Türkiye pazarından ayrılan şirketlerin ilginç bir ortak özelliği var. O da kolay kolay resmi bir açıklama yapmamaları. Diğer bir deyişle ufak ufak çaktırmadan uzamayı tercih ediyorlar. Oysa hani biz kraldık? Neden kimse aslında 'kral çıplak' demiyor? Diye sormadan edemiyor insan. İngiltere'nin en büyük perakende zinciri Tesco da, ayrılırken açıklama yapmayı sevmeyen şirketlerden. Güney Kore'deki operasyonunu 6.1 milyar dolara satarak ülkeden çekilen Tesco, Türkiye pazarından da kendisine ait 10 mağazayı Beğendik market zincirine sattı. İyi ki Kamu Aydınlatma Platformu (KAP) diye bir şey icat etmişler de, aydınlanabiliyoruz ülkece.
Türkiye'den ayrılmak ona pahalıya patladı. Hayır, tabi ki nafaka talep etmedik. Citibank'ın ayrılışı kepenk kapatmadan ziyade, seviyeli bir birlikteliği sonlandırma şeklinde oldu. 2006 yılında 3.1 milyar dolar ödeyerek aldığı yüzde 20'lik Akbank hissesini bu yıl içinde tamamen satarak elden çıkarması, hesaplamalara göre yaklaşık 800 milyon dolar zarara neden oldu.
Akaryakıt sektöründe kar marjlarını daralmasını gerekçe gösteren Fransız devi Total, akaryakıt istasyonlarını 325 milyon dolara Demirören'e satarak akaryakıt dağıtım alanından çekildi.
Kanadalı iç giyim markası La Senza, Türkiye pazarından çıkan şirketler kervanına katılan son marka oldu. 2005 yılında Türkiye'ye gelen La Senza, seksi tasarımları, pin-up tarzında ürünleriyle az ilişki kurtarmamıştır. Ancak ne yazık ki mutluluk dağıtırken, kendisi aradığı mutluluğu Türkiye'de bulamamıştır.