güçlenmeye başladığı görülüyor.

İlk kurulduğu dönemden bu yana dağınık örgütlenen ve farklı grupları bünyesinde barındıran ÖSO'ya son zamanlarda "laik muhaliflerin" desteğini kaybederek, giderek İslamcı örgütlerin ağırlık kazandığı bir yapıya dönüştüğü eleştirileri yöneltiliyor.

Ayrıca ÖSO'yu oluşturan birliklerin zaman zaman birbirleriyle çatıştığı haberleri de geliyor.

ÖSO çatısı altında Zeytin Dalı Harekâtı'na katılan veya destek veren gruplardan bazıları şöyle:

Sultan Murat Tümeni: Adını Osmanlı İmparatoru İkinci Murat'tan alan örgüt, 2013 yılında kuruldu. Üyeleri arasında Türkmenler ve Araplar var. Ağırlıklı olarak Halep bölgesinde, Halep'in Fethi çatı örgütü altında faaliyet gösterdi. Halep'in yeniden Suriye hükümetinin kontrolü altına geçmesinin ardından Fırat Kalkanı Harekâtı'na katıldı. İnternet sitesine göre, şu anda 5 bin civarında üyesi olduğunu söylüyor. Halep operasyonu sırasında hem Uluslararası Af Örgütü hem de Birleşmiş Milletler tarafından sivilleri öldürmekle suçlanan örgütler arasında yer alıyor.

Feylak el Şam (Şam Lejyonu): 19 farklı İslamcı örgütün bir araya gelmesiyle 2014 yılında kuruldu. Suriye'deki Müslüman Kardeşler'e yakın bir örgüt olduğu belirtiliyor. Fırat Kalkanı'nın ardından Zeytin Dalı Harekâtı'na katıldı. Örgütün komutanı Yasser Abdul Rahim, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, ÖSO'nun hedefini YPG tarafından kontrolü altındaki "16 Arap köyünü ve kasabasını geri almak" olduğunu ve Afrin şehrinin merkezine girmeyi planlamadıklarını söyledi.

Ahrar el Şarkiye: Nusra Cephesi'nden ayrılan Ebu Marya El Kahtani tarafından 2016 yılında kuruldu. Fırat Kalkanı Harekâtı'na katıldı. Ancak bu dönemde, ABD askerlerinin bu bölgeye gelmesine tepki göstererek, harekattan ayrıldı. Yapılan açıklamada, ABD'nin YPG'ye destek vermesine tepki gösterildi.

En Çok Aranan Haberler